4- Fulltime Emlakçı, Parttime Anne

5K 463 261
                                    

"Ben geldim." Derslerim sonunda bitip eve geldiğimde bedenimi yere atmamak için tek nedenim mikrop kapmaktan korkmamdı. 

Bütün gün bölüm derslerim yüzünden kafayı yemiş üstüne bedenimdeki ağrı eklenince dayanılmaz bir işkence çekmiştim gün boyu. Eve geldiğimde tek yapmak istediğim uyumak, saatlerce uyumaktı.

Ama eve girdiğimde anladığım, fark ettiğim kadarıyla yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Hem de oldukça tuhaf şeyler.

Ev oldukça dağınıktı. İçki şişeleri yerde yeni bir dekor oluşturmuş gibiydi. Kenarındaki hamurları yenmeden sehpanın üzerinde bırakılmış pizzalar, kola ve bira tenekeleri...

Hayır, tabii ki de tuhaf olan bu görüntü değildi.

5 erkeğin yaşadığı bir evden başka türlüsü beklenemezdi.

Ya da Sehun, benim ve Chanyeol'ün yaşadığı evden diyelim.

Yoksa Yixing ve Kyungsoo toplu insanlardı. En azından Kyungsoo kesinlikle öyleydi.

Tuhaf olan şey devasa ellerinde temizlik eldiveni olan Chanyeol, beline önlük takmış Sehun, toz bezine yaratıkmış gibi bakan Yixing ve köşede kitap okuyan Kyungsoo...

Tamam, en azından Kyungsoo normaldi.

"Bu evde neler oluyor?"

"Ev sahibi gelecekmiş." Kyungsoo okuma gözlüklerinin altından cevapladığında Chanyeol bira kutularını toplamakla meşguldü.

"Ev sahibi? Chanyeol annen mi geliyor?" Bir anda bağırdığımda Kyungsoo boynunda asılı duran kulaklıklarını takmakta gecikmemişti.

"Şu kadının annem olduğunu hatırlatıp durmaz mısın?" Saçlarını dağıtarak çöp poşetini hırsla salladığında yere düşen çöplerle gülmeden edememiştim.

"Ne zaman gelecek?"

"Bir saat sonra falan. Kore'de toplantısı varmış ve bir iki saatliğine evinde nasıl yaşadığımı görmeye gelecekmiş." Gözlerini devirdiğinde iç sesini neredeyse gayet net duymuştum.

"Berbat görünüyorsun. Gidip duş alıp hazırlan ben buraları toparlarım." Birbirine girmiş saçlarına göz attıktan sonra omzuna dokunup gülümsediğimde o da büyük bir şekilde gülümsemişti.

Tanrım bu gülümsemeyi biliyordum.

"Demiştim sana." Sehun elindeki kola şişesini havaya kaldırdıktan sonra dudaklarına götürmüştü. "Kola her zaman işe yarar." Ne olduğunu anlamaya çalıştığım sırada Chanyeol kahkaha atarak banyoya ilerlemişti.

"Haline acı diye perişan görünmek için saçına kola döktüler." Dürüst Yixing'e minnet duyarken Chanyeol'e ölümüne bir nefret besliyordum.

"Kola tenekesiyle boynunu keseceğim Park Chanyeol." Banyoya doğru bağırdığım sırada kapıyı açmıştı.

"Bunları da atarsın Byun Baekhyun!" Elindeki boş içki şişelerini salonun ortasına fırlattığında onu kesinlikle öldürmek istiyordum.

Ve daha da önemlisi biz banyoda ne zaman içmiştik?

"Benim onlar. Geçen gece siz hep birlikte içmeye gittiğinizde banyoya kız atmıştım." Bulaşıkları yıkayan Sehun'la göz göze gelmemeyi dilemiştim.

"İğrençsin. Ortak kullanma alanlarında yapma bari şunu. Bir daha banyoyu kullanamayabilirim."

"O zaman sana tavsiyem üçlü koltuğa yaklaşma." Sehun kahkaha atarken gerçekten delirmek üzereydim.

Chanyeol yüzünden kullanıldığıma mı, Sehun'un menileriyle dolu bir kanepede arada film izleyip uyuya kaldığıma mı, yoksa kuru bezle televizyonun ekranına yapışmış olan ramyun lekelerini çıkartmaya çalışan Yixing'e mi acımalıydım emin değildim.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin