19- Gülüşün Çok İtici, Kurabiyelerin De Saman Gibiydi Zaten

4K 324 183
                                    

"Chanyeol kartopu atmayı bırakır mısın?"

"Hayır." 

Ve Chanyeol Kyungsoo'yu dinlemeyip başka bir kartopunu Kyungsoo'nun beresine yollayarak hayatının hatasını yaparken ben ise olacakları keyif içinde izlemeye başlamıştım. Kyungsoo önce umursamaz bir şekilde gözlerini devirmiş ve etrafımızdaki kişileri izlemişti. Sonrasında ise kartopu yapmak için eğilen Chanyeol'e doğru hızla koşarak adeta üstüne uçmuş ve uzun bedeni yüzü karlara gömülmüş bir şekilde altına almıştı.

"Sana atma diyorum! Atmanın anlamını bilmiyor musun? Atma diyorum atma atma!"

"Kalk üstümden! Ah!" Kyungsoo yerden aldığı karları Chanyeol'ün kafasına boca ederken gülmeme bir son verip onları ayırmam gerektiğine karar vermiştim. Yoksa Chanyeol kulağına kaçan karlarla birlikte sağır olabilirdi.

"Atma diyorsam atma çocuk musun sen?!" Kyungsoo sinirle karı uzun olanın yüzüne sürerken onu omuzlarından tutup çekmiştim.

"Kyungsoo gel hadi. Öldüreceksin çocuğu."

"Bırak beni Yixing. Onu daha karın içine gömeceğim." Chanyeol'ün de altından kurtulmaya çalışmasıyla birlikte Kyungsoo kollarıma teslim olmuş ve ikimiz birlikte yere yığılmıştık.

"Kulaklarıma kar kaçtı!" İçimizdeki en uzunumuz da bize uyum sağlayıp otururken gülmüştüm. Sözde benden büyük olan arkadaşlarım benden daha çocuksu ve çok eğlencelilerdi.

"Kulakların o kadar büyük ki kaçması zor değil." Ben Kyungsoo'nun yanıtıyla kahkaha atarken Chanyeol yerden kar tanelerini üzerime savurmuştu.

"Sen ne gülüyorsun be?"

"Şu halimize bir baksanıza. Herkes burada kayarken biz kartopu savaşı yapıyoruz." Ben kayan insanları gösterirken Chanyeol geriye yatmış ve kar izinden melek yapıyordu. Tamam, biraz fazla büyük ve iri bir melekti.

"Bizim yerimize Sehun yeterince iyi kayıyor zaten. Bu kadar iyi kayıyor muydu o ya?" Kyungsoo tepeden aşağı inmeye hazırlanan Sehun'u işaret ettiğinde Chanyeol gülmüştü.
"Sehun'a kızları etkileyeceksin de, uzay mekiği bile yapar."

"Sana katılmak yerine çığ altında kalmayı isterdim ama sanırım haklısın." Kyungsoo gerinerek uzanmış ve başını Chanyeol'ün göğsüne koymuştu.

"Hey meleğimi bozuyorsun."

"Senden olsa olsa zebani olur ne meleği be?" İkisine buruk bir gülümsemeyle bakmıştım. Ben de en az Sehun kadar iyi kayabilmek isterdim. Belki de biraz dikkat çekmeye ihtiyacım vardı onun gibi. O kadar tuhaf hissediyordum ki kendimi.

"Sanırım Baekhyun şu an bizden daha fazla eğleniyordur." Avuçlarımın içinde biriktirdiğim karı sıkıştırarak minik bir kardan adam figürü yapmıştım. Sadece bolca kar ve bolca kayak yapan insanlar vardı. Her yer bembeyazdı. Çok sıkıcıydı. Oldukça sıkıcıydı. Tek eğlenen Sehun'du çünkü kenara oturmuş onu hayranlıkla izleyen pek çok bayan izleyiciye sahipti.

"Kaymayı bilmeden buraya gelmemiz kötü oldu. Tanrım ben soğuktan ve kıştan nefret ederim."

"O kadar da kötü değil, bakın birlikte bir şeyler yapmış olduk. Hem ben de yazacağım yeni öykü için biraz ortam araştırması yaptım. Kışın bir dağ evinde geçecek." Chanyeol gözlerini kapatıp hayal kurmaya başlamıştı bile. Ona imreniyordum çünkü her zaman pozitifti. Açıkçası az önce Kyungsoo benim kafama kara gömseydi şu an odama gitmiş ve sinirden yastığın tüylerini yiyor olurdum.

Belki başta onlar da böyleydi ancak zamanla alışmışlardı. İlerde benim de onlara benzeyeceğimi düşündükçe tüylerim ürperiyordu. Daha şimdiden benzemeye mi başlamıştım ben yoksa Tanrım!

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin