Jiyong, sevgilisini uyandırmamaya çalışarak usulca yataktan kalktı. Nihayet bugün erken uyanmayı başarabilmişti. Telefonunu komidinin üzerinden alarak boxerının üzerine giymek üzere odada bir süre dolandı. Genç kadının dolabına bıraktığı yedek gri tişörtü alarak odadan çıktı.
Jiyong, odadan Hyuna'yı uyandırmadan çıktığı için kendini tebrik etmeyi ihmal etmemişti. Sonunda ailesi için mükemmel bir kahvaltı hazırlayacaktı. Mutfağa girdiğinde hızla buzdolabını açtı. Ne pişirebilirdi ki? Omlet yapabilir-di. Yani umuyordu. Genelde evde yemezdi ki! Neyse Young Bae yemek yapma konusunda kendisine yardımcı olabilirdi. Sırıtarak telefonuna sarıldı.
.
.
.
Young Bae, ısrarla çalan telefonunu duymamızlığa geliyordu. Bugün tatil günüydü ve uyuyacaktı. Bu konuda aşırı inatçı davranmaya kararlıydı.
"Young Bae, telefonun çalıyor."
Young Bae, Hyo Rin'in kendisini dürtmesiyle beyaz yastıktan başını hafifçe kaldırdı.
"Evde yokmuş gibi yapalım."
Min Hyo Rin, tek kaşını uykulu vaziyette havaya kaldırdı.
"Mızmızlanmayı kes. Ayrıca o kapı çalırken yapılmıyor muydu?"
Taeyang telefonu eline huysuz bir şekilde aldı. Ve kendisi ile iş birliği yapmayan kız arkadaşına dudaklarını büktü. Tek eliyle gözlerimi oğuşturmaya başlayarak telefonu hemen açmadan önce söylendi.
"Ayrıntılara takılmasak?"
Hyo Rin'in alaylı bakışları arasında telefonun ekranına dokundu.
"Alo..."
"Ah, dostum. Müsait misin?" diye neşeyle güldü Jiyong.
"Sence, Jiyong? Sabahın 6'sında uyumak dışında yani diğer bir deyişle dinlenmek dışında ne yapabilirim?" diyerek gözlerini devirdi.
"6 mı? Ben bakmadan kalmıştım..."
Young Bae, gözleri uykuyla yavaşça kapanırken arkadaşının zırvalamalarına daha fazla vakit ayırmak istemiyordu.
"Mesele nedir? Uyumak istiyorum."
"Ah, mesele mi? Bana kahvaltı hazırlamam konusunda yardımcı olabilirsin diye düşünmüştüm." Çekinceyle sordu arkadaşına Jiyong.
Young Bae, yatakta artık oturur vaziyet almıştı.
"'Ah, tabii! Ne demek.' DEMEYECEĞİM TABİİ Kİ! Jiyong, oğlum, sende akıllı telefon yok mu? Git oradan falan bak."
"Ama, Young Bae, sen söylerken bende-" diyerek arkadaşına yalvarmaya başladı Japonya'daki arkadaşı.
Young Bae, ise artık alnındaki atan damarın zonklamasını iyice hissetmeye başlamıştı. Hızla arkadaşının lafını kesti.
"KWON JİYONG, Hyuna'yı etkilemek istiyorsan çözümünü kendin düşün. Hadi sana kolay gelsin. Haa, bu arada bir daha beni arama. Özellikle saat 6'da." Diyerek sinirle telefonunu kapadı.
Jiyong, telefonun ekranına şaşkınlıkla bakıyordu.
"Sözde en yakın arkadaşım..."
Ama yakışıklı idol bunu şimdi önemsemeyecekti. Telefonun arama motoruna 'omlet tarifi' yazdı. Pilavda yapabilirdi. Önceden yurtta kalırken bu konuda deneyimliydi. Sonra tostta yapabilirdi. Gidip taze sıkılmış portakal suyuda almalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little do you know
FanfictionKim Hyuna, KPOP'un Sexy Divası olarak tanınsa da normalde naif, utangaç bir insan. Peki, Big Bang'ın asi lideri Kwon Jiyong? İkisi de sahne performanslarının yansıttıklarından farklı insanlar. Kwon Jiyong & Kim Hyuna Hayran Kurgu. PS: Tüm karakterl...