Bölüm 22 - vazgeçme

71 11 2
                                    

Yaren: sorma işte geldim, gelmek istedim geldim, gitmek istedim gittim. Soru sorma. 3 ay, 2 ay bir ay ne fark eder burdayım bir süre.

Kerem:(şaşırmış ve sinirli bir ses tonu ile) yok ya. Hangi kafa bu? Burası dingonun ahırı değil, bizde senin koyunların değiliz mal, istediğin zaman hayatımıza girip istediğimiz zaman çıkımazsın anla. Gelmek istemiş gelmiş miş, giek istemiş gitmiş miş. Eğer hamile olmasan sana yapıcağımı bilirdim.

Yaren: (sinirli bir ses tonu ile) beni bu evden kaçırtan'da, bu eve döndürende sensin.

Kerem:(sinirli bir ses tonu ile) ben ve ailem senin oyuncağın değiliz, ben seninle artık uğraşamam. Biz senin bakıcında değiliz, karnındakini kimden peydahladıysan git o baksın size. Hem ne demek oluyor "beni döndüren sensin?"

Yaren: (üzüntü bir ses tonu ile) ben'de senin ailenim kerem, ben'de sana aitim ailene aitim, herşey çok daha güzel olabilirdi ama sen....neyse kerem, 3 ay sonra çok pişman olucaksın. Bebeklerim dünyaya geldiklerinde istediğin doktor'da DNA-Test'i yaptır. Çok pişman olucaksın.

Kerem: (sinirli) ben en son sana nikah masasında 'evet' dediğim için pişman oldum. Bir daha'da olmam.

Kerem en son bu sözleri söyledikten sonra benim kolumdan tutup beni aşşağı indirmeye çalıştı. Ben hamile olduğum için ayaklarım biraz şişti ve yürümekte zorluk çekiyorum ama kerem beni hızlı hızlı aşşağı indirdi "kerem bırak" desem'de aldırmadı. Merdivenlerden iner'iken ayaklarım çok acıdı çünkü koşar adımlarlar indirdi. Aşşağı inince bana "yürü, yürü" diyerek beni kapının dışına çıkarttı ve kapıyı yüzüme kapattı o kapıyı kapatınca bende "istediğini yap kerem, gitmicem. Bu sefer gitmicem, başıma silah dayasan'da gitmicem, gerekirse burada uyurum, duydunmu beni" , diye bağırdım. Ben sesimi kesince içeriden kerem'in sesini duydum o'da bağırıyordu ama bana değil, "eğer o kadını bu eve geri alırsanız ben giderim anladınızmı, bu kapıyı kimse açmayacak."

Kerem sustuktan sonra ben kapı'ya yeniden vurdum biraz kapının önünde bekledim ve birden kapı açıldı kerem hızlıca yanımdan geçti ve ardından'da elif koştu "abi, abi" diyerek. Ben şaşkın şaşkın bakarken kayın validem beni içeri aldı, içeri giridiğim'de kayınbabam koltukta oturuyordu, bir eli çenesinde diğer eli dizinde, tuhaf bir hali vardı hem üzülmüş hem sinirli gibi. Kayın validem sağ kolu ile benim sol koluma girdi ve birbirimize yürümekte destek olurcasına koltuğa oturduk. Ben kayınvalidemin gözlerine baktım ama bir cevap alamadım biraz bekledim onların birşeyler söylemelerini bekledim ama konuşmadılar, elif ile Keremde hala gelmediler ve kayınbabam'ın eli hala çenesinde arada anlını sıvatlıyor. Bekledim, bekledim ve ben konuşmaya başladım.

Yaren: anne, baba! Ben böyle olsun istemezdim, ben ne sizin, ne benim ne'de keremin üzülmesini isterdim. İsterdimki mutlu huzurlu bir aile olalım ama kerem hep bir sorun çıkarttı dayanamadım, ben sadece sakin bir hamilelik geçirmek istedim, kavgasız gürültüsüz ve bunun için kerem'den uzak olmam lazımdı. Lütfen öyle durmayın, bana bağırın kızın, hata yaptın deyin susmayın nolur.

Ben bu kelimeleri söyledikten sonra kayın babam kafasını yerden kaldırdı ve bana hak verdiğini söyledi, aslında çok şaşırdım, normalde oğlunu savunması gerekiyordu ama adam adaletli, görüyor keremin bana yaptıklarını. Kerem beni dışarı attıktan sonra babası ona hakaret etmiş ve tokat etmiş ve şu sözleri söylemiş kereme "eğer yaren'den rahatsız oluyorsan kapı orada kerem, yaren hiç bir yere gitmeyecek, zamanın'da anne'ne karşı çıkıp o kızı bu eve getiren sendin şimdi evden atamazsın üstelik karnında bizim kanımız'dan birini taşırken." Kayın babam'da beni savunmuş, öz babam gibi severim kendisini, merhametli iyi bir insandır ama aynı zamanda çok disziplin'li dir. Kayın validem sadece sessiz sessiz ağlıyor bu yaşananlara yüzüme bakmıyor ağlarken, suratında özür diler aff diler gibi bir ifade var.

Akşam emine hanım ve ben sofrayı kurduk akşam yemeği için elif gelmişti ama kerem gelmedi kayın babam belki öfkesi geçmiştir diye aradı, kaldırmayınca'da mesaj yazdı eve gelmesini söyledi ben karnımı doyurduktan sonra yavaş yavaş yukarı odama çıktım.
Ne hayellerim vardı bu odaya ilk girdiğimde, keremle birbirimizi öpücüklerle uyandıracaktık, çok mutlu olacaktı, asla kavga etmeycektik, sorunlarımızı konuşarak bu oda'da hal edecektik kimseye duyurmadan ama bu hayellerim sadece 6 aylığına gerçekleşe bildi.

Sabah kahvaltı için elif beni kaldırdı kerem oda'da yoktu sonra elif koluma girdi ve beni yavaş yavaş aşşağıya indirdi kerem sofraday'dı, görünce çok şaşır ve aynı zamanda mutlu oldum, ben masaya oturunca kerem kafasını kaldırdı ve ayağa kalktı emine hanım "oğlum nereye?" Diye sordu , kerem sol elini yumruk haline getirdi ve masaya vurdu " ben bu kadınla aynı sofraya oturmam, ben bu kadınla yemeğimi paylaşmam", dedi ve evden çıktı. Benim'de şu hiç durmayan iştahım birden kesildi ağlamamak için kendimi zor tuttum, ben bu adama nasıl bebeklerimi emanet ederim, ben kendime değil bebeklerime yanarım. Kayın babam bana yemek yememi söyledi ama ben yiyemedim ve sofradan kalktım koltuğa oturdum hamile olduğum için işten'de yeni ayrıldım yani yapıcak hiç bir işim yoktu, annemi aradım bize gelmesini ve döndüğümü söyledim, ağlayarak babamın izin vermediğini söyledi, babam kimseye haber vermeden kaçtığım için ve gittiğim yerin adresini vermediğim için benimle konuşmuyormuş, harika herkez bana tek tek sırtını dönüyor. Kardesim 'irem' de kimseyle konuşmuyor arıyorum telefonlarıma bakmıyor annem okul'dan eve, ev'den okula gittiğini söylüyor, kardeşimle dertleşemedim konuşamadım, kimseye birşey anlatmıyormuş, konuşmuyormuş. Gezmeyi çok seven kardeşim evden dışarı çıkmıyormuş. İremin bu durumuna çok üzülüyorum, ben eskiden herşeyi kafaya takmazdım ama hamile olduktan sonra herşeye takılmaya başladım ve herşeye üzülüp ağlıyorum.

Elif ile biraz konuştum o'na dün akşam kerem ile nereye gittillerini sordum, musanının evine gitmişler kerem hakaretler'le musanın kapısını çalmış "aç ulan kapıyı şerefsiz, bakamadınmı lan dostuna'da gönderdin başıma, aç ulan aç, götün yemiyormu lan, ne istiyorsunuz lan ne aç ulan aç." Kapıyı musanın annesi açmış ve musanın 3-4 ay önce yurt dışına gittiğini söylemiş. Kerem musanın gittiğini duyunca biraz sakinleşmiş. Elif bana abisinin musa'da ne alıp veremediği var diye soru bende bilmiyorum dedim ama gerçekten'de bilmiyorum, musa'dan ne istiyor, bebeklerimin babasının musa olduğunu sanıyor galiba, bu böyle olmayacak kereme bir an önce anlatmam lazım doğumda öle biliceğimi, bana acımasın'dan korkuyorum, zaten ölücem diye iyi davranırsa bu beni hiç mutlu etmez.

Eğer ölme ihtimalim yüksek olmasaydı bana bunları yaşatan bir adama asla geri dönmezdim, hazır işim'de varken kendi hayatımı kurardım bebeklerim ile beraber ama kader işte hep bor yerden vuracak.

Öğlen sonuna doğru canım çok sıkılmıştı bende odamdaki balkona çıktım ve ora'da bulunan sandelyede oturd biraz. Emine hanım' da mutfakta yemek yapıyordu ona biraz yardım etmek istedim ama izin vermedi ayaklarım şiş olduğu için. Balkonda oturuken kerem ile yaşadığım güzel günler geldi gözümün önüne, biraz hüzünledim ve şarkı söyledim, durup duruken aklıma 'gel gizli gizli' şarkısı geldi ve balkonda söylemeye başladım evde sadece kayın validem ve ben varım. Kayın validem bahçedeki bankta oturmuş ağlıyordu ben balkon'dan aşşağı baktım ve ona neden ağladığını sordum, "çok güzel söyledin kızım, ondan ağlıyorum."

Bu kadın şarkıya türküye ağlayacak kadın değildi sonradan değişti.

Ben sandelyeme tam geri oturacaktımki bahçeye kerem, kayın babam, ve öz babam girdi arkalarından'da annem hızlı hızlı geldi. Kerem ve babam çok sinirliydi.

-------------------------------------------------

Yorum ve votelerinizinbekliyorum :)

Sedanur Arslan

Kalbim ÖlüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin