21- Ben Gidiyorum, Sana İyi Eğlenceler

3.1K 325 164
                                    

"Burada ne işimiz var Sehun?" Girdiğimiz, dumandan göz gözü görmeyen mekana en kötü bakışlarımı attığımı biliyordum. 

Leş mekanları beğenmeyen ya da laf atan insanlardan biri değildim, hatta ilk yıllarım ucuz içkiden dolayı böyle yerlerde sabahlayarak geçmişti ama bu seferki farklıydı. O zamanlar gittiğimiz mekanlar gibi leş ama bir o kadar da kaliteli görünen bir yerdeydik ve işte bu kısmı tuhaftı. Özellikle ot çektiğinden emin olduğum insanlar yanımızdan geçerken ve pahalı içkiler gözüme çarparken bunu gittikçe tuhaf buluyordum. 

Çünkü hiçbir ucuz öğrenci mekanında ajanstan gelmiş gibi görünen dansçı kızlar olmazdı.

"Müthiş değil mi?! Aynı eski günlerdeki gibi." Yersiz heyecanına göz devirerek boylarımızın eşitlenmesi için pahalı ve onu deli seksi gösteren gömleğinden tutup kendime çekmiştim.

"Buraya gelmek için neyinden vazgeçtin acaba? Bu kadar paran varsa neden hala su faturasını ödemiyoruz?" Böyle yerler klasik ünlü bir dj'in ya da rapçinin gelip biraz ortamı neşelendirdiği yerlerdi ve kesinlikle davetli değilseniz girişte yüklü bir miktarı kapıda bırakmanız gerekiyordu.

"Davetliyiz." Omzuma kolunu atıp dumanların yoğunlaştığı yere doğru beni sürüklemişti.

"Kim bu arkadaşın? Su faturamızı öder mi?"

"Bunu ona kendin sorsana." Çenesiyle karşısını işaret ettiğinde yüzüne mal gibi bakmayı kesip önüme bakmıştım. 

Kesinlikle Jongin'in karşıdan yüzündeki o müthiş gülümsemeyle bize yaklaşmasını ve ardından yoğun içki kokan nefesiyle ikimize aynı anda sarılmasını beklemiyordum. Hatta sarılmaktan da öte üzerimize bütün yükünü vermişti.

"Hoş geldiniz. Nasıl buldunuz burayı?" Şen sesinden rahatsız olabilecek ten canlı bendim o anda. Yanağında ruj izinin olduğunun farkında mıydı acaba? "Harika değil mi!"

"Müthiş! Böyle yerlerde takıldığını bilsem Baek'le değil seninle yakın olurdum."

"İnan bana, küçük Baekie'yle yakın olmak o kadar da kötü bir şey değil." Göz kırpıp koluma dostane bir şekilde dokunduğunda yemin ederim ki altındaki anlamı sadece ben omuriliğime kadar hissedebilirdim.

"İstediğimiz her şeyi içebilir miyiz şimdi?" Sehun sanki içkiye ihtiyacı varmış gibi konuştuğunda gözlerimi devirememe nedenim Jongin'in hormon saçan görüntüsünün beni adeta felç etmesiydi.

"Sence içemez miyiz?" Kollarını iki yana açıp kendini işaret ettiğinde ona hak vermiştim. İstediği her şeyi fazlasıyla içiyormuş gibiydi.

"Tanrım sen hayatımda gördüğüm en iyi yeni arkadaşsın." Pek parasal sıkıntılar çekmemesine rağmen bedava bulduğu her şeye sevinen Sehun'la yakın arkadaş olmak işte bu kadar kolaydı.

"O zaman size iyi eğlenceler, bir sorun olursa beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz." Arkasındaki masayı gösterdiğinde zaten olmayan keyfim tamamen kaçmıştı. Dönüp onu bekleyen bir sürü kız ve yakışıklı erkek topluluğuna yürüdüğünde neden alkol alma isteğim artmıştı bilmiyordum. Sehun'un beni boş bir yerlere sürüklemesine tepkisiz kalmıştım.

Jongin'lerin masasının mekanın her yerinden görüldüğüne emin olabileceğim bir masaya oturduğumuzda pek de Koreli'ye benzemeyen bir kız gelip siparişlerimizi almıştı. Siparişlerimizi almasının ardından giderken Sehun'un onun kalçalarını izlemekten büyük bir keyif aldığını fark ettiğimde en azından onun için buraya katlanmaya karar vermiştim. 

Gecenin sonunda muhtemelen bir kız ona kapılacaktı ve ben buradan yalnız bi şekilde ayrılıp taksiye binerek eve gidecektim. Sehun ise ertesi gün eve gelip devasa salonumuzun kendisine ait köşesinde dün gece hissettiklerine dair bir şeyler çiziyor olacaktı.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin