36*break-up

106 9 28
                                        

LUKE:

"Selam, bebeğim. Biliyorum bana kızgınsın ama en azından telefonlarımı açsan? Seni merak ediyorum iyi misin? Her neyse mesajlarımı alınca beni geri ara lütfen. Seni seviyorum." dedim ve telefonu kapattım. Tekrar yatağıma oturdum ve abime baktım.

"Yine mi açmadı?"

"Evet, açmıyor. Dünden beri kaç kere aradım ama açmıyor."

"Belki de evine gitmelisin Luke."

"Gitmedim mi sanıyorsun Jack? Michael her gittiğimde tuvalette olduğunu söylüyor. Beni görmek istemediği açık."

"Haklı da."

"Onu aldatmadım Jack!"

"Cehennemde yanacaksın Luke." dediğinde bir yastık alıp ona attım. "Hadi kalk."

"Ne diyorsun?"

"Kalk diyorum, çiçekçiye gidelim ve ona çiçek al. Sonra pasta gibi bir şey ve bir kitap al. Yine kapıyı açmazsa oraya bırakırız, emin ol hoşuna gider."

"Emin misin?"

"En azından denemeye değer, değil mi?"

"Yine haklısın."

"Çünkü tecrübem fazla, ezik. Kalk hadi sana iyilik yapma günümdeyim."

"Ne kadar mükemmel bir abi olduğunu daha önce dile getirmiş miydim?"

"Tekrar söyle."

"Mükemmelsin Jack Hemmings."

"Bir daha söyle."

"Harikasın Jack Hemmings."

"Tekrar."

"Ee, yeter ama bokunu çıkardın." dedim ve camlı kapıyı açıp arabaya ilerledim. Jack de sürücü koltuğuna bindi ve arabayı çalıştırdı.

------------------------

"Kapının armasinda olduğunu biliyorum Madelyn, lütfen açar mısın?" dediğimde cevap vermesini bekledim. Uzun süre sessiz kalinca tekrar kapıyı tıkladım. "Beni kovması için Michael ortalıkta olmadığı için açmak durumundasın, lütfen direnme daha fazla aç."

"Madelyn! Müziğin sesini duyabiliyorum evde yokmuş gibi davranmayı kes." derken içerden anahtarın dönmesinin sesini duydum ve kapı açıldı. Günlerdir ağlamış veya uyumamış gibi gözüken Madelyn'i gördüğümde onu bu hale benim yaptığım saçma bir şeyin getirmiş olmasının verdiği pişmanlıkla canım yanmıştı.

"Ne istiyorsun?" dedi burnunu çekerek. Sonrasında hapşırdı ve elindeki peçeteye burnunu sildi.

"Sana ne oldu böyle?"

"Yaz alerjilerim." dedi kafasını yukarı kaldırırken.

"Konuşabilir miyiz?" dediğim sırada tekrar arka arkaya hapşırdı ve bir şey diyemeden kafasını sallamakla yetindi. İçeri geçtim ve arkamdan kapıyı kapattım. "Çiceklerden mi acaba alerji tuttu?"

"Bilmiyorum, olabilir." dedi tekrar burnunu silerken. Elimden çiçekleri aldı ve mutfağa gidip bir vazoya koydu. "Çok güzeller teşekkür ederim." dedi gülümseyerek. "Tanrım, bu kitabı aylardır istediğimi biliyorsun çok teşekkür ederim!" dedi bana sarılırken.

"Bana hala kızgın mısın?"

"Kızgın? Hayır ama kırgınım."

"Michael gibi." dedim sessizce. Sonrasında aramızda ilk defa garip bir sessizlik oluştu. Üst kattan gelen müzik durunca sessizlik daha da garip bir hal aldı. "Film izlemek ister misin?"

dear madelyn//hemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin