37- Tatlı & Romantik Date (ft. Minions)

2.7K 240 192
                                    

BOİPOİ PIRODAKŞIN SUNAAARRR


Adı Daltonlar olmasına rağmen Daltonlarla alakası olmayan bu ficte yeni bir dönem!!


BU DATE BENİM!!!


ALŞSKDŞSLDKŞDA delirmedim şaslkdaslş sadece yeni bölümlerin konseptlerini açıklıyorum aşsldkasdkşas

Önümüzdeki birkaç bölümde (ficte ne kadar couple varsa o kadar bölüm dicem ama ah krisoo vah krisoo, kaka yazar, kötü yazar, sizin yerinize kendime kızdım uzun olan parantez içini kapıyom) çiftlerin dateleri, date kombinleri, date mekanları gibi saçmalıklarımı içeren tatlı, couple ve date bölümleri olcak alşsdkasksd 

Bence tatlış olcak ama sizi bilmem aslşkdaslşds

Bu yüzden bu bölümlere bu date benim adını verdim asşldkasdlşks çünkü madpoi olmak böyle bi şey lşaskdlşskda

Bu Datemizin konsepti tatlı ve romantik alşskdşaslkadlş

Ay notta bile böyle saçmalıyosam bu bölümü nasıl bir psikolojiyle yazdığımı siz düşünün asldjkaslaj

O yüzden iyi okumalar ve saçmalıklarım için iyi sabırlar <3 


----


"Sana cupcake ya da bubble tea sevmediğimi söyledim." Chanyeol önüme kusturan pembesi kekleri ve en büyük boy içeceği bıraktığında içtenlikle gözlerimi devirdim.

"Macaron'a ne dersin?" Geri gitmeye niyetlendiğinde bileğinden tutup durdurdum.

"Chanyeol sana tatlı şeylerden hoşlanmadığımı kaç defa söylemem gerekiyor."

"Ama o kadar tatlısın ki seni durmadan tatlılarla beslemek istiyorum." Dudaklarını büzerek sahibi evden gitmiş köpek gibi üzülerek yüzüme bakmıştı. Ondan nefret etmem gerekiyordu, bunu gerçekten çok istiyordum ama olmuyordu. Tatlı şeylerden iğreniyordum fakat o istisnaydı.

"Birincisi ben tatlı falan değilim, ikincisi ise böyle şeyleri sevmiyorum. Ve de böyle yerleri." Bilirsiniz, oldukça tatlı görünen, tozpembe ve açık yeşil veya mavinin baskın olduğu, avucumun içi kadar olmasına rağmen sırf rengi su yeşili ya da kusturan pembesi diye ufacık keke para döktüğünüz o iğrenç tatlı kafelerden biriydi işte. Kusturan pembesi diyordum çünkü bu pembeye baktıkça kusma isteğim geliyordu.

"Limonata ister misin peki? Ya da kola alabilirim."

"İkisini de istemiyorum Chanyeol. Hem burada ne işimiz var bizim. Resmen biz gayiz diye bağırıyoruz burada." Etrafıma bakarak yüzümü buruşturdum. Kaküllü, yanaklarında pembe allıkla şeftali gibi dolaşan kızlarla çevriliydi etrafımız. Tek erkek çalışanlardı.

"Bugün izin günümüz ve ben birlikte bir şeyler yapalım istedim. Yani her zaman birlikteyiz ama bu sefer farklı olsun dedim." Bana çekinerek bakıyordu. Her an buradan kaçıp gitmek istediğimi biliyor olmalıydı. Size yemin ederim ki çaprazımızdaki kız arada bize bakıp kıkırdıyordu. Uzun boylu, lezzetli şeyler satın alan kibar çocuk ve kısa boylu itiraf etmesi acı olsa da güzel çocuk birlikte tatlı bir kafede oturuyordu. Bakıp da fangirllük yapmayacak yanımız yoktu ve bu da beni rahatsız ediyordu. Liseli kızlara malzeme olmak hoşuma gitmiyordu.

"Farklı olsun diye beni bu iğrenç yere mi getirdin yani?" Kendime engel olamayarak bütün düşüncelerimi dile getirdiğinde pişman olmuştum ama çok geçti artık. Üzgün bakışlarını kısa bir süreliğine üzerimde tutmuş, sonrasında masanın üstündeki ellerini incelemişti. Nasıl toparlayacağıma dair bir fikrim yoktu bu sefer.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin