Hayattan....
Türk polisleri bize çok sahip çıktılar ve bize kalıcak yer verdiler yemek verdiler yani ilgilendiler ama bir yere kadar.
Yaren: neden Almanyaya geri dönmediniz?
Hayattan...
Dönücektik ama beni hastaneye yatırdılar ben tedavi gördüm. O sıradada eşim tanıştığımız bir polis sayesinde kalıcak bir yer bulmuş yani şuan oturduğumuz bu ev. Benim tedavim 2 ay kadar sürdü kendime gelmem çok zor oldu, yaşadıklarım beni uyutmuyordu hergece rüyalarıma giriyordu. Tedavim daha uzun sürecekti ama ben hastaneden çıkmak istedim eşim ve çocuklarımla birlikte olmak istedim orada kendimi çok yalnız hissediyordum. Hastaneden çıkınca eşim beni bu eve getirdi bir kaç gün kaldıktan sonra Almanyaya dönmeye karar vermiştik sonra ben bi rahatsızlık geçirdim ve bayılmıştım uyandığımda hastanedeydim. İşte hamile olduğumuda o lanet gün öğrendim bebek tam 2 aylıktı yani eşimden değildi emindim çünkü biz yola çıkmadan iki hafta önce ilişkiye girmiştik. Bu karnımdaki bebek bize ağit değil bu bebek bir tecavüzcüye ağit namussuz hırsız bir köpeğin bebeği bu bizim değil, ne olursa olsun ben bu bebeği doğurmak istemiyorum bu bebeğin annesi olmak istemiyorum, bu bebek yüzünden eşim artık yaşamıyor bizi birbaşımıza bıraktı böyle. Onsuz hayat çok zor, anlamsız, tanıştığımız günden beri beni hiç yalnız bırakmamış beni hep sahiplenmişti korumuştu şimdi kimsem yok çocuklarımdan başka.
--------Yaren: hayat! Hayat sakin ol! Tamam ağlama bu kadar üzme kendini.
Hayat çok çaresiz görünüyordu bana bunları göz yaşları içerisinde anlattı. Hayatın psikolojisi çok bozulmuş. Kadının yaşadıkları çok ağır şeyler. Biz en son nezaman şükür ettik halimize? Sordukmu hiç kendimize neden köpek gibi bir birimizi yemeye çalışıyoruz? Neden hiç bir şeyden memnun kalmıyoruz?
Hayattan....
Eşim bu yaşananlardan dolayı sürekli kendini suçluyordu. Türkiyeye geldiğimizden beri hiç yanyana yatmamıştık, yüzümede bakmıyordu her gece kalkıp sessiz sessiz ağlıyordu, dua ediyordu. Biz uyurken saçlarımızı okşuyor bizden aff diliyordu. Bende o'nun bu haline dayanamıyordum. Hamile olduğumu öğrendikten sonra eşim kendini dahada suçlu hissetmeye başladı. Hastaneden gelince konuşmamıştık sadece benden ve çocuklardan aff diliyordu.
O'na sürekli söyledim "senin bir suçun yok, kendini suçlama" diye ama beni hiç dinlemedi.
Sonra bir gün evden küçük bir işim var diye çıktı ve birdaha geri gelmedi. İki gün sonra ben dayanadım ve bizimle ilgilenen polislerin birinden yardım istedim o'nun sayesinde eşimi buldum ama ilyas (hayat'ın eşi) artık yaşamıyordu. İntihar etmişti kendini bir kamyonun önüne atmış bir gün yoğun bakımda bekletmişler ama beyin ölümü gerçekleşmiş. Üzerinde kimliği olmadığından bizede ulaşamamışlar. İlyası morgda görünce bir kere daha yıkıldım .
Flashback hayattan...
Morg çok soğuk ilyasa yaklaştım yüzüne dokundum ve alnından öptüm. "İlyas bittimi o küçük işin, senin ne işin var burada ilyas kalk, nasıl bırakırsın bizi, burada yatması gereken benim ben sen değil, neden ilyas neden? Ben şimdi kiminle dertleşirim, şimdi kim bizi koruyup kollar, kim sahip çıkar bize? Biz sensiz ne yaparız?" Konuşurken üzüntüden sesli konuşmaya başladım gittikçe daha da sesli olmaya başladım. İlyas'a çok kızgınım bizi nasıl bırakır bu halde nasıl? Bir kolumu ilyasın boynuna doladım ve kafamı ilyas'ın soğuk göğsüne yatırdım. "Kokun nerede ilyas, kokunu şimdiden özledim, ben gittiğine inanmak istemiyorum bizi bıraktığına inanmak istemiyorum, hani hayallerimiz vardı bizim her şeyden bukadar çabuk nasıl vazgeçtin? Biz daha seninle çocuklarımızın büyüdüğünü görücektik mezuniyetlerini görücektik, beni bırakırsın anlarım ama çocuklarımız ilyas onları nası öksüz bırakırsın." Biraz durdum kafam hala ilyasın göğsünde (çok sesli bir ses tonu ve ağlayarak) "ilyas kalk, kalk! İlyas kalk ne olur kalk, bırakma bizi kalbim acıyor ilyas yalvarırım kalk, Allahım canım çok yanıyor Allahım içim acıyor, yapamam ben sensiz kalk." Ben bağırmaya başlayınca bir morg görevlisi ve bir hemşire içeri girdi ve kollarımdan tutup beni zorla dışarı çıkarmaya çalıştılar, ben çıkmak istemiyorum ilyası bırakmak istemiyorum "bırakın beni, bırakın! İlyas kalk, aç gözlerini ilyaaaaaasss!" Sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım uyandığımda hastene odasındaydım kızlarım odadaki koltukta uyuyorlar, benimde kolumda serum asılı, odaya bir hemşire geldi ve bana sakinleştirici verdiklerini ve çocuklarımın karnınıda doyurduklarını söyledi. Kendimi çok yorgun hissettiğim için yeniden uykuya daldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Ölüyor
RomansKırılmış hayallerden, bitmiş sevgilerden senden ve kendimden yoruldum. Ne olursa olsun sen bende kalıyorsun bende sende. Bittimi herşey? Yoksa yenimi başladı? Aşk nedirki? Onun yanında acı çekmene rağmen gidememekmi? Nefret ediyorum diyerek beynin...