Kahvaltıdan sonra bir yerlere gitmeye karar vermiştik. Biz Seda'yla hemen hazırlanmaya çıktık. Akın ve Deniz de evlerine gitmişti. 1 saat sonrası için plan yapmıştık. Hava soğuktu. Malum kış...
Üstüme siyah deri ceketimi içine de beyaz düz bir kazağımı giymeye karar verdim. Altıma da deri siyah pantolonumu kombin yapmıştım. Bence oldukça şık ve spor duruyordu. Siyah rengi her zaman çok sevmişimdir.
Saçlarımı tepeden toplamıştım. Seda ise açık bırakmıştı. Tam bir saat sonra Akın ve Deniz kapının önüne gelmişti. Akın da anladığım kadarıyla siyah giyinmeyi seviyordu. Ne zaman görsem hep karanlıktı.
Gözlerinin içine bakarak yanına gittim. "Yine çok güzel olmuşsunuz hanımefendi"dedi. Bende gülümsemekle yetindim. "Sizde çok şıksınız" dedim gülerek. Deniz " Nereye gidelim?" diye sordu neşeli bir sesle. Bu çocuk her zaman böyle cıvıl cıvıl ya... Enerji fışkırıyor resmen. Hiç somurturken görmedim Akın'ın aksine...
Seda " Bilmiyorum ki. Sence Ece?" dedi. Bende dudağımı bükerek "hiçbir fikrim yok yanıtını" verdim. Deniz" Bizim bildiğimiz bir yer var. Sıcak bir mekândır. İsterseniz oraya gidelim" dedi. Seda hemen " Olur canım" dedi. Bizde onaylayarak arabaya bindik.
Arabada Akın'a " Ya yarın eşler belli olacak ya. Kız gelirse evine falan gitmek yok ona göre" dedim. " Tamam, sana güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum" dedi iç sesim bir ebeveyn edasıyla. Akın " Nedenmiş o?" dedi. Gıcık ya harbi. "Neden olabilir acaba" dedim. Gülerek " Sana soruyorum ya işte" dedi. " İstemiyorum, ondan" dedim. "Neden istemiyorsun?" dedi. İlla bana seni kıskanıyorum dedirtecek ama demem. "Bende artık erkek gelirse yanına giderim o zaman. Senin için sorun teşkil etmiyormuş" dedim.
" Tamam tamam. Şaka yapıyorum. Gider miyim hiç. Sende gidemezsin. Anlaştık mı?" dedi. Bende "Anlaştık" dedim. Tam o sırada Akın'ın telefonu çaldı. Ekrana baktığında hoşlanmadığı biri olduğunu anlamıştım. Hemen yüz hatları değişmişti. Açtı.
-"Efendim"
-...........
-"Gelemem"
-..........
-"Hesap verecek değilim"
-..........
Telefonu kapattı. Karşıdakinin kim olduğunu anlayamamıştım. "Gitmen gerekiyorsa gidebilirsin" dedim. Cevap vermedi. Sinirini bana yansıtmasından nefret ediyordum. Hadi ama bunu hak etmiyorum. "Akın sana diyorum" dedim. "Gitmeyeceğimi duymadın mı?" dedi. Neden bana böyle davranıyordu ki. Sanki kötü bir şey söylemiştim. Hep böyle oluyordu. Ama ben sıkılmıştım artık. Başkasına sinirleniyor gelip bana çatıyordu. Kırıyordu, toparlamaktan yorulmuştum artık. Dayanamadım ve bağırdım. " Yeter Akın. Ne dedim ki şimdi sana. Gitmen gerekiyorsa gidebileceğini söyledim. Suç mu bu söylesene" dedim. Sinirlendiği her halinden belliydi. Bir anda arabayı kenara çekti.
"Bana bağırma" diye dişlerinin arasından konuştu." Sende beni önemse artık" dedim. Bende gittikçe sinirleniyordum ve böyle giderse ağlayacaktım. En nefret ettiğim şey sinirlenince kendimi tutamayıp ağlamamdı. Ama buna aldırmadım.
Akın "Önemsemediğimi mi düşünüyorsun?" dedi. "Evet, bazen öyle kırıcı oluyorsun ki beni önemsemediğini düşünüyorum. Hatta düşünmüyorum tam olarak öyle yapıyorsun. Başkalarına sinirlenip bana çatıyorsun. Beni kırıyorsun ama bunun farkında bile değilsin. Yoruldum artık"dedim. İçimdeki her şeyi söylemiştim. O ise sadece bana tuhaf bir şekilde bakıyordu. Ne düşündüğünü kestiremiyordum.
Akın'ı sinirli olduğu zaman anlamak çok zordu. Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla ağladığımı fark ettim. Hadi ama yine mi. Söylenecek bir şey kalmamıştı. Akın'a son kez baktım. O ise hala beni izliyordu. Kapıyı açtım ve aşağı inip hızla yürümeye başladım.
Arkama bakmıyordum. Nereye gittiğimi de bilmiyordum. Sadece yürüyordum işte. Akın "Ece" diye bağırdı. Arkamdan geliyordu. Gittikçe yaklaştığını hissediyordum. Bende adımlarımı daha çok hızlandırdım. Bir anda kolumu tuttu ve beni çekti. Beklemediğim için bir an sendeledim. Beni tuttu. " Bırak!"dedim sinirli bir şekilde.
"Nereye gittiğini sanıyorsun"dedi dişlerinin arasından. Kolumu bıraktırmaya çalıştım ve tekrar bir adım atmıştım ki Akın tekrar tuttu."Gidemezsin" dedi. Gözlerinin içine baktım ve "Neden?" diye sordum. "Çünkü izin vermiyorum"dedi. Alaycı bir şekilde güldüm. Bu hareketi benden beklemiyordu. Şaşırdığı her halinden belliydi. O sırada telefonum çaldı. Seda arıyordu. Açtım.
-"Efendim"
-"Ece,nerdesiniz? Biz geleli çok oldu"
-"Biz gelmiyoruz Seda. Siz keyfinize bakın"
-"Ne oldu? Niye gelmiyorsunuz?"
-"Sonra konuşuruz Seda. Özür dilediğimi söyle Deniz'e"
-"Ece,ağlıyor musun sen?"
-"Seda,lütfen sonra"
-"Peki"
Akın konuşmamın bitmesini beklemişti. "Gel benimle" dedi. " Beni eve götür" dedim. Elimi tuttu ve beni arabaya kadar çekiştirdi. Bindim o da sürücü koltuğuna geçti ve hızlı bir şekilde sürmeye başladı. "Akın,yavaşla"dedim. Sanki beni duymuyordu.
"Eve gitmek istiyorum"diye bağırdım. Hala ağlıyordum. Akın daha da hızlandı ve evin önüne geldik. Ona hiç bakmadan arabadan indim ve arkamdan sertçe kapıyı kapattım. Hızlı adımlarla evin kapısına doğru ilerledim. O kadar sinirliydim ki çantamdaki anahtarı bulamıyordum.
Akın arabadan beni izliyordu. İçimden "Git artık şurdan. Ya da gel özür dile"diyordum. Ama nafile Akın özür dilemezdi. Sonunda anahtarı buldum ve kapıyı açtım. O kadar hızlı kapattım ki. Komşular eminim ne oluyor diye pencerelere çıkmışlardır. Hızla odama çıktım. Pencereden aşağı baktım. Akın kafasını kaldırdı. O an gözlerimiz birbirini buldu.
Ama bu defa ben hiçbir şey olmamış gibi davranmayacaktım. Akın hatasının farkına varmalıydı. Hızla arabayı çalıştırdı ve bir anda gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ODUN SEVGİLİM(DÜZENLENİYOR)
Fiksi RemajaHayalim olan ve hayatımın en güzel zamanlarını geçireceğimi düşündüğüm üniversiteyi kazanmak için en yakın arkadaşımla atıldığım bu maraton karşıma neler çıkaracaktı bilmiyorum.Değişecek şeyler elbette ki olacaktı.Peki baştan sona hayatım buna dahil...