Rosa Ela

Nefret Edemezsin

Keyifli okumalar^^

Aşağıda bahsedilen şarkı 'Nükleer Başlıklı Kız - Yorgunum'

"Dur!" dedim eli sütyenime gelince. "Dur! Lütfen" dedim korku ve heyecan içinde. Böyle olmazdı. O sarhoş ve aklı başında değilken olmazdı. Kendimi böyle kolay kaptıramazdım. Asla! Olmazdı.

"Ela"dedi yüzü boynuma gömmüş bir şekilde. "Yapma" dedi inler gibi. Dudakları tekrar boynuma değince ellerim onun göğsünü bulup itmeye çabaladı.

"Olmaz! Sen sarhoşsun" dediğimde kafasını ani hareketle kaldırıp bana baktı. Tam gözlerime. Alt dudağım titrerken göğsünün üzerindeki elim gevşedi. Kalbim onu duyacağı şekilde bana ihanet ederken sütyenimdeki eli yüzüme geldi. Eli yanağımı okşarken Gözlerimi kapatma istediği ile doldu.

"Kıymetini biliyorum" dedi eli saçıma doğru çıkarken. Ne dediğini anlamaya çalıştım ama bir sonuca varamadım.

"Cem.."dedim inler gibi. "Sarhoşsun lütfen ! Anlamıyorum" kaşları çatıldı. Saçlarımdaki eli kahkülümü özensizce dağıtırken kızacak gibi duran yüzünün aksine sinirle fısıldadı.

"Ela, Benim olacaksın!" dediğinde yüzü tekrar boynuma indi. Saçımdaki eli çekerken korkuyla onu geri itmeye çalıştım. Zorda olsa onu ittiğimde yataktan kalktım. Üzerimde bir şey yoktu,  hızla dolaba ilerleyip elime gelen ilk tişörtü giydim.  Korku ve dehşet içinde Cem'e baktım. Yatağa sırt üstü uzanmış tavanı izliyordu. Onunda göğsü benimki kadar hızla inip kalkıyordu.

'Benim olacaksın' demişti. Ne demekti bu? Onun olmak... Asla tadamayacağım için kalbimi acı içerisinde kıvrandıran bu sözcükleri onun ne ifade ettiğini çok merak ettim. Deli cesareti ile sormak istedim ama deli cesareti bile şuan bunu sormaya yeltenmedi. Kahretsin! Az kalsın Cem ile yatacaktım. Bu ne demekti! Sahte bir evlilikti bu! Gerçek değil! Bunu bariz şekilde her anında gözüme sokan Cem ne yapıyordu şimdi?

Ona baktım tekrar. Aynı pozisyonda yatmış bekliyordu. Kımıldamadım bende. Durup ona baktım. Ne odadan çıktım, ne de onu çıkarttım. Tek yaptığım belimi dolaba dayayarak yere kayıp ayaklarımı kendime çekmem oldu.

Ona baktım sadece. Onun o afallamış suratına baktım oturduğum yerde görebildiğim kadarıyla. Canım yandı o an. Onun o masum yüzü canımı yaktı. Cem neden masum duruyordu? Afallamış hali neden canımı yakmıştı. Ona sarılıp özür dilemek istedim ama donmuş  bedenim buna izin vermedi. Vermemeliydi de. Sarhoşken beni öpmüş ve daha fazlasını istemişti. Lanet olsun neden ona kıyamıyordum. Beni anlık bir hevesle isteyen adama neden acıyordum. Ah! Hayır bu acımak değildi. Acımak değil kesinlikle. Neydi lanet olası bu his? Hoşlanmaktan fazlası, acımaktan uzak bir şey. Aşk? Hayır onun kadar güçlü değildi ama bu his farklıydı adını bilmediğim canımı yakan bir his. Gözlerimi ondan uzaklaştırıp dizlerime kapattım yüzümü. Bekledim öyle. Sadece bekledim...

Hafif bir sarsıntıyla gözlerimi açtım. Sızlayan belimin hafifçe yumuşak yatağa değmesiyle kendimi mayışmış hissedip tekrar kapattım gözlerimi. Saçlarımda hissettiğim ağırlık ile dahada mayışıyorken "Üzgünüm Ela." diye bir mırıltı geldi kulağıma beynime verilen uykunun etkisiyle yüzüme gelen eli tuttum. Yüzümde sadece öyle bekleyen elin hissiyatı ile ayılırken. Bunu yapanın Cem olduğunu düşündüm.

"Cem!" derken gözlerimi açtım. Yatağın ucuna doğru eğilip beni izliyordu. Derin bir nefes alırken yüzümdeki elini sıktım.

"Uyu hadi" dedi elini çekti. Kalmasını istesem de ona 'kal' deme gücünü bulamadım. Sadece o odadan çıkarken ben uykuya tekrar teslim ettim bedenimi.