Aldatılmanın Acısı

496 32 0
                                    

Medya; Rosa Ela

Oy vermeyi unutmayın :)

Keyifli Okumalar ^^

Kafamı kaldırmaya cesaret edemiyordum. Şuan tek istediğim yatağa girip kafama kadar yorganı çekip boş boş yatmaktı. Yalnız kalmak istiyordum. Şuan kesinlikle bu masada Elena Karahan'ın karşısında olmak değildi istediğim. Belki 1 hafta geçmişti üzerinden ama alışmak o kadar kolay değildi. Olamazdı da zaten. Sessiz ortamda bunalmakta ve beynimin içinde kaybolmaktan sıkılmıştım. Herkes yemeğini yerken midem masadaki suyu bile kabul etmiyordu.

"Rosa? Ye hadi yemeğini" duyduğum sesle kafamı kaldırıp karşımda oturmuş hafif endişeyle bana bakan anneme baktım. Endişeli yüzü içimde bir kıpırtılar olmasına sebep oldu. Kalbim eski günleri tekrar beynime bağlarken gözlerimin ihanetine uğradım. Akan bir damla yaşı hızla silerken cevap verdim.

"Ben... Ben aç değilim" dediğimde belimde Cem'in elini hissetmemle kendime geldim. Kafamı ona çevirdiğimde ifadesini çözemedim. Bana bakarken gözleri hafifçe kısıldı. Kalbim beynime ona ihtiyacım var sinyalleri yollarken bulunduğumuz ortamda ona sarılmak pek kolay olmazdı sanırım. Annemin, Elena Karahan'ın burada olduğunun verdiği acıları alan tek insandı Cem.

"Cem benimle gelir misin?" demesiyle Cem annesine döndü. Ama ben ısrarla ona bakıp gitmemesini dilerken o annesinin peşinden kalkıp gitti. Boşlukta gibi hissettim o giderken. Durdurmak istesem de annem ile eni sonunda yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Gözlerimi anneme çevirdim.

"Senden açıklama beklemiyorum ama o bahsettiğin mektubu anlatır mısın?" dediğimde oturduğu yerde dikleşip sıkıca at kuyruğu yapmış olduğu saçı geriye atar gibi düzeltti.

"Mektup... Türkçe yazdım sana, annem veya babam bulursa bile sana okutsunlar diye ama yanılmışım sanırım. Geri geleceğimi yazdım sana, beklemeni.. Ama ben döndüğümde gittiğini söylediler." umutla gözlerime bakınca onun o gözlerine daha fazla bakamadım. Gözlerimi masaya indirip tekrar konuştum.

"Mektup yerine gitme planını bana anlatabilirdin değil mi?"

"Evet ama sende gelmek isterdin ve bu zor bir durum olurdu Rosa" anlar gibi kafamı sallayıp zor da olsa kendimi ona bakmaya zorladım. Aynı umutla bana bakarken içimi kemiren o soruyu sordum.

"Burada karşılaşmasaydık, benimle buluşacak mıydın?" dediğimde gözlerindeki umudun yerini hayal kırıklığı alınca kafasını eğdi. O an anladım benimle tekrar buluşmayacağını. "Peki" dediğimde ağladığını anladım. Dudaklarını birbirine bastırmış bana bakmadan ağlıyordu. 'Sorun değil' demek istedim ama o kadar güçlü değildim. Sandalyemi geri çekip ayağa kalktım. "Hoşçakal anne" dedim içimdeki acıyı bastırmaya çalışır gibi gözlerimi kırpıştırdım. Engel olamadığım gözyaşlarım yanağımdan inerken annemin sesiyle durdum.

"Amcan zorladı!" dediğinde hızlı şekilde ona döndüm. Gözlerimdeki yaşlar daha hızlı akarken kendimi tutamadan bağırdım.

"Neyle tehdit etti seni? Seni sevmediğimi mi söyledi? Engel mi bu beni görmene! Hangi durumda bir anne kızını yıllarca yerini bilirken gitmez! Söyle bana! Hadi!" dedim ona doğru bir adım attım. "Söyle bana sana ihtiyacım varken neredeydin? Amcamı bahane etme! Bana gerçekleri söyle!"yerinden kalkıp bana doğru geldi.

"Zor durumdaydım." dediğinde bir adım geri gidip ondan uzaklaştım.

"Geçmişi bırakalım çok oldu anne. Ama ilerde de olmayacaktın" dedim daha fazla dayanamayıp arkamı dönüp odadan çıktım. Arkadan annemin seslenişlerini umursamadan ilerledim. Yemek odasından çıkıp oturma odasına ilerledim. Köşede telefonla konuşan Cem'i görünce ona doğru koştum. Arkası bana dönük duvarda asılı tablonun önünde telefonla konuşuyordu. Beni fark etmeden onun önüne geçip hızla ellerimi ona sardım. Yüzümü gömleğine gömüp ağlamamı durdurmaya çabaladım.

Rosa Ela Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin