23- Peki Siz Pizzayı Nasıl Yiyorsunuz?

2.6K 275 203
                                    

Evet, yeni bölüm ve bi ay geçmedi sşlaskdşlasda

İyi okumalar dilerken lütfen okuduktan sonra sona bıraktığım o uzuuun notu da okur musunuz rica etsem *-*-* 


---


"Yixing hadi ya, ne olursun."

"Hayır Sehun. Seninle oraya gelmeyeceğim."

"Lütfen! Yalvarırım. Bak ne istersen yaparım." Sehun bana birlikte gece kulübüne gitmemiz için yalvarırken onu reddedecek farklı kelimeler arıyordum. Çünkü o bildiği bütün kelimeleri kullanarak bana gitmemiz için baskı uyguluyordu ve inanın ona hayır demek çok zordu.

"Sana söyledim Sehun. Seninle oraya gitmem."

"Bak sakatım ve evde durmaktan artık ölmek üzereyim. Giderek Chanyeol'e benziyorum ben de. Baksana bu saat olmuş hala üzerimde pijamalarım var. Evde kaldım. Hem baksana her yerim tutuldu evde durmaktan." O kadar iyi bir oyunculuk performansı sergiliyordu ki ağlamaya başlarsa şaşırmazdım ama yine de içim acırdı onu öyle gördüğüm için. Böyle saf bir insandım. 

"Abartmayı keser misin artık? Kolun yakında geçecek."

"Ama Xing, bütün arkadaşlarım dışarıda eğleniyor. Bir ben evdeyim." Şimdi de duygu sömürüsü yapıyordu, harika! "Baekhyun artık benimle gelmiyor."

"Sehun." Pes ederek derin bir nefes aldığımda bunun sonunda ne diyeceğimi tahmin etmiş gibi gözlerinde büyük bir parlama oluşmuştu.

"Söz veriyorum ki seni bırakıp başkasıyla gitmeyeceğim. Peşinden ayrılmayacağım ve çok fazla içip kontrolümü kaybetmeyeceğim. Kızlarla gitmek kesinlikle yok ve aptal arkadaşlarımla seni tanıştırmayacağım. Sadece bir şeyler içip müzik dinleyip geleceğiz."

"Eğer bu dediklerinin tersi olursa..."

"Bu dediklerimin aksi bir şey olmayacak. Gerçekten söz veriyorum. Söz verdiğimde tuttuğumu bilirsin." İşte bu kısmı hiç inandırıcı değildi. Söz konusu kızlar olduğunda Sehun'un hiçbir zaman sözünü tuttuğu görülmemişti.

Ben nasıl mı bu kadar sakin kalabiliyordum? Ya alıştığım içindi, ya da ben varken herhangi bir kızla yakınlaşmaya kalktığında ortalığı ayağa kaldıracağımdan emin olduğum içindi.

"Hadi üstümüzü giyinelim! Yani beni tabii ki sen giydireceksin çünkü bildiğin gibi artık yarım bir insanım." Kolundaki alçı çıkmış, şimdi sadece plastik bir sargıyla duruyordu ve hareket ederken dikkatli olması gerekiyordu. Ancak Sehun'un gözünde bu sakat kalmaktı.

"Senden nefret ediyorum."

"Biliyorum, ama üzgünüm. Bu kadar tatlı olmak benim suçum. Fakat merak etme ben de seni seviyorum." Odasına, daha doğrusu o kıyafet yığınına gittiğimizde Sehun'un sözleri önce kalbime sonra da hareket mekanizmama saplanmış gibiydi.

"Bu odada nasıl nefes alıyorsunuz siz?" Gece olduğunda kıyafetlerin üzerinde yatıyor olmalılardı.

"Bu yüzden benim sürekli evde olmam doğru değil. Umarım temiz kıyafetim vardır yoksa sizin odaya dalacağım."

"Olmaz! Giy işte bir şeyler." Daha geçen odayı ve dolabını toplaması konusunda Chanyeol'le birbirimize girmiştik, bir daha dağılmasını kaldıramazdım.

"Temiz kıyafetlerimde güzel bir şeyler varsa neden olmasın?" Dolabının başına geçip eğildiğinde biçimli fiziğini incelemiştim.

"Vücudun o kadar güzel ki ne giysen yakışıyor zaten." Bunu sesli söylememiştim ama neden Sehun bir anda kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Tanrım bunu sesli söylememiştim değil mi?

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin