Konağa geri dönmüş, bir sürü azar yemiştim. Hiçbirine aldırmadım ve zindan gibi süren hayatıma devam ettim.
Esin sayesinde beni İzmir'de bulmuştu. Esin'le konuşurken yanındaymış ve konumdan yerimi bulmuş.
Kaç günlerdir Emre Ağa konağa uğramıyordu. Bu benim işime geliyordu. Yüzünü görmek istemiyordum.
Odadan çıkmıyor, doğru düzgün yemek yemiyordum. Odada ölü bulunsam eminim kimse şaşırmaz. Arada Ozan yanıma gelip ihtiyaçlarımı karşılamak istiyordu. Elbette reddetiyordum.
Zühre'de yanıma gelmişti bir iki kere. Benimle konuşmaya çalıştı ama pas vermedim. Baktı olmuyor bir daha gelmedi.
Emre Ağa'nın en büyük abisi Kemal abi bir kere gelmiş ve odadan çıkmamı teklif etmişti. Kapıyı suratına kapatıp kilidi vurmuştum. Kabalıktı ama başka bir şey yapamazdım.
Şimdi ise camın kenarına geçmiş öylece gökyüzüne bakıyordum. Gece saatleriydi. Bu odada hapistim. Üstümdeki kırmızı uzun geceliği elimle düzelttim ve saçlarımı sağ omzumda topladım.
Gecenin büyülü sessizliği bütün konağı sarmıştı. Bu büyülü sessizliği bozan şey ise odanın kapısının sertçe çalınmasıydı.
İstemeye istemeye kapıya ilerledim ve kilidi döndürdüm. Kapıyı açtığımda içeriye Emre Ağa sendeleyerek girdi. Ayakta zor duruyor gibiydi. Sanırım sarhoştu çünkü içki kokusu odayı sarmaya başlamıştı.
Kapıyı geri kapatıp ona döndüm. Zümrüt gözleri ilk kez böyle görüyordum. Yarı açık zümrüt gözler bana başka bir ifadeyle bakıyor gibiydi.
"İçip içip buraya gelemezsin." dedim ve kollarımı bağdaştırdım.
"Haklısın." dedi yarım yamalak ve yatağa oturdu. Bana haklısın mı demişti? Bu cidden garipti.
"Her şey için özür dilerim tamam mı?" dediğinde ifademi bozmamaya çalıştım. Emre Ağa benden özür diliyordu. Cidden büyük bir gariplik vardı.
"Bir özürle hepsi kapanır mı sanıyorsun? Sen benim hayatımı mahvettin." deyip zümrüt gözlere sabitledim gözlerimi.
"O toprak gözleri istedim sadece. Yanlış şekilde elde ettim." dedi ve zümrüt gözlerini bir iki saniye kapalı tuttu.
"Sarhoşsun." diyebildim sadece.
"İnsan sarhoş olunca daha cesur olurmuş. Ben cesur değilim. Sana karşı cesur olamıyorum. Bırak şimdi her şeyi söyleyeyim." deyip ayağa kalktı. Karşımda duran adam korunmasız görünüyordu. Bu Emre Ağa olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Küçük Hanımağa-
Teen FictionBir insanın hayatını söndürmek aslında çok kolaydır. Acı çekmesini sağlamak, üzmek kolaydır. Bütün hayatı sönen bir kız. Bütün mutluluklarını okyanusun derinliklerinde kayıp eden. Töreye kurban giden bir kız. Ya mutlulukları için o okyanusun içinde...