Kurtar Beni!

356 26 0
                                    

Medya; Cem Ulusan

Keyifli okumalar :)

Kaybolduğun yerde tanıdık bir yer görünce olan o umut, o heyecan var ya işte şuan öyle hissettim. Valizlerimizi tutan Cem'in verdiği hisdi bu... Onun verdiği o heyecan halen ilk günkü kadar çok hissettim. Varlığı bile ayrı bir güven yaratıyordu. Kendisi kadar özel o hayatının tekrar baş karakteri olmayı diledim. Umudum vardı. Biraz olsun vardı. Oğlumun ve benim ona karşı biraz beklentilerimiz vardı artık bir aile olmak gibi...

Bir süre sonra önümüzde bir araç durdu. Duran siyah arabanın şoförü aldı direk valizleri. Cem ilerleyip kapıyı açtı. Açtığı kapıdan geçip arabaya bindim. Dönüp diğer taraftan yanıma oturdu. Telefon ekranına bakıp bize döndü.

"Benim iş yerine uğramam lazım Tarık sizi eve bıraksın. " dediğinde ani şekilde doğrulup "bizde gelelim" dediğimde şaşırdı. Sonra gözleri Demir'e gitti.

"Demir yorgun gibi" dediğinde yüzüm asıldı.

"Senin odanda koltukta uyur" dediğimde kafasını salladı ve önüne dönüp şoföre "Şirtkete" dedi. Araba giderken Demir gözlerini hafif aralayıp kafasını kaldırdı. "Anne!" Dedi ve elleriyle yüzümle oynamaya başladı. "Annem" dedim karşılık olarak. Sonra ayakkabılarını umursamadan ayağa kalktı. Cem ile boş duran arada ayakta durup arkaya bakmaya çalıştı.

"Hayır canım" dedim durdurmak için. "Otur bak kızlarlar sana"

"Kim kızar?"dedi o sıra bizi izlediğini fark ettiğim Cem. Şaşırsamda kendimi toparladım.

"Sen." Dedim gözlerimin içine baktı. "Ben kimim?" Dediğinde gerildim. Ne demek istediğini anladım. Demir'i kucağıma geri alırken o istediği sözleri söyledim.

"Baban kızıyor oğlum" Cem'e bakmadım. Bakamadım. Ama oğlum benim aksime babasına uzanıp "baba!" Dedi. Cem onu kucağımdan çekerken baktım onun o gülümseyen yüzüne. Mutlu olmuştu. Daha mutlu hissettim. Herşeyim vardı şuan. Oğlum babası ve ben. Beraber. Gerçek bir aile gibi. Biz vardık şimdi.

Düşüncelerimde duran arabanın sarsıntısıyla ayrıldım. Yanımdaki çantayı alıp arabadan inerken Cem oğlum ile merdivenlerden çıktı. 2 senede buranın çok değiştiğini fark ettim. Kapı bile değişmişti. Kocaman Grup Royalty yazısı vardı bu sefer. Girişte kartla geçiş vardı. Ama Cem kenardaki güvenliğin açtığı yerden geçti. Bende arkasından. Simalar bile eskisinden çok farklıydı. Herkes merakla bakıyordu bize. Patronun kucağında bir çocuk, arkasında bir kadın. Eski karısı...

Açılan asansöre bindik beraber. Kimse binmedi bizim dışımızda. Cem yine bastı en üst kata. Kenardaki aynada kendime baktım. Kısa kot şortum, lacivert dar tişörtüm ve at kuyruğu saçlarım. Her zamanki gibi Cem'in o klasik takımlarının yanında çok basit duruyordum. Ama ben öyleydim. Her zaman Cem'den bir adım geride. Ondan basit ama onu kalbinde taşıyan o kızım.

Yavaşça açılan asansör kapısından çıktı Cem ve yine kapıda karşılardı asistanlar. Ama Şeyma yoktu. Neredeydi acaba? Ben Şeyma'yı ararken diğer kızların beni izlediğini fark ettim. İkisinde aynı tarz klasik giyinmiş benim yaşlarımda genç kızlarda. Kafalarıyla selamladılar beni. Bende hafif tebessüm edip Cem ardından odasına girdim. Cem Demir'i masanın oradaki koltuklara oturtmuştu. Oğlum gördüğü bu odayı mayhoş bakışlarıyla incelerken ilerledim ve koltuğun önünde ayakta durdum. Cem arkadaki dolaptan birşeyler ararken gözüme bir çerçeve çarptı. Masanın köşesinde duran ahşap çerçeve. Tedirgince, hafif uzanıp baktım ama içini göremedim. Cem fark etmemesini umarak korkuyla çerçeveye uzanıp baktım.

Rosa Ela Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin