Little do you know

Bölüm 11

11. Bölüm

İki sevgili, öpüşerek genç adamın evine girdiler. Jiyong, dönen başını toplamak için başını Hyuna'nın omuzlarına yasladı.

"Yarın fotoğraf çekimleri için Japonya'ya gideceğim."

Hyuna, uyuşan kafasını toplamak için genç adamın saçlarını okşuyordu. Japonya kelimesini duyunca parmakları Jiyong'un saçlarında durdu. Eski sevgilisi ile acaba buluşacak mıydı? Hala onu özlüyor muydu acaba? 'Bana bakarken onu düşünüyor mu?' diye sordu kendisine genç kız.

Jiyong gözlerini Hyuna'nın boşluğa bakan gözlerine dikti. Genç kız ise hala tepki vermiyordu. Dokunuşları artık belli bir tekrarın izleri gibiydi. Boş ve öylesine yapılmak için. Hyuna, gözlerini genç adama çevirdi. Başını sallayarak Jiyong'un dudaklarına bir öpücük kondurdu ama bırakmadı. Daha çok sarılarak Jiyong'un aklını toplamasını engelliyordu. Eve geldiklerinde saat gece 00.43'tü. Hyuna ise 1 hafta çıkacağı Avrupa tatilinden bahsetmeyi ise tamamen unutmuştu.

Hyuna, sabah uyandığı zaman sırtına gelen soğuk hava ile hafifçe ürpermişti. Uzun ve ince parmaklarını yanındaki boş olan çarşafa doğru uzattı. Dudaklarını ısırarak neden üzgün hissettiğini anlamlandırmaya çalışıyordu. Komidinin üzerinde yazılı olan beyaz nota uzandı elleri.

"Senin yanında uzanmak için her şeyi yapardım. Ama biletim erkendi.

Not: Dün gece seni izlemekten uyuyamadım. Bunun sorumluluğunu almalısın.

-Jiyong"

Güzel idol, kıkırdayarak notu yerine bıraktı. Kendisini yataktan atarak duşa girmek için banyoya yöneldi. Menajerinden gelen mesajı çatık kaşlarla okudu. Bugün fotoğraf çekimi ve şirkette toplatışı vardı.

---

G-Dragon, yaptığı fotoğraf çekiminden aşırı derecede sıkılmıştı. Partneri fena sayılmazdı. Kendisinin fanı olduğunu söyleyince genç idol biraz rahatsız olmuştu. Fanlarını seviyordu. Fakat yanındaki model bunları söyleyince tavırları kendisini dikkatli olmaya itiyordu. Nana, ile birçok konudan koştular. Kötü biri değildi hatta bazen bakışları kendisine Kiko'yu anımsatıyordu.

Kiko...

Samimi pozlar vermek problem değildi. Genç model ise biraz fazla atılgan gibiydi. Sanki eline geçen fırsatı başka şekilde kullanmak istiyordu. Çekimler bittiği zaman ikisi de ekrandan verdikleri pozları incelediler.

Jiyong, telefonuna kısa bir bakış attı. Hyuna, sabahtan beri kendisine ulaşmamıştı. Mesaj bile yoktu. Genç adam mırıldanarak dudaklarını büzdü.

"Acaba nesi var?"

Nana, yanında sevimlice genç idole doğru başını uzattı.

"Huh? Ben mi?"

Jiyong, Nana'ya kibarca gülümseyerek –ve sadece kibar olmak adına- sordu.

"Yemek yemeğe gidelim mi, Nana-san?"

Nana, başını olur anlamında salladı ve stüdyodan dışarı çıktılar.

Hyuna, ise sinirle kendisini sakinleştirmeye çalışan menajerine baktı.

"Her şey bitti artık. Son albüm satışlarının berbat olması sonucu dağılmamız kesinleşti. Sadece kontratın bitimini beklememiz gerekecek."

Menajeri ise telefonuna girdiği kayıtları inceliyordu.

"Hyun-ah, yapacak bir şey yok. Önümüze bakacağız. Bu arada bazı sitelerde Jiyong ve seninle ilgili dedikodular dönmeye başlamış. Fanın biri ikinizi Gangnam'da sokakta yürürken gördüğünü yazmış."