PSİKOPAT LİSELİ 2!

Patronun!!

+Hayır tabikii. O benim sevgilim değil.
dediğimde Erdoğan önüme geçip;

-Sen kimsin? Ne işin var burda?
diye sorunca Levent;

*Hakkınızda suçlama var.
diyip cebindeki rozetle kimliğini göstererek;
*Birisini fena dövmüşsünüz ve sizden şikayetçi.
dediğinde Erdoğan başıyla onaylamıştı. Ne demek birini dövmüş ya? Tam gidiyorlardı ki?

+Abi?
diye sordum. Uzun zaman sonra bulmuşum şimdi ise gidiyor. Durup bana baktı.
+Ben de geliyorum.
dediğimde yanına gidip önlerine geçip yürüyordum. Ama onlar durmuştu ve bana bakıyorlardı ve bir anda durup abime döndüğümde gülümsediğini görmüştüm.

+Neyi bekliyorsunuz? Gitmiyor muyuz?
diye sorduğumda abim de arkamdan gelirken Levent kendi kendine sorular soruyordu;

*Abim mi? Anıl a noldu ki? Erdoğan ve Defne kardeşler mi? Olaylara bak..
dediğinde o da bizi takip ediyordu. Şirketten çıkıp arabalara binerken ben de kendi arabama binmiş onlar önde ben arkasından onları takip ediyordum. Emniyete geldiğimizde arabadan koşarak indim ve abimle birlikte girdik içeriye. Tam o sırada polislerin yanında bize tip tip bakan adamı görmüştüm. Dudağı ve kaşı patlamış yanağında morluk vardı. Abime baktığımda adama doğru sırıtıyordu.

+Bu mu şikayetçi?
dediğimde "evet" anlamında başıyla onaylamıştı. Adama tekrar bakıp;

+Fazla hırpalamışsın sanki.
dediğimde tekrar abime döndüm.

-Haketti.
demişti. Adam dışarıya doğru çıkarken abimlerin arkasından gidiyordum ki;

*Defne fazla gelemezsin. İki üç gün hapishanede kalmalı.
demişti Levent, abime baktım "git" anlamında başını sallayınca;

+Emin misin? Kalabilirim.
demiştim sorar gözlerle.

-Eminim abicim hadi sen git.
dediğinde tamam anlamında başımı sallayıp gidiyordum ki;
-İyi bir abi kardeş tanışması olmadığı için özür dilerim.
dediğinde gidip abime sarılmıştım. Yılların özlemini gideriyordum.

+Olsun tekrar tanısırız.
dediğimde gülmüştü. Ayrıldım ve elimi sallayıp emniyetten çıktım. Biraz önceki adam tam arabasına biniyordu ki gidip yanına bindim ve belimdeki silahı çıkartarak ona doğrulttuğumda korkulu gözlerle bana bakıyordu.

+Selam.
dediğimde;

~Se--sen kimsin?
diye kekelemişti.

+Eğer şikayetini geri çekmezsen azrailin olacağım.
dediğimde ellerini havaya kaldırdı ve;

~Lütfe--lütfen bana dokunma.

+Şikayetini geri al.
dediğimde beni onaylamıştı. Tam o sırada arabanın kaportasına biri tık tıklıyordu. Bu Tolga'ydı. Belime silahı geri koyarak;

+Sana güveniyorum. Boşa çıkarma.
demiştim adama ve arabadan indiğimde o da inip emniyete geri girmişti. Ben de Tolga'yı gördüğümde;

+Sen beni her yerde bulmak zorunda mısın?
diye sorup kapıyı sertçe kapattım ve karşısına dikildim.

•Tesadüf diyelim. Buralardan geçiyordum--
dediğinde sözünü keserek;

+Tesadüflere inanmam.
dedim ve abim bize doğru bağırarak;

-Defnem! Sorun mu var?
diye sorunca Tolga gözlerini benden ayırarak abime baktı ve tekrar bana dönerek;

*Yeni sevgilin mi?
diye sorunca;

+Ağzını topla! O benim abim. Öz abim.
dedim üstüne bastıra bastıra ve bize doğru gelmekte olan abimi kolundan tutup durmasını engellediğimde;