Bölüm 6

1.1K 55 6
                                    

Jiyong , Hyuna'yı sessizce beklerken gözleri pencereden sızan ışıklara kaydı. Yüksek binadan aşağıdaki arabaların küçücük görüleceğini düşündü. Gergin bir biçimde parmaklarını kotunun kenarlarına doğru kaydırdı ve kelimelerini kafasında toplamaya çalışıyordu. Hyuna'nın endişeleri yersiz değildi. Evet, bu konuda kendisine karşı da ona karşı da dürüst olmalıydı. Japonya'da yapacakları konserler için ülke dışına çıkacaklardı ve aklının Seoul'deki sevgilisinde kalmasını istemiyordu. Bu düşünce ile gülümsedi. Ondan o kadar hoşlanıyordu ki! Tenini kendi teninde hissedeceği günü iple çekiyordu. Derin ve coşkuyla onunla tek bir kalp olmak istiyordu. Bu duygu içinde büyüyen sel gibiydi.

Hyuna...

Genç kız, yanaklarını şişirerek utançla karışık sıkıntıyla koltuğun diğer ucuna oturdu. Dizlerinin hemen altında biten dar bir tayt giymişti. Jiyong'dan gözlerini kaçırarak tüm dikkatini ellerine verdi. Genç adamın parmaklarına değen parmakları ile ikisinin bakışları uzunca bir süre birbirlerinin içine aktı.

Jiyong, sessizliği bozarak boğazını temizledi.

"Hyuna-ah! Neden bana sormadın? Direk bu konudan Seungri'ye bahsettin?"

Hyuna, gerçekten yaptigindan dolayı kötü hissetmisti.
Utanıyordu.

"Jiyong, çevremde herkes senin eski sevgilinden bahsediyordu ve ben... Ve ben senin bana olan ilginden emin değildim. Hala-"

Jiyong, Hyuna'nın lafını bitirmesine izin vermeden sert bir biçimde dudaklarını genç kızın doğal pembe dudaklarına bastırdı. Israrla dişlerini hafifçe Hyuna'nın dudaklarına bastırıyor. Isırmadan ama sert bir istekle kendini ispat etmeye çalışıyor gibiydi. Genç kız nefessiz kalmak istememenin verdiği refleksle dudaklarını aralayarak genç idole istedigi hazzı yaşatıyordu aslında. Hyuna, içinin sıvı halde aktığını hissediyor gibiydi. Genc adama iyice sokuldu ve boynundan tutarak akıntıya doğru birlikte sürüklendiler. Jiyong, yavaşça geri çekildi. Hyuna'nın alnına ufak bir öpücük kondurdu.

Kulağına sert bir biçimde fısıldarken tartışmanın bir daha açılmamak üzere kapandığını söyleyen bir ifade takınmıştı.

"Sana olan ilgimi kanıtlamak için daha ne kadar seni öpmeliyim?"

Genç kızı kucağına aldığında kendisine dogru iyice bastırıp saçlarından iyice tutarak hafifçe çekti. Amaç; acıyı hissetirmek ama yaşatmamaktı.

"Bir daha bu konuları açıp beni üzme."

Hyuna, dolan gözlerini Jiyong'un üzerindeki mavi tişörtüne doğru bakarak usulca kaçırdı. G-Dragon, genç kadının gözlerini kaçırmasına bu sefer göz yummadı. Saçlarının arasındaki parmakları Hyuna'nın omzuna götürerek tane tane konuştu.

"Sen benimsin. Ve bende seninim. Bu kadar."

Hyuna'nın hafif ıslanan ve sertleşen bakışları altında bir an durakladı Jiyong.

Hyuna, öpüşmekten ıslanan dudaklarını genç adamın dudaklarına doğru bir yılan edası ile yaklaştırdı.

"Evet. Eğer, senin olacaksam Kwon Jiyong; Sende benim olmalısın."

Parmakları, genç adamın tişörtünün kenarlarını sıkı sıkıya kavramıştı artık.

"Aklın, kalbin, bedenin ve ruhun. 2.bir ihaneti kaldıramam çünkü."

Odadan çıt çıkmayan bir sessizlik oluşmuştu ve Jiyong ilk defa kalbi kırılan tek insanın kendi olmadığını anlamıştı. Genç kızı hızla kendine çekerek omzunda ağlamasına izin verdi.

Bu gece kendisi de artık son kez eski aşkı için üzülecekti. Çünkü şuan kalbinin bu kadar hızlı atmasının sebebi geçmişi değil, şuanıydı.

----

Hyuna, mırıldanarak arkasındaki sıcaklığa doğru iyice sokuldu. Belindeki elin kendisini iyice çekmesiyle hızla gözlerini açtı. Jiyong, hafifçe azıcık gürültü ile nefes alıp veriyordu. Genç kadın, dün geceyi anımsadı. Jiyong ile yaptıkları konuşmadan sonra ayrılmak istememiş ve sessizce birbirlerinin kollarında uykuya dalmışlardı. Bu idole, Hyuna hergün daha çok bağlanıyordu. Belki sonunda acı çeken kendisi olacaktı ama riski almaya değerdi. Gözleri telefonunda yanıp sönen bildirim ışığına kaydı. Menajerinden gelen mesajı umursamazbir biçimde okudu. Bugün izin günüydü. Yarın yapacaklarını yarın düşünecekti. Kahvaltı hazırlamak için yataktan kalkmaya yeltendiğinde Jiyong genç kızı hızla kendisine çekip göğsüne yasladı.

"Hyuna, biraz daha... Uyuyalım."

Hyuna ise cevap olarak Jiyong'a daha çok sokuldu ve arkasını dönerek çenesini hafifçe öptü.

---

Hyuna, uyandığında Jiyong'un yanında olmadığını farkedince hızla yataktan kalktı. Saçını düzeltmeden evin içinde turlamaya başladı. Mutfağa girince Jiyong'un elindeki kahveyi yudumladığını gördü. Genç adam içeri telaşla giren sevgilisine merakla baktı.

"Bir sorun mu var?" diye sordu Jiyong.

Hyuna, rahatlamanın verdiği gevşemeyle derin nefes aldı.

"Gittin sandım."

G-Dragon, ayağa kalkarak genç kıza bir kahve koydu.

"Sana haber vermeden gitmem. Korkma."

Hyuna, dudaklarını öne doğru şişirerek Jiyong'un önündeki kahveyi alarak karşısına oturdu.

"Bugün ne yapacaksın?" diye mırıldandı Jiyong.

Hyuna kahvesinden bir yudum alarak düşündü.

"Bugün boşum. İzin günüm. Alışverişe çıkarım."

G-Dragon anlayışla başını salladı.

"Ben 5 günlüğüne Japonya'ya gidecegim. Konserimiz var." diye Hyuna'yı bilgilendirdi.

Genç kadın sadece başını salladı.

"Jiyong, sanırım biz 4minute olarak dağılacağız." diye ağlamaklı bir sesle söyledi.

Göz yaşları teker teker akıyordu. Jiyong, genç kızın yanına gelerek ona sıkıca sarıldı. Ne derse desin şuan teselli için doğru bir zaman gibi gelmiyordu. Sadece acısını yaşamasına izin vermeliydi.

Hyuna, Jiyong'un yanında bir süre ağladıktan sonra dışarı çıkmak için üzerini değiştirmek için odasına girdi. Yüzüne biraz BB krem ve hafif kırmızı bir ruj sürdü. Üzerindeki kazağı düzelterek sevgilisinin yanına geldi.

"Çıkalım."

Jiyong, genç kızı şöyle bir süzdükten sonra yanaklarını sıkarak neşeyle güldü.

"Aigooo, benim sevgilim ne kadar tatlı ve aynı zamanda da bu kadar seksi."

Hyuna, Jiyong'un söylediklerine sadece şakayla karışık koluna vurarak karşılık verdi.

İkiside kol kola evden çıktılar. Aynı sırada bir eğlence programı için kendi evinde çıkan Kim Heechul ile karşılaştılar. Super Junior idolü siyah bir gözlük takmıştı. İkiliyi görünce acilan ağzına engel olamadı. Kendini hemen toplayarak selam verdi.

"İyi günler Hyuna-shii, G-Dragon-shii."

Hyuna, başını eğerek selamını aldı. Jiyong o dakikada neden gözlük takmadığına küfrediyordu. Başını diğer idole eğerek selam verdi. Ve çift olarak ilk yakalanmaları bu şekilde oldu.

Heechul ise genç çifte şöyle bir baktı. Kesinlikle yakışıyorlardı. Kwon Jiyong kesinlikle şanslı bir adamdı.

----

Jiyong, grup arkadaşları ile havaalanında buluştu. Seungri'nin kendisine doğru geldiğini görünce gülümseyerek adımlarını bir tık hızlandırdı.

"Hyung, dün gece evde değilmişsin. Hyuna-shii'ye mi gitmiştin?"

Lider, sinirle genç adamı kolundan tuttu.

"Çok bağıramadın bence. Bak buradaki gazeteciler duymadı." diyerek alayla gözlerini devirdi.

Seungri, hızla ağzına fermuar işareti yaptı. Daesung'da öğrenmek istiyor ama meraklı biri gibi davranmak istemiyordu. Jiyong, ise cevap verme niyetinde değildi. Dün gece onun için harika geçmişti. Şimdilik kimseyle paylaşmaya niyeti yoktu.

Little do you knowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin