13- Kupon Kızı ve Sinek Valesi

4.8K 351 146
                                    


Hi madpoinin bu tuhaf fici okumakla kalmayıp üstüne bir de sabırsızlıkla bölüm bekleyen madpofudukları 

Sizi beklettiğim için üzgünüm :(

Bir deeeeğ Bölüm birazcık 4576 kelimeden oluştuğu için bir süreden sonra kontrol etmek işkence gibi geldi ve bıraktım 

Yani kelime hatası varsa, anlatım bozukluğu falan varsa affedin. Yani belki Kyungsoo'yu Yongsun'la, Luhan'ı da Baekhyun'la shiplemiş bile olabilirim şlaksdşlaskdlşa

Neyse iyi okumalar <3 


------


Pazar günü olan kutsal doğum günü partimden sonra zaman olabildiğince olağan akmış ve bizi Perşembe gününe getirmişti. Olağan diyordum çünkü gerçekten olağandı. Yani bildiğiniz üzere olağan dışı arkadaşlarım vardı ve bu yüzden durmadan tuhaf şeyler yaşıyordum. Ama bu sefer bu geçen 4 gün gerçekten gayet normaldi.

Chanyeol'ün cips yediği için dersten atılması, Sehun'un bir kızı tavlayıp yatağa atmaya ikna etmesi, Kyungsoo'nun başka bir kalın kitaba geçmesi, Yixing'in ise sanat tarihi dersinin ilk en yüksek notunu görmesi gibi sıradan olaylarla devam etmişti. 

Tamam, Sanat Tarihinden birinin yüksek not alması okul tarihimiz için olağan bir olay değildi ancak Yixing'i tanıyan bizler için normaldi.

Fakat bunun böyle devam etmeyeceğini biliyordum. Pazartesiden beri her şeyi unutup –hatta hala yürümekte zorlandığım gerçeğini de- hayatıma devam etmeye çalışıyordum ve bu umursamama çalışması başarıyla devam ediyordu. Jongin'le o gece öpüştüğümüz ve Luhan'a yakalandığımız gerçeğini bile unutmuştum.

Ta ki bugüne kadar.

Bugün ne mi olmuştu diye sormayın, çünkü bir şey olmamıştı, yani henüz.

Bugün Kara Perşembe diye adlandırdığım gündü. Normal insanların pazartesi sendromu olurdu, benim normal hayatım pazartesi günleri kadar kötü geçtiği için pazartesiden nefret etme gibi bir derdim yoktu. Benim derdim perşembelerleydi.

Okuldaki dördüncü yılımdı ve dört yıldan beri Perşembe günleri dersim sekiz buçukta başlardı. Ve ben her yıl yapmama rağmen akıllanmadığım için bu yıl da erken saatte dersimin olmasını kabul edemeyip kendimce boykotta bulunmuş ve dönemin ilk haftaları okula gitmemiştim. (Bu böyleyim gerçekten.)

Sonuç olarak şimdi uykulu ve açık olup olmadığından emin olamadığım gözlerimle bakıyordum dünyaya.

"Baek Byunhyun!" 

Geleneksel Kore Sanatı dersi hocası her zaman ki gibi adımı yanlış bir şekilde seslendiğinde bir anda düşen başımı kaldırmıştım. Bugünün Perşembe olduğunu ve erkenden bu derste olduğuma dair bir rüya gördüğümü düşünüyordum bir süredir ancak rüya değilmiş ve kötü haber, uyuklarken yakalanmıştım.

"E-efendim?"

"Bize Park Soo Geun'ın eserlerinde en çok kullandığı motifin ne olduğunu söyler misin? Geçen hafta işlemiştik ve hatırlamayan alt sınıfların varsa onlara yardımcı ol." Dört yıldır bu dersi alıyor olsam da sorun şu ki hocanın dediği şeyi en az alt sınıflar kadar bilmiyordum.

"Park Soo Geun'ın en çok kullandığı..."

"Kadınlar." Yanımda oturan Sehun sessizce amfide mırıldandığında kaybettiğim umudumu yeniden kazanmıştım. Bu perşembeyi kurtarabilirdim.

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin