Bölüm 17

621 46 3
                                    

   Gecenin karanlığında 3 figür heykel gibi donmuştu. Hyuna istemsizce geriye doğru bir adım attı. Jiyong, kendisine bakan insanları görmezden gelerek acı bir kahkaha attı. Kafasını geriye doğru atarak gülmeye devam etti. Bakışları bulutların arasında giren dolunaya takıldı. Parmaklarıyla kafasındaki siyah şapkayı geriye doğru attırdı. Rüzgar hafifçe esince geçmişi düşünmeye gerek olmadığını kendi kendine telkin etti. Young Bae, kuruyan dudaklarını diliyle hafifçe ıslattı.

İşte şimdi... diye düşünmeye başlamıştı ki-

"Sıçtık." diye fısıldadı Daesung. Taeyang, rkadaşı ile düşüncelerinin birbirini tamamlamasına gülememişti bile.

"Jiyong, bak..." diye fısıldadı Young Bae.

Bigbang'ın lideri öfkeyle sıktığı yumruklarını hafifçe açarak derin bir nefes aldı. Kollarını havaya doğru açarak arkadaşına sırtını döndü. Buz gibi bakışları aniden Young Bae ile buluşunca Jiyong arkadaşının donduğunu gördü ve acımasızca sırıtış yüzüne yayıldı.

"Dostum, biraz sonra yapacağım şey için bana darılma tamam mı? Bu tamamen -" diye lafına devam ederken tekrardan sıktığı yumruğunu arkadaşının çenesine doğru hızla geçirdi.Young Bae, sertçe toprak zemine düştü. Dudağından akan kan yavaşça sweatshirtine doğru damladı.

"Senin suçun." Diye lafını bitirdi Jiyong. Bakışları ayakta şokla kendisine bakan ikiliye döndü.

"Ah, çok serttim sanırım." Jiyong kahkaha atarak ensesini okşamaya başladı. Bakışları Hyuna'da uzunca bir süre kaldı. Genç kadını baştan aşağıya doğru süzdü. Hissettiği özlem miydi yoksa öfke miydi? Yoksa delirmemek için çabalamasına rağmen artık şimdi kaybetmiş miydi? Kafayı?

Yada sinir krizi? Yok... Herşeyin farkındayım. Sadece birilerini ezmeliyim galiba.

Düşüncelerin beynini kemirmesine daha fazla izin vermemek amacıyla Young Bae'nin yanına doğru çömeldi.

"Ama bu tamamen SİZİN SUÇUNUZDU!" bağırarak Young Bae'yi yakasından tutup kendisine doğru çekti. Gözleri öfkeyle ışıldıyordu. İkinci bir yumruk için elini kaldırdığında Hyuna, hızla eski sevgilisinin elini yakaladı.

"Jiyong-ah, lütfen..."

Genç adam, bileğini tutan uzun parmaklara uzun süre baktı. Soğuk ve öfkeli bakışlarını eski sevgilisine doğru çevirdi.

"Bana sakın.DOKUNMAAA!"

Hyuna, korkuyla parmaklarını Jiyong'un bileğinden ayırdı.

"Be-ben... Hepsi benim suçum." Diye mırıldandı Hyuna.

Daesung, hızla Young Bae'yi Jiyong'dan ayırmak için araya girmek amacıyla ileri doğru atıldı. Liderin başka planları vardı ve buna izin vermeyecekti.

"Ne o, Daesung?Köpek gibi kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp arkaya doğru kaçmıştın. Şimdi... İyi polis kötü polis mi oynayacağız?"

Young Bae, Daesung'u daha fazla yaklaşmaması için elini havaya kaldırdı. Arkadaşı anlayışla başını sallayarak Jiyong'un omzuna doğru dokundu.

"Dostum..."

Jiyong, Daesung'a gözlerini devirerek sırıttı.

"Oh, dost derken... Anlamadım. Haa, dur şimdi anladım. Arkadamdan iş çevirdiğiniz zaman iyi dostluk yapmış oldunuz. Bizi alkolle bayıltıp clubtan kaçmak. Huh?"

Little do you knowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin