25- Her Karakter Kıskandığını İnkar Eder

2.7K 295 118
                                    

"Beynimi önümdeki kitaba akıtacağım şimdi."

"Beynin varsa akıtırsın."

"Ha ve ha."

Haftalık işkencelerimizden biri olan sanat tarihi dersindeydik. Chanyeol dışında hepimiz dünden kalma olarak hayattan nefret edip amfide yangın çıkması için dua ediyorduk. 

Chanyeol ve Sehun birbirine sataşırken derste olduğumuzu pek umursamıyor gibiydi. Dersi alan öğrenci sayısı fazla olduğu için büyük amfide bağırsam, sesim hocaya ulaşana kadar kaybolurdu zaten.

Berbat bir gündü. Başım dirseklerimin yardımıyla boynumun üzerinde duruyordu. Göz kapaklarım için aynı şey geçerli değildi ancak. Yixing bile not almıyordu ki o bu dersten üçümüzün toplamından daha yüksek bir not almayı başarmıştı. Dün gece bu kadar çok içtiği için deli gibi pişman olacağını söylemiştim.

Chanyeol'den ise fazladan bir mutluluk ve enerji akıyordu bizim aksimize. Parmaklarını masaya vurarak ritm tutuyor ve gülüyordu. Nedenini merak bile etmiyordum inanın. Henüz beynimin yanmasına hazırlıklı değildim.

"Pişt, Baek. Sence hoca orgazm olabiliyor mudur?" Sehun ise her zamanki Sehun'du. Daha ayılamadığı için saçmaladığını bile düşünemiyordum bu yüzden, çünkü her zaman saçmalıyordu.

"Sana benimle konuşma dememiş miydim ben?"

"Yapma! Hala küs müyüz?"

"Evet." Bence gayet açık bir cevaptı. 

Ona hala sinirliydim. Tamam, belki sadece arkadaşlık görevleri gereği onu gidip almamda hiçbir sakınca yoktu, ancak onun yüzünden orada Jongin'i görmüştüm işte bu büyük bir sakıncaydı. Bu nedenle henüz işe gidecek cesaretim bile yoktu. Onu görecek olmak beni deli ediyordu. Yüzüne tekrardan yumruk atmamak için kendime söz veremiyordum. Tabii bunu bir daha yapmaya kalkarsam Jongin'in beni hastanelik edeceğinden emindim.

"Seni rahatsız eden bir adamdan bile kurtardım. Daha ne yapayım?"

"Birincisi eğer sen beni çağırmamış olsaydın oraya gitmek zorunda kalmazdım ve o adam beni rahatsız etmezdi. İkincisi sen bir şey yapmasan bile ben o adamdan kendimi kurtarabilirdim." İkisi de doğruydu.

"Sessiz olur musunuz? Uyuyamıyorum." Yixing derste uyumak mı istiyordu ben mi yanlış duymuştum?

"Sen kimsin ve benim Xingxing'ime ne yaptın?!" Sehun Yixing'in kulağına bağırmıştı. 

"Oh Sehun!" Opps, demek ki buradan bağırsak sesimiz gayet de net bir şekilde hocaya ulaşıyormuş. Sehun'un Yixing'e bağırırken yakalanmasında hiçbir sıkıntı görmüyordum. Hatta hak etmişti bile.

"Efendim hocam?" 

"Dersle ilgili bir sorun mu var?"

"Hayır hocam."

"O zaman bağırarak neden dersimi sabote ettiğini sorabilir miyim?" Sehun belki de tam bu anda hocanın seks hayatı hakkındaki merak ettiği sorusunu sormalıydı. Böylelikle hiçbir zaman mezun olamazdı ve en azından o beni yalnız bırakmazdı.

Evet, hala arkadaşlarımı kaybedip yalnız kalma korkumu yenememiştim.

"Sabote etmiyordum."

"Oh Sehun, yeteneklerinle bütün hocalarını etkileyebilmiş olman ve daha şimdiden resimlerinin sergilerde yüksek fiyata satılması seni benim gözümde iyi bir yere getirmez." Başka ne getirirdi Tanrı aşkına? Sehun hocaya göre daha çok sanat doluydu. Oh, pardon Sehun'la küstüm, onu desteklememem gerekirdi. "Yetenekli olabilirsin ancak sanat disiplininden uzaksın."

The DaltonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin