"Ailemiz gittikçe kalabalıklaşıyor, ne kadar güzel bir görüntü değil mi?" Sehun pişkin bir şekilde gülüp iki yanındaki Jongin ve Yongsun'un boynuna kollarını dolayıp kendine çekmişti.
"O aileden bir kişinin ölerek eksilmesini istemiyorsan elini kardeşimin üzerinden çek."
"Ben de artık çalışsam iyi olur." Luhan'ın sert çıkmasıyla Yongsun kalkıp Jongdae'nin yanına kaçmıştı.
"Bu gidişle ailemize biri daha eklenecek." Kyungsoo gözlerimin içine baktığında yutmaya çalıştığım bira boğazımda birkaç tur atmıştı.
"Kim o?" Chanyeol de bütün saflığıyla sorduğunda masadan koşarak kaçsam çok dikkat çeker miydim diye düşünüyordum.
"Baekhyun'un boynundaki izlere bakılacak olursa ateşli bir kız olmalı."
"Ne yine mi?" Geçen gün soyunurken boynumu gören Kyungsoo mezarımı kazmış, Sehun da beni o mezarın içine popomdan tekmeleyerek itmişti.
"Daha önce de mi olmuştu?" Kyungsoo şaşkınlıkla sorarken odaklandığım kişi tabii de çaprazımda duran Jongin'di. Başkası görse hiçbir anlam içermeyen bakışları benim gözümde bir Şirin görmüş Gargamel'den daha vahşiydi.
Hafif gülüşü konuşmamıza olan doğal tepkisi gibi görünse de tamamen 'Zaten ailenizden biri yaptı onu' mesajını içeriyordu. Ve bunu anlayan tek kişi olarak boğazım düğümleniyordu.
Tamam belki Luhan'ın keskin bakışlarından onun da bazı tahminlerde bulunabileceğini anlıyordum. Ama benim gibi boğazının düğümlenmediği kesindi.
"Nasıl yani? Baekhyun biriyle birlikte ve bizden mi saklıyor?" En çok da Yixing'e acımıştım. Bir bilse hakkımdaki gerçekleri.
"Birisiyle birlikte değilim tamam mı? Sehun çekilir misin?!" Öne eğilmiş, giydiğim sweatshirtün boynunu açıp içeri bakmaya çalışan Sehun'u şiddetle kendimden uzaklaştırmıştım.
"Bizim Baekhyun'umuz büyümüş de tek gecelik ilişkilerde boy mu gösterirmiş?" Sehun'un üzerine patlamış mısır atmamam için bir neden görememiştim.
"Sehun'la bu kadar fazla takılmanın sonucunun bu olacağını biliyordum." Chanyeol'e saldıramama nedenim ise aramızda Kyungsoo'nun oturmasıydı.
"Diyene bak, ikinizle de takılmama nedenim bu." Yixing Chanyeol'ü de dibe çekmişti. Hep derim, Yixing'i içlerinde daha farklı severim.
"Yok öyle bir şey." Chanyeol boğazını temizleyip ciddi bir tavırla arkasına yaslanmıştı.
"Kimi yiyorsunuz burada?" Kyungsoo keyifle ikisine de laf attığında rahatlamıştım. Konuşma benden uzak bir konuya, Sehun ve Chanyeol'ün çapkınlığına kaydığında Sehun gülümsüyor, Chanyeol ise rahatsız olduğunu açık bir şekilde belli ediyordu. Normalde bu konuşmadan huzursuz olacak son kişi Chanyeol'ken neden şimdi bir anda böyle sorun çıkardığını anlamasam da sorun etmemiştim. Chanyeol gelgitleri olan biriydi.
"Eğer böyle bir şey yapıyorsan dikkatli olmalısın güzel surat. Bir dahakine yakalanmamaya dikkat et." Jongin göz kırpıp masanın üzerinde duran sigara paketiyle birlikte dışarı çıkmıştı.
Ben bu Jongin'i öldürürüm!
Avuçlarımı sıkıp sakinleşmeye çalışsam da pek başarılı olamamıştım.
"Siz oturun. Benim birisinin üzerinde sigara söndürmem gerekiyor da." Sinir bozukluğu ile gülümseyip ayağa kalkmıştım ve hızla her zaman oturduğumuz masadan kalkıp Fanus'un dışına çıkmıştım.
"Geleceğini biliyordum." Bugün iki gün piyano olayının üzerinden geçeli, geçen iki gün boş günüm olduğu için kafeye gitmemiş evde pineklemişken Jongin'i de ilk defa görmüştüm. Tamam, belki bazı beklentilerin içine girmiş bile olabilirdim ancak yine de kendim de bir erkek olduğum için söylüyordum ki bir erkeğe güvenmemek gerekiyordu.
