Biz Kulak Mı Tıkadık Sana?

3.1K 235 9
                                    

Bu bölüm;

SarahGrtn

e ithafen yazıldı. Iyi okumalar...

........

-Ben söyleyecektim. Ama şimdi değildi.

+Ne zaman? Evlendikten sonra mı?

-Bak haklısın... Ben sadece--

+Tabiiki de haklıyım. O yüzden Akif'i bulacağız.

-Ama--

+Sus!
diyip bardan çıktım. Selim de beni takip ediyordu. Arabaya bindim. Tam kapıyı kapatacakken kapıyı tuttu ve;

-Özür dilerim. Ama niyetim kötü değildi.

+Akif'i bulmalıyız.
dedim tuttuğu kapıyı kapatarak. Şoför koltuğuna geçince Suny konuştu;

*Az önce bie haber aldım bayan. Beril hanım beni aradı ve söyledi. Aldığım telefon sinyaline göre;
diyip ekranda ilk dünya sonra türkiye ve en son da bizim bulunduğumuz şehire inip depo gibi bir yer göstererek devam etti.
*Buradan geliyor. Kaçıranlar hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Üzerinde çalışıyorum. En kısa zamanda bulacağım.

+Sen bizi o depoya götür!

-İyi de yanımda hiçbir savaş aleti yok. Tek şarjörlük silahtan başka.

+Orası beni ilgilendirmez.

-Ne demek ilgilendirmez Defne. Bi kendine gelir misin? Tamam anladık Akif senin icin önemli ama diğerlerini de beklesek daha mantıklı değil mi ?

+Akif'in benim için önemli olmasının sebebi ne biliyor musun? Hayatımı kurtarması. O yüzden. Yoksa aklına başka anlamlar getirme!

-Anlıyorum güzelim. Tamam da---

+Hadi Suny! Ne bekliyorsun?

*Hemen bayan.
diyip ilerlemiştik. Selim telefonunu çıkarıp Kuzey'i aradı ve Kuzey açtığı anda;

-Ne kadar hızlı gelirsiniz bilmiyorum ama aşırı derecede acele etmeye çalışın. Akif'i bulduk ve yanına gidiyoruz adresi sana mesaj atarım mümkünse biraz alet edavat getir de ona göre girelim. Ava giderken avlanmayalım.
diyip cevap vermesini beklemeden kapattı ve mesajı atıp telefonu cebine koydu. Belindeki silahı çıkarıp şarjöründe kaç kurşun olduğuna baktı.

-9...
dedi ve oflayıp beline geri koydu. Oflasan da bu iş değişmeyecek. Maalesef gideceğiz. Madem bulmuşuz yerini. 15 dakikanın ardından yavaşlamaya başlamıştık.

+Neler oluyor Suny?

*Geldik.
diyip durdu. Arabadan inip etrafa bakınırken Selim de indi. Depoyu görünce ilerlemeye başladım.

-Ne yani ciddi ciddi depoya doğru mu yürüyorsun?

+Ne yapayım? Koşayım mı?

-Kızım elimde 9 kurşunluk bir silah var. Başka da birşey yok. Ayrıca o kadar silahlı adamın arasına senin girmen saçmalık. Ya evleneceğiz iki hafta sonra. Kendini riske atma artık. Aksiyon macera istemiyorum diyene bak. Sabah diyordu ki kendileri yok efendim silah mermi yokmuş. O zaman bizim burada ne işimiz var? Bir de sabah söz verdirtiyordun o kadar.

+Orada kendi kendine triplere girmeyi kes de.. Bana yetiş.
dedim yürümeye devam ederken. Oflayıp arkamdan geldi deponun önüne geldiğimiz anda kapı hızla açılınca Selim refleks olarak kapının arkasına görünmeyecek şekilde geçti. Biraz orta yaşlı adamın biri;

~Sen kimsin?
diye sordu. Sağa sola bakınarak;

+A şey... Ben yolumu kaybettim galiba. Bana bir yardımcı olur musunuz?

~Git buradan!
diyip tam kapıyı kapatacakken kapı kolunu tutan adamın kolunu Selim tuttu kendine çekti ve o yumruklarını geçirirken ben içeriye girdim.

-Defne?
diye sessizce Selim seslenmişti. Ben de öylece yürürken kendi kendime konuşuyordum.

+Bu insanlar hangi ara böyle oldu? Önceden biz yardımsever bir millettik. İnsanlar ne çabuk değişmiş. Yardım etsen ölür müydün? Gerçi yardım etsen de Selim seni döverdi. Neyse olan oldu.
dediğim anda kolumdan hızla biri çekip ağzımı kapattı ve duvara yasladı. Çığlık atmak istemiştim ama Selim olduğunu farkedince rahatlamıştım. Sessiz ol anlamında işaret yapıp karşıda olan iki adamı gosterdiginde başımı tamam anlamında sallamıştım.

-Lütfen Defne. Lütfen bu kez beni dinle!
demişti. Ya dinliyoruz işte. Biz kulak mı tıkadık sana?

-Burada kal. Bir yere ayrılma.
diyip yürüdü ve sonra aniden durup bana baktı ;

-Lütfen...
diyip sessizce ilerlerken ben de Akif in nerede olabileceğine bakıyordum. O iki adamın yanına gitmiş işlerini bitirirken ben de ilerden gelen sese doğru yöneldim. Bir odanın içinden geliyordu. Akif'in sesini duymuştum bir an. Ve aniden arkamdan biri gelip;

~Sen kimsin?
diyince öylece donup kalmıştım. Ve tam o sırada vurma sesi geldi. Arkama yavaşça bakarken adam yerdeydi. Derin bir nefes alırken elinde sopayla duran Selim'e baktım.

-Ben sana ne dedim?
diye sessizce ve sinirle sordu.

+Olabilir. İnsanlik hali. Ama bi sor bakalım ben bunu neden yaptım?

-Sen var ya sarhoşsun! Buraya senle birlikte gelmek en büyük aptallıktı. Ne içtin sen?

+Viski. Ama azıcık içtim.
dedim sağ elimi havaya kaldırıp parmaklarımla gösterirken.

-Kaç bardak?

+4..

-Ne ? Dört mü?

+Ya da 5 tane olabilir. Saymadım ki.

-Kızım sen benim başıma bela mısın?

+Akif içeride ve biz şimdi bunu mu tartışacağız?
diye sorduğum anda Selim'in arkasına bir adam gelip aniden boynuna vurup bayıltınca çığlığı basmıştım. Ve sırtıma dayanan bir silah hissedince aniden sustum.

~Defne Arar? Bir ara namınızı duyduk.

+Namımın benden önce gelmesine sevindim.
diyip ellerimi havaya kaldırdım ve yavaşça sırtıma silah dayayan adama döndüm.

+Sizi ne gördüm. Ne de tanıyorum? Siz kimsiniz?

~Aytekin!

+Yok kusura bakmayın ben sizi çıkartamadım. Ben bir arkadaşa bakıp çıkacaktım. Arkadaşım burada mı acaba?

~Akif mi?

+Ta kendisi!

~Burada bakıp çıkmak olmaz!

......

PSİKOPAT LİSELİ 2! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin