1.6

4.2K 143 16
                                    

Melissa'nın Gözünden

Tek başıma kaldığım bu küçük evde yatağımda kıvranıyordum. Kabuslar peşimi bırakmıyorken gözlerimi bile kapatmak istemiyordum. Yavaşça yerimde doğrulduğumda karnıma giren ağrıyla kasıldım. Bileklerimdeki ve karnımdaki yaralar hala çok acıyordu.

Bu acılara katlanmak zor değildi. Asıl acı kafamın içindeydi. Onu kontrol edemiyordum. Ağrı kesici içince geçecek türden değildi. İçim kan ağlıyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Justin öldüğümü zannederken nasıl bu kadar kötü birine dönüştüğümü bilmiyordum. Gözlerimin önünde benim yüzümden acı çekerken hiçbir şey yapmaya cesaret edemiyordum.

Ben sadece Justin bensiz daha mutlu olur diye düşünmüştüm. Kimi kandırıyordum ben? O acıdan geberiyordu. Onun hayatını karartmıştım. Onun bana yaptıkları bunun yanında hiçbir şeydi.

Beni sevdiğine hala inanamıyordum. O gün bile inanamamıştım beni sevdiğine ve içimdeki intikam ateşi tekrar alevlenmişti. İntikam almak isterken amacım bu değildi. Kendinden vazgeçmesi, kimseyle iletişim kurmaması, bağımlı olması beklediğim şeyler değildi. Onun içinde küçük bir sızı bırakmaktı belki de. Bu kadar büyük bir şey değil.

Onun karşısına çıkıp onu hayata döndürmek, özür dilemek, sıkı sıkı sarılmak istiyordum. Buna cesaretim yoktu. Ben ona özlemle sarılırken beni itmesine, benden nefret etmesine dayanamazdım. Hala nasıl bu kadar bencil olabiliyordum, aklım almıyordu. Kendimden tiksiniyordum!

İkimize de acı çektirmekten başka bir şeye yaramamıştı bu. Artık aklımda gerçekten bu hayattan göçüp gitmek vardı. Bu kadar acı içindeyken buna yaşamak denemezdi. Eğer gerçekten ölecek olsam onun hayatında hiçbir şey değişmezdi. İkimizin de hayatı yoktu.

Onun ne yaşadığını çok iyi biliyordum çünkü Kristen, Alice ve Zack hep onun yanındaydı. Onlar ölmediğimi biliyorlardı. Her gün ondan haber almaya devam ederken acısını kalbimde hissediyordum. Gülen yüzünü artık sadece anılarımda yaşarken onu ölüme ittiğimi biliyordum. O lanet gün neden Justin'le gitmemiştim ki!

Hala aynı şehirdeydim. Sadece oradan uzak bir yere taşınmış ve tek yaşamaya başlamıştım. Başka bir okula gitmeye başlamıştım. Derslerim yerlerdeydi. Okula ara sıra uğruyordum. Bunu yaparken sadece bedenim oradaydı. Ruhumu Justin'in kalbinde bırakmıştım. Ben iğrenç bir insandım! Sadece Justin'in değil, Dean'ın da hayatını mahvetmiştim.

Ben onları hep izliyordum. Gizli gizli hep yanlarındaydım aslında. Attıkları her adımdan, soludukları her nefesten haberim vardı. Oluşturduğum şaheserler hiç gurur verici değildi.

Bir gün Justin'in benim mezarım sandığı yerin dibinde otururken konuşmasını dinlemiştim. Saçları dağılmış, gözleri kızarmıştı ve yine içmişti. Ona göre unutmanın tek yolu bu olmalıydı.

"Bugün yine denedim yanına gelmeyi ama yapamadım üzgünüm, seni orda yalnız bıraktım. Senin gitmene sebep oldum. Ben pislik herifin tekiyim, sadece seni üzdüm! Sana hiçbir yararım olmadı. Tek isteğim yanına gelmek ve seni artık mutlu görmek. Belki de bensiz daha mutlusun. Seni üzen birini neden yanında isteyesin ki, değil mi? Ama ben sensiz yapamıyorum. Yanında uyumanın ne demek olduğunu bile bilmiyorum ama artık burada, başucunda uyuyorum. Yakında geleceğim yanına! Senden özür dilemek istiyorum çünkü bağımlı oldum. Kötülükten uzak duramadım. Tedaviyi de kabul etmedim. Biliyorum benim iyiliğimi istedin hep ama ben senin yokluğunda onlarla ayakta durdum. Üzgünüm sözümde duramadım. Kendimi üzdüm, birçok kişiyi de. Benle konuşmak isteyeni reddettim ve onları kırdım ama beni anlayan kimse yok meleğim. Onlar seni unuttu belki ama ben unutmadım. Böyle bir şeyde asla olmayacak! Seni seviyorum, yanındayım, iyi geceler." demişti mezarım sandığı yerin başında uyumadan önce. Kalbim sıkışırken beni sevdiğine emindim. Çıkıp yanına gitsem ne yapardı bilmiyordum. Akli dengesini mi yitirirdi? Bana sarılır mıydı? Yoksa hayatından siktir olup gitmemi söylerdi?

Onu sürüklediğim uçurumda aslında yanında olduğumu bilmiyordu. Yaşadıklarımızın bir farkı yoktu. Her gün tekrar ölüyorduk. O atlamadan önce onu tutmam gerektiğini biliyordum. Şimdikinden daha fazla acı çekemeyeceğimi biliyordum. O benim yüzümden bu haldeyken en azından onun hayatını düzeltebilirdim. Ben acımla yaşamaya devam ederdim. Hak ettiğim bu acıyı kalbimde taşıyabilirdim. Benim hayatım artık hiçbir şekilde düzelemezdi, ancak onun mutlu olduğunu görmek acımı hafifletirdi.

Revenge Of The Fire  ||  Justin Bieber "DÜZENLENİYOR"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin