13.Bölüm(Çiçek Karanlığına Tüneyen Cennet Kuşları.)

15.9K 1.2K 1.2K
                                    

Bölüm şarkıları:

*Vedat Özkaya (Eskiden.)
*Rihanna (Love On The Brain.)
*Teoman (Kupa Kızı Ve Sinek Valesi.)
*Kaan Boşnak (Benimle Kayboldun.)

Paragraf arası yorumlarınızı okumak çok keyifli ve aşırı eğleniyorum, o kadar güzeller ki, otuziki diş gülümsemeden edemiyorum. Biliyorsunuz ki yorumlar her zaman ilham verir. Lütfen bu bölümde satır aralarında buluşalım.

Keyifli okumalar🤍

"Benim hiçbir yaram öpünce ya da sarılınca geçmedi. Çünkü ben düşünce babam hiç dizlerimi öpmedi."

İçimde acılarla ölürsem, acılarım da ölür müydü?

Zaten insan kaç yaşında bir ailenin, bir babanın, bir annenin yokluğuna alışabilirdi ki?

Nefes alamıyordum, gözlerimin önüne serilen simsiyah çarşaf ışıkların içeriye girmesine izin vermezken, boşluk duygusu beni sardı ve ona yaslanma gerçeği mum gibi söndü. Kulakları sağır eden sessizlik içime bıçak saplıyor, acı bedenimde ölümcül bir zehir gibi dolanıyordu. "Bende kal, ne olur benimle kal!" Diye sisli bir ses kulaklarımın arasında git gel yaptı. Aras'ın kucağında olduğumu biliyordum, beni belimden kavramıştı, koşuşturarak yürüyordu ve çektiğim acıya rağmen görüntüsünü gözlerimden koparamıyordum. Zaten bir cehennemden kaçmak gibiydi ona bakmak. Ve o ateşte kurtulmayı bekleyen de bendim, ateşi yakıp harlayan da. İçimde yananda o'ydu, yanarken içimde olanda. Her zaman olduğu gibi yana yana sağ çıkabilecek miydim bu acıdan?

Şeytan ruhumun şah damarına bıçağını saplamış gibi olduğu yerde duruyor ve kanatarak mezar taşımı lekeliyordu. Can damarım çatlıyordu. Acımın rahminde uyuklayan geçmiş, kız çocuğumun göz yaşlarında gizlenmişti. Zihnimde ki ağacın kökleri kemiklerimin üzerinde yürüyor, azgın dalgalardan devrilen ruhum içimde can çekişiyordu. Acımasız ellerin sahiplendiği silahtan fırlayan kurşun, şehvetiyle göğüsüme saplanmış, damarlarıma sürtünen nabzım sönmüştü. Çatlamış dudaklarımın iki yanına bir yetimin parmak uçları dokunuyordu, belirsiz bir acı o kıvrıma sokulmuştu ve cennet kapıları sonuna kadar ruhumun yüzüne kapanmıştı.

Belimden kavrayan sıcacık ellerin hâla hayatta olduğumun bilincine varmamı sağladığında bedenim hastalıklı gibi titrerken, göz kapaklarımı çekiştiren acı somuttu ve ciğerlerimi parçalıyordu. Bilincim uyuşmuş, varla yok arası soluk almaya çalışıyordum. Kıpırtısız dudaklarımı aralamak ve muhtaç olduğum nefesi içime çekmek istedim ama ciğerlerime saplanan soğuk mızraklar buna engel oluyordu. Kırık bir nefes dudaklarımı sızlattığında ölüme yürüyen fani bedenimin isteksiz adımları, cehennem ateşinin feryat izini sürdü.

"Lütfen." Dediğini duyar gibi oldum, uzaktan gelen ses ise boğuktu. Kulağıma dokunan nemli dudakların ıslaklığını kulak mememde hissederken, acı kalbim ve ruhum arasına sıkıştı. "Lütfen!" Diye fısıldadı kulağıma tekrardan. "Yapma bunu!" Ses uzaktan yansıyor ve boğuk bir şekilde kulak zarıma çarpıyordu. "Yapma ne olursun!"

Sesin sahibini tanıyordum ve onun kolları arasındaydım. Ruhum acıyla azat ediliyor, derin karanlığımın zırhına çarpıyordum ve yarıklar açılmış dizlerimin üstüne tuz basıyordum. Şeytan zihnimin sokaklarına hastalıklı gibi sinerken, günahı arzulayan ruhum bedenime mürekkep damlası gibi çöktü. Onu tamamen duyuyordum fakat tepki veremiyor, bedenimin altındaki karla kaplı zemin sarsılıyordu. "Sikerim lan!" Diye bağırdı dehşetle. Sesinde ki tını beni bozguna uğratmıştı. "Ona bir şey olursa hepsinin sülalesinde tek bir canlı bırakmam! Onların soylarını, gelmişlerini geçmişlerini sikerim!" Belimde kaybolan eli yüzüme tırmandı. Feri sönmüş mavilerimi kapatan ıslak kirpiklerimi güçlükle yukarıya ittiğimde sızlayan göz çukurlarımda eriyen karın su damlacıkları birikmişti, gözlerimi bir türlü açamıyordum. Nasıl oldu bilmiyordum ama benimle beraber olduğu yere diz çökmüştü ve sırtım diz kapağına yaslıydı. Dudaklarıma ve göz kapağıma yapışan ıslak, uzun siyah saçlarımı kemikli parmaklarıyla yavaşça itti.

Cehenneminden Alacaklıyım +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin