3.3

3.1K 91 9
                                    

 Gelen ablam Eva'ydı. Hiç haber vermeden bir anda, çat kapı gelmişti. Bana bugün mesaj atmasının sebebi belli ki buydu.

"Beni içeri almayacak mısın?" dedi afallamış suratıma bakarken.

"Şaşkınlıktan, geç içeri ben geliyorum." Deyip güldüm. Hemen mutfağa Justin'in yanına koştum.

"Justin! Ablam Eva geldi." Dedim olduğum yerde duramayarak.

"Tanrım, çok heyecanlandım!" dedi patlattığı mısırları ağzına atarken. Benim telaşlanmam onun hoşuna gitmiş gibiydi. Dalga geçiyordu. Ablamın yanında da bu kadar rahat davranmamasını umuyordum.

"Öncelikle ablamın yanında düzgün konuş ve dün yaşananlardan falan bahsetme." Küçük bir çocukmuşum gibi onu tembihlediğimde gözlerini devirdi. İmalı bakışlarım altında başını salladığında derin bir nefes aldım.

Elindeki patlamış mısır kaselerinden birini alıp salona geçtim. Arkamdan gelirken ablamın tepkisi için endişeliydim. Bana kızacak veya sinirlenecek değildi ama Justin benim ilk erkek arkadaşımdı ve aralarında ne olacak merak ediyordum.

Justin ilk önce elindeki kaseyi masanın üzerine bıraktı. Az önce dalga geçecek kadar rahattı ama şu an gergin olduğunu hissedebiliyordum.

Ablamın yanına geldi ve elini uzatıp "Merhaba, ben Justin, Melissa'nın erkek arkadaşıyım." deyip gülümsedi. Ablamla tokalaştıklarında sanki onunla tanışan benmişim gibi hissettim. Gülümsemesiyle insanların üzerinde bıraktığı etki kesinlikle çok farklıydı.

"Justin bu kadar ciddiyete gerek yok, Melissa senden bahsetti, duyduklarıma göre böyle biri değilsin, rahat ol. Memnun oldum, bende Eva." Deyip gülümsedi. Justin sessiz kalıp yanıma oturduğunda sırıttım. Daha önce onu böyle çekingen görmemiştim.

"Ee nasılsın? Hayat nasıl gidiyor?" diye sordu ablam Eva.

"İyi gidiyor abla. Neden haber vermedin gelmeden önce? Hazırlık yapardık." Dedim bir cevap ararken.

"Sürpriz olsun istedim." Sırıttı. Aslında böyle şeyler pek onun tarzı değildi.

"İyi yapmışsın, seni çok özlemiştim." Justin'le planlarımız suya düşerken bunu kafaya takmadım. Artık benimdi ve onunla geçireceğim daha çok zamanlarım olacaktı.

***

Justin'le ablam çok iyi anlaşmışlardı. O gece Justin benim evimde kalmıştı ama diğer günler ablamla birlikte zaman geçirmiştik. Birlikte alışverişe gitmiş, uzunca sohbet etmiştik. Uzun zamandır onu görmediğim için bu iyi gelmişti. O benim ilk arkadaşımdı.

Ablam bugün gidiyordu. Onu yine özleyecektim. Üzerime çöken hüznün tüm sebebi buydu. Akşama doğru uçağı vardı. Bavulunu hazırlamaya başlamıştı bile.

İstemesem de ona yardım ediyorum. Ağrılarım azalmıştı. Bileklerimdeki izleri ablamdan saklamak için kırk takla atmıştım ama onlar da yavaş yavaş geçiyordu.

Telefonun çaldığını duyunca hemen aşağı indim ve telefonumu bulup açtım. Arayan annemdi.

"Alo anne, nasılsın?" dedim sesimi normal tutmaya çalışarak. Duygusallaşmıştım.

"İyiyim kızım, sen nasılsın?" diye sordu sanki anlamış gibi.

"İyi değilim çünkü ablam gidiyor ve sizi çok özledim." Dedim hayal kırıklığıyla.

"Biz de seni çok özledik kızım ama benim şu an kapatmam lazım, size iyi yolculuklar." Dedi ve kapattı ama "Size iyi yolcuklar." derken neyi kastediyordu? Belki de lafın gelişi öyle söylemişti. Hızla yukarı ablamın yanına çıktım.

"Yoksa bana da mı bilet aldın?" dedim imalı bir şekilde. Ablamın gelme amacı beni de götürmek olabilir miydi?

"Şey, evet. Annemler seni çok özledi. En fazla bir hafta. Ne olur?" diye yalvardı. Kararsız kalmıştım. Justin'i yalnız bırakmak istemiyordum ama ailemi de çok özlemiştim.

"Gelmeyi bende çok isterim ama Justin ne der ki?" dedim tereddütle. Ondan izin alacak değildim ama son olanlardan sonra vereceği tepkiyi kestiremiyordum. Beni her yerde takip edemezlerdi değil mi?

"Bir hafta ayrı kalacaksınız o kadar, ben ikna ederim onu. Ne olur?" dedi ve beni ikna etmeyi başardı.

"Peki tamam." Deyip güldüm. Hayatımı kısıtlayamazdım.

Justin, Zack'le buluşmaya gitmişti. Fikrini sormak için telefonumu yatağın üstündeki kıyafetlerin arasından alıp aradım.

"Alo, bebeğim?" diyerek telefonu açtı.

"Justin, ben sana bir şey soracağım." Dedim çekinerek.

"Tabi sor." Diye cevap verdi oldukça rahat bir şekilde.

"Ablam, bana da bilet almış. Bir haftalığına onunla gideceğim. Benden ayrı ve yalnız kalabilir misin? Sana da bilet almayı düşündüm ama bu saatten sonra kalmamıştır." Derken stresten dudağımı ısırıyordum.

"Merak etme, ben kendi başımın çaresine bakarım. Hem aileni de çok özlemişsindir. Ben bir saate geliyorum. Sizi alıp havaalanına bırakırım." Anlayışlı biri olmasını seviyordum.

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedikten sonra telefonu kapattım.

Ablam memnuniyetle sırıtırken diğer odadan gidip valizimi aldım. Dolabımı açıp bazı kıyafetlerimi ve gerekli diğer her şeyi valizime yerleştirdim. Her şeyin hazırlandığından emin olduktan sonra havaalanına gitmek için üstümü giyindim. Bir saat geçmiş, Justin gelmişti.

***

Justin'e son bir kez daha sarıldım. Onunla sürekli ayrılmaktan bıkmış olsam da ailemi özlemiştim ve gitmek istiyordum. İster istemez gözlerim dolmuştu. Onu özleyecek olmaktan nefret ediyorum.

"Uçaktan indikten sonra ve her gün beni arayacaksın, bu yeterli olmasa bile." Deyip dudak büzdü. Dudağına küçük bir öpücük bırakırken ellerimi saçlarında gezdirdim. Yıllar sonra onu bulduğum için bir hafta ayrı kalacak olmak bile bir ömür gibi geliyordu.

"Bir hafta sonra geleceğim. Seni seviyorum." Diye kulağına fısıldadıktan sonra ondan ayrılıp ablamla uçağa binmek için kontrol noktasına gittik.

***

Çocukluğumun geçtiği eve geldiğimde ister istemez gözlerim dolmuştu. Yaşanmışlıklar kendilerini hatırlatırken odamda oturmuş düşünüyordum. Lisedeyken her gün bu eve gelip Justin hakkında üzüldüğümü, bana söylediklerinden sonra bu yatakta nasıl hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyordum. Şimdi hepsi gülüp geçeceğim anılardı. Her şeyin bir bedeli vardı ve ben de bu şekilde ödemiştim. Justin'le mutlu olabilmem için elimden geleni yapmıştım.

Valizimden rahat bir şeyle çıkarıp üstüme geçirdikten sonra odamdan çıkıp salona ilerledim. Koltuklardan birine otururken annemle babamın tereddütle birbirlerine baktıklarını gördüm.

"Kızım sana önemli bir şey söylememiz lazım. Lütfen ilk önce sözümü kesme ve itiraz etme. Bu geleceğimiz ve geleceğin için çok önemli ve ciddi bir konu."

"Seni dinliyorum." deyip heyecanla babamın söyleyeceği şeyleri dinlemeye başladım.

Revenge Of The Fire  ||  Justin Bieber "DÜZENLENİYOR"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin