Little do you know

Bölüm 5

    Hyuna, elindeki soğuk kahveyi sakince içerken bir yandan instagram hesabına gelen yorumlara bakarak gülümsüyordu. Fanların her şartta onları desteklemesi çok hoş birşeydi.S Seungri'nin geleceği kapıya yan gözle -çaktırmadan- bakıyordu. G-Dragon'u instagramdan takip edip etmemeyi birkaç kez düşünmüştü ama yapmamıştı.

Kapıdaki hareketliliği farkedince hemen başını kaldırarak kendisine doğru yaklaşan şapkalı ve gözlüklü genci tanımıştı. Nihayet gelebilmişti. Seungri, Hyuna'ya yaklaşarak sakince sarıldı.

"Nasılsın, Hyuna?"

Hyuna, arkadaşını uzun zaman sonra görmenin verdiği heyecanla sırıttı.

"İyiyim. Sen nasılsın? Geçen gün club'ta görmemezlikten gelmek zorunda değildin." Cümlenin sonunda dudak büzmeyi unutmamıştı.

Seungri, gözlüklerini hafifçe burnuna doğru indirerek cevapladı.

"Ben istedim ama Jiyong nedense o gün pek huzursuzdu."

Hyuna, sessizce dinlemişti.

"Nasıl yani? O mu izin vermedi?"

Seungri, liderini kötülemek istemiyordu. Muhabbetin o noktaya gitmemesi için sessizce söylendi.

"O gün eski sevgilisi hakkında kötü bir haber almıştı. Hala bu konuda bazı sıkıntıları var, Hyuna. Kusura bakma."

Hyuna, kalbinin sıkıştığını hissetmişti. Demek hala eski sevgilisini unutamamıştı. 'Peki benden ne istiyor?' diye düşünmeden edemiyordu. Gözlerini kaçırarak, parmaklarını avuç içlerine doğru üzüntüyle sıktı.

Seungri, arkadaşındaki ani değişimin farkındaydı. Gözlerini kaçırmasına izin vermeden ellerini havaya doğru kaldırdı.

"Üzerine alınmadın, değil mi?"

Hyuna, sesi titreyerek fısıldadı.

"Jiyong, geçen gün bana benden hoşlandığını söyledi. Bunu biliyor muydun?"

Seungri, gözlerini faltaşı açarak ellerini şokla ağzına götürdü.

"Efendim?"

Hyuna, artık gözyaşlarını tutamayacağından korkuyordu.

"Duydun. Şimdi CEVAP VER!" diye sessice bağırdı.

Seungri'nin bu konudan gerçekten en ufak derece haberi yoktu.

"Bir gram haberim yok, gerçekten. Sen, ciddi misin? Yani Jiyong ve sen mi? Yani olmaz diye birşey yok. Aslında yakışabilirsiniz. Yani güzel olurdunuz. Woaaww HOT COUPLE! Öyle birşey-"

Hyuna, arkadaşının mantıksızlaşmaya başlayan cümlelerini seçmekte zorlanıyordu. Tek kaşını kaldırarak işaret parmağını dudağına götürdü.

"Bilmiyordun yani. Siz bu konuları grup içinde konuşmaz mısınız? Sana bahsetmekle hata yaptım sanırım."

Seungri, gerçekten afallamıştı. Jiyong ve Hyuna. Hyuna ve Jiyong. G-Dragon ve Hyuna. Hyundragon.

"Fanlar size şimdi 'Hyundragon' diye sesleneceklerdir."

Hyuna, hemen konuya geçmek istiyordu. Şuan bir fanboy istediği en son şeydi.

"Seungri-shii, Jiyong bu konuda ciddi mi bilmek istiyorum."

Seungri, ciddileşen arkadaşının sorununun ne olduğunu anlamıştı. Yavaşça masanın üzerinde eğildi.

"Ağır ayrılık geçirdiği kesin. Ama senden hoşlanıyorsa kesinlikle hoşlanıyor demektir."

Hyuna, gözlerini açıp kapayarak Seungri'nin dediklerini sindirmeye çalıştı. Telefonunun titremesi ile ekranına gelen mesaja gözleri gitti.