Konaktakilere hamile olduğumu söylediğimde bu acılı günde biraz olsun mutlu olmuşlardı.
Emre ise bir haftadır yoğun bakımdaydı. Gözlerini bile açmamıştı. Her gün yanına gidiyor akşama kadar dualar edip onu izliyordum. Orada hareketsizce yatması ağrıma gidiyordu.
Yine gitmek için hazırlanmış ve iyi bir kahvaltı yapmıştım. Hamile olduğum için çok fazla ilgi görmeye başlamıştım. Bu kesinlikle istediğim bir şey değildi.
Şöförün kullandığı arabaya binip gözlerimi yollara diktim. Artık onun uyanmasını istiyordum. Bebeğimizi öğrenmesini istiyordum.
Bebeğimin bir aylık olmasına sadece 1 hafta kalmıştı. Günleri sayıyordum. İkimizden bir parça taşımak beni mutlu ediyordu. Bizim bebeğimizdi. Bir can daha taşımak beni aynı zamanda korkutuyordu. Ona bir şey olacak diye çok korkuyordum.
Hastaneye geldiğimizde arabadan indim ve binaya girdim. Asansörden çıktıktan sonra odanın olduğu kata gelmiştim. Odaya girdiğimde hâlâ gözleri kapalıydı.
Yanına geçip oturdum ve öylece yüzüne bakmaya başladım. İçimi ona dökmek istedim. Her şeyi anlatmak. Duyacağından emin değildim ama konuşmaya başladım.
"Bu duruma gelmen bir bakıma benim hatam gibi geliyor. Tek istediğim gözlerini açman. Seni sevdiğimi düşünme. Sana hâlâ kırgınım. İçimde bir türlü affedemiyorum seni. Zorla evlendik. Biliyorum sende evlenmek istemiyordun. Ben bencillik yaptım. Ama zordu işte. Hiç tanımadığın birisiyle evlenmek çok zordu. Sende bana hiç yardım etmedin. Murat'ı öldürdün. Bana zorla sahip oldun. Bağırdın, vurdun. Şimdi ise hamileyim. Bizim bir çocuğumuz olacak. Bu çocuk belki aramızdaki buzları eritecek. Ancak yaşanmışlıkları unutmak kolay değil. Zorlu bir hayat yaşadım. Hâlâ yaşıyorum. Bu bebek biliyorum çok önemli. Benim için zaten en önemli şey ama bahsetmek istediğim töre için çok önemli. Eğer kız olursa yadırganacağım. Umrumda değil biliyor musun? Sağlıklı olsun benim olsun yeter. Tek korktuğum üst üste kız olursa eğer...üstüme kuma alınması. Çok mükemmel bir hayatım varmış gibi birde kuma olursa dayanamamaktan korkuyorum. Emre...ben çok korkuyorum. Her şeyden korkuyorum. Artık mutlu olmak istiyorum. Ailem olmasını istiyorum. Uyanmanı istiyorum artık." diye konuşurken ağlamaya başladığımı yeni fark ettim.Gözlerimdeki yaşları sildim ve elimi tedirgin bir şekilde eline koydum. Soğuk eli sıcak elime temas edince içimde anlamadığım bir hareketlenme olmuştu.
"Her ne kadar geçmişimiz kötü olsada artık geleceğe bakmalıyız. Bebeğimiz için. Hayat boyu beraber olacağız. Ben hep yanındayım." derken gözlerim tekrar dolmaya başlıyordu. Onun burada hareketsizce yatmasını istemiyordum.
Yanında bulunan küçük yere uzanıp kollarımı dikkatlice ona sardım. Kokusunu içime çekerken gözlerim kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE -Küçük Hanımağa-
Teen FictionBir insanın hayatını söndürmek aslında çok kolaydır. Acı çekmesini sağlamak, üzmek kolaydır. Bütün hayatı sönen bir kız. Bütün mutluluklarını okyanusun derinliklerinde kayıp eden. Töreye kurban giden bir kız. Ya mutlulukları için o okyanusun içinde...