Bölüm 19

603 47 16
                                    

    Jiyong, yanında uykuya dalan kadının sırtını izliyordu. Eski sevgilisinin beline doladığı ellerini çekerek yataktan doğruldu. Parmaklarıyla aceleyle sekreterine kısa bir mesaj yazdı. İlişkileri nasıl şekillenecekti bunu ilmiyordu ama herşeyden önce birşeyden emin olmalıydı.

Yataktan kalkarak -Hyuna'yı uyandırmamaya çalışarak- kendini otel odasının dışına attı. Young Bae'nin kapının önünde gergin bir biçimde dikildiğini görünce Jiyong, gözlerini devirdi. Anlamsız ve gergin bir konuşma yapmak istemiyordu. Hala Hyuna'nın teninin yumuşaklığını parmaklarının ucunda hissederken, arkadaşının söyleyeceklerini ciddiye alacak gibi hissetmiyordu.

"Barıştınız mı?"

Jiyong, Young Bae'nin sorusuna karşılık kısa bir kahkaha atarak yürümeye başladı. Dostunun kolunu kendine çekmesiyle adımları aniden durdu. Sıkıntıyla nefes verdi.

"Bak, Young Bae... Bu o kadar kolay değil. Oğlumun hayatından önemli 5 yılı göremedim. İlk sözlerini duyamadım yada ilk adımını göremedim. İlk gülümsemesini... İlk doğum gününde yanında değildim."

"Jiyong-ah..." fısıldadı arkadaşı.

Jiyong, üzüntüyle nefes verdi.

"Hyuna'yı hala çok sevsemde... Bu o kadar kolay değil."

Young Bae, dostunu hüzünle süzdü.

"Jiyong, şuandan itibaren oğlunun ilklerini görmek istemez misin?"

Jiyong, acıklı bir kahakaha attı.

"Basit düşünüyorsun, dostum. Neyse, bugün babalık testi yaptıracağım. O çocuğun benden olduğuna emin olacağım."

Young Bae, şaşkınlıkla arkadaşına bakakalmıştı.

"Yapma. Hyuna'ya sormadın mı? Sana herşeyi anlatmıştı."

Jiyong, başını yana eğerek ensesini okşamaya başladı.

"Evet, birşeyler anlattı. Ve ona inandım. Yalanda olsa inanırım. Çünkü onu seviyorum. Hala. Ama ortada bir çocuk var, Young Bae. Bencilce düşünemem."

Young Bae, arkadaşına sinirle bakarak saçlarını düzeltti.

"Asıl şuan bencilce davranıyorsun, Jiyong. Sadece kendini üzmemek adına Hyuna'ya bir fahişe ve oğlunada piç muamelesi yapıyorsun. Bunu öğrendiği zaman ne yapacak sanıyorsun?"

Jiyong, dişlerini sıkarak tıslayarak arkadaşını ittirdi.

"YOUNG BAE! Seni ilgilendimez. Senin sorunun değil. Karışma."

İkili tartışırken Hyuna, otel odasından çıkmış tartışan ikiliyi iri bir biçimde açtığı gözlerle izliyordu.

"Sorun değil." dedi genç anne sessizce.

Jiyong odadan çıkan saçı başı dağılmış, kırmızı dudaklarını ısıran eski sevgilisine uzunca baktı. İfadesini bozmadan Hyuna'yı ifadesizce süzdü.

"Yanlış anlama. Ama bunu yapmam gerekiyor. Prosödür. Eğer çocuk benden değilse- "

"Senden değilse NE?" diye bağırdı genç kadın.

Artık sinirlerine engel olamıyordu.

"Geldiğimiz yere geri mi döneriz? Ya da ikimizede yapmadığını bırakmaz mısın? Ya da önemli bir şirketin başkanı olarak bizim hayatımızı yok edene kadar çalışır mısın?"

Jiyong, sinirle parmaklarını yumruk yaptı.

"Şimdi mağduru mu oynayacaksın?"

Hyuna, sinirle bir kahkaha attı.

Little do you knowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin