Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi.
"Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın adı cennet olmayacak."
Duyuyor musun?
Senin ruhun ölümün kırçıl masalı,
uçurumlar vaad etti sana.
Da...
H_uzursuzD_usler Profilimi takip etmeyi unutmayın lütfen, gelin hep birlikte bol bol sohbet edip tanışalım, kitaplarım hakkında konuşalım, eğlenelim.❤️
Lütfen satır arası yorumlarda buluşalım.
Keyifli Okumalar🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❄
Ben delinin tekiydim, umarım şuan bu yaşadıklarımda hayal ürünlerimden biridir. Çünkü ben Aras'la baş ederken akıllıyı oynayamıyordum.
Yinede ben umudumu yitirmeyecektim ve yine biliyordum ki, onun cebime koyduğu bu son kalemle kaderimi değiştirecektim.
Gözlerimi yumdum, kirpiklerim yağ gibi kayarak birbirine karışınca, dudakları dudaklarımdan kopmadı. İçimde büyüttüğü cehennemle dakikalarca yandım, söndüğümde ise küllerimin uçuşarak hiçliğe karıştığını hissettim. Büyük avuçları yüzümü içine saklamıştı, elleri omuzlarımda taşıdığım günâhlarımı yazan melekler gibiydi, kötülüktü ama aynı zamanda şefkatle sarılmış merhametin simgesiydi.
Sanki şu saatten sonrası onsuzluk bana ışıksız geceydi.
Dili tekrar dilime uğradı, kızgın bir çöle dönüşmüş, su bulamamışım gibi acıyla gözlerimi sıktığımda dili dilime düğüm attı. Geleceğim cevapsız bir soru gibi dikilirken, yapraklarım döküldü, dallarım kupkuru oldu. Bana acıkmış gibi saldırıyor, boğazından çıkan erkeksi iniltileri ise başımı döndürüyordu. Ruhum durmadan, arkama bakmadan, hatta gözümü kırpmadan kaçmam gerektiğini söylüyordu, kalbim ise onun zıttına gidiyor, kaçacak bir yerim olmadığını, cehennemin dibine girsem bile benden önce orada beni bekliyor olacağını kafama takıyordu.
Tırnaklarımı elmacıkkemiğinden sürüyüp boynuna kadar indim ve boynunu avuçlayarak parmaklarımı ensesinde dağılmış saçlarının arasına kaydırdım. Bu yaptığımla yüzünü yüzüme doğru olabildiğince eğerek öpüşünü daha da sertleştirdi. Dudaklarım uyuşmuştu, ağzımda olmadığını hissediyordum. Kendimi geri çekmek istiyordum ama bu mümkün değildi. İçime bıraktığı his daha baskındı ve kıtlıktan çıkıp delirmiş gibi beni öpüşünün devam ettirmesini istiyordum. Dudaklarımı ağzının içine tutkuyla emdiğinde tırnaklarım ensesine saplandı, bacaklarım titremiş, yere yığılmama ramak kalmıştı.