PSİKOPAT LİSELİ 2!

Dj Kavgası!!

Defne'nin ağzından;

*Saçın da oldu!
dedi Beril heyecanla. Aynadan kendime baktım. Düzleştirmişti. Siyah uzun kollu kısa bir elbise siyah bot tarzı ayakkabı.

+Makyajımı sade yapın.
dediğimde kocaman eyeliner ı çeken arkadaşıma dönerek;

+Bu ne Beril?
diye sordum gözümü göstererek;

*Ben buradan bakınca göz görüyorum Defnecim noldu ki?

+Onu demiyorum. Üstündeki?
dedim tek gözümü kapatıp bakarak;

*Ha o mu?

+Evet o!

*Biz Türkler ona eyeliner diyoruz güzelim. Türk kökenli bir kelime değil ama---
dediğinde sözünü kesip;

+Tamam tamam sus anladık eyeliner! Ama çok!
diyip ıslak mendile uzandığımda;

*Hoop! Saçmalama istersen!
dedi elimdekini alarak;

+Ver onu!

*Hayır!

+Beril ver şunu!
dediğimde içeri Derin girdi.

-Yenge Selim seni bekliyor hâlâ!

*Kapı çalma yok mu bu İngilizlerde?
dedi Beril bana bakarak. Derin de;

-Birincisi ben İngiliz değilim. İkincisi ismim 'bu' değil. Derin! Üçüncüsü de gerek duymadım.
demişti Derin. Ortalık aşırı gerginleşmişti. Bunların sorunu neydi böyle?

+Tamam sakin olun!
dedim ve siyah deri ceketimi de yatağın üstünden alarak odadan çıktığımda Derin hâlâ daha sinirli bir şekilde Beril'e bakarken Derin'in koluna girerek;

+Derin gidebilir miyiz?
diye sorduğumda merdivenlerden indik. Derin beni Selim'in yanına götürerek;

-Selim benden bu kadar!
dedi ve yanımızdan ayrıldı. Selim'e boydan boya baktığımda şimdiye kadar hiçbir zaman takım giydiğini göremediğim gibi şimdi de göremiyordum. Siyah bir kot beyaz spor ayakkabı siyah deri ceket ve siyah tişörtü vardı. Bana bakarak gülümsediğinde ;

-Sadece yemeğe gideceğiz diye biliyordum..
dedi üstümdekileri göstererek;

+Ne tesadüf! Ben de öyle biliyordum!
dedim kendisini göstererek. Adam benimle yemeğe mi çıkacak yoksa kameraların karşısında podyumda mı yürüyecek anlayamadım. Bu ne yakışıklılık ya!  Görenler de birşey var sanacak.

+Hadi!
diyip önden yürümeye başladığımda ;

-İncelik yapıp kızı yemeğe çıkarıyorum. Hâlâ daha kendimi affettiremedim. Yetmiyormuş gibi bir de laflarıyla dövüyor. Allah'ım sen görüyon halimi!
dediğinde evden çıkmıştık ki söyledikleri karşısında bir anda durup ona döndüm ve;

+Seni duyuyorum!

-Duy diye söylemiştim zaten..

+Ama ben haklıyım! Ayrıca beni yemeğe çağırmakta incelik felan etmedin çünkü zorundaydın!

-Ha bi de zorundaydım!

+Evet zorundaydın bir sorun mu var?

-Yok hayır kesinlikle!
dediğinde sol kolunu bana uzatarak koluna girmemi istemişti. Koluna girdiğimde kendi arabası olan Kate'in yanına giderek arabanın kapısını açtığında şaşırmıştım. Arabaya bindiğimde hâlâ daha şaşkındım. Selim bana kapıyı mı açmıştı yoksa hayal mi görüyordum?

-Bu duruma alışmasan iyi olur.
diyip kapıyı kapatmıştı. Tabii ya kimden ne bekliyorum ki zaten. Arabaya bindiğinde;

+İki dakika romantik olamıyorsun!