3.2

3.1K 90 9
                                    

Dün gece hastaneye gittiğimde başımdaki yara bandajlanırken tüm kötü hisler hala üzerimdeydi. Justin yanımdan hiç ayrılmamış olmasına rağmen ondan ayrı kalmaktan korkuyordum. Bileklerimdeki izlere bakarken Justin'in nasıl delirdiğini düşünmüştüm. O lisedeyken de birileriyle kavga ederdi ama hiçbiri böyle değildi. Biraz daha devam etseydi belki de Roude ölecekti. O yönünü bir daha hiçbir zaman kullanmamasını umarken içimdeki korku yavaşça azalmıştı.

Bütün düğünü kaçırdığıma üzülürken Justin tüm yaşananlar için beni teselli etmişti. Ona sahip olduğum için kendimi şanslı hissetmiştim. Benim evime geldiğimizde ilk işim üzerimdeki etkiden ve kandan kurtulmak için duşa girmek olmuştu. Daha sonra kendimi Justin'in kolları arasında bulduğumda tek dilediğim normal ve mutlu bir çift olabilmekti.

Justin'in Gözünden

Sabah erkenden uyandığımda Melissa hala uyuyordu. Dün olanları hatırlamamaya çalışırken onun başına gelenlerin suçlusunun ben olduğumu biliyordum. Bunlara rağmen beni tüm kalbiyle sevmeye devam etmesi gerçek olamayacak bir hayal gibiydi. Beni bu kadar güzel seven birine sahip olacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Şimdi o kişi onu defalarca yaralamama rağmen yanımda uyuyordu.

Bileklerindeki izler canımı yakarken alnına onu uyandırmayacak küçük bir öpücük kondurdum. Zamanı geri alıp hiçbir şeyi düzeltemeyeceğimin farkındayken pişmanlıklarım sırtımda ağır bir yük oluşturuyordu.

Tüm uykum dağıldığında yataktan kalktım. Esneyip biraz gerindikten sonra banyoda elimi yüzümü yıkadım. Melissa'nın dünün yorgunluğunu atmak için uzun bir süre uyuyacağından emindim.

Hava güzeldi ve yürüyüşe çıkmak iyi bir fikirdi. Melissa'yı uyandırmadan hızlıca eşofmanımı giydim. Kulaklığımı ve telefonumu alıp Melissa'nın rahat olduğundan emin olup aşağı indim. Spor ayakkabılarımı giyip kapıyı sessizce çekip çıktım. Kulaklıklarımı taktım ve herhangi bir şarkı açıp yavaş bir tempoyla koşmaya başladım.

Sadece ana odaklanmaya çalışırken gittikçe hızlanıyordum. Roude'un iğrenç gülüşü gözlerimin önünde belirirken tekrar öfkeyle doluyordum. Onun yüzünden Melissa'nın önünde nasıl kendimi kaybettiğimi hatırladıkça kalp atışlarım hızlanıyordu. Melissa bu konu hakkında hiçbir şey söylememişti. Öfke kontrolü gibi bir problemim yoktu ama onu korkuttuğumu biliyordum.

Bir süre koştuktan sonra zorlukla nefes almaya başladığımda durup büfeden su aldım. Kendime geldikten sonra koşmaya devam etmek için yeni bir şarkı açacaktım ki telefonumun şarjı bitmişti.

Melissa'nın Gözünden

Vücudumdaki ağrılar daha fazla uyumama izin vermediğinde yataktan kalktım. Yanıma baktığımda Justin yoktu. Herhalde aşağıdadır diye düşünüp lavaboya ilerledim. Elimi, yüzümü yıkayıp aşağı indim ama Justin yoktu. Çatı katındadır belki diye tekrar yukarı çıktım ama burada da yoktu. Hemen telefonumu buldum. Rehberden ismini bulup aradım. "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor." sesini duymamla hayal kırıklığına uğramıştım. Her şey tekrar yaşanırken bunların gerçek olduğuna inanmıyordum. Bana yazdığı not hala çantamda duruyordu ve ben bir yenisini istemiyordum.

Salonuma gidip koltuğa oturduğumda etrafta hiçbir not yoktu. Beni kendi evimden kovamazdı.

Titremeye ve uyuşmaya başlamıştım. Dün olanlardan sonra beni böylece bırakıp hiçbir yere gidemezdi. En azından bu sefer ben onun peşini bırakmazdım. Onun geçmişi yüzünden zarar görmüştüm ve şimdi paramparçaydım. Tüm bunları atlatabilmem için yanımda olması, bana sarılması gerekiyordu, her seferinde kaçıp gitmesi değil. O bir korkaktı.

Revenge Of The Fire  ||  Justin Bieber "DÜZENLENİYOR"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin