"Ya Asal!" diyerek bana doğru gelen Asal'dan kaçmaya çalıştım. Gülümseyerek üzerime yürüyordu. Gülümsediğini görünce tıpkı onun gibi bir gülümseme kapladı yüzümü. Dudaklarına, daha doğrusu gülümsemesine bakarken bana iyice yaklaştığını fark ettim. Çığlık atarak arkamı döndüm ve merdivenlere koşmaya başladım. Asal da peşimden koşuyordu. İkişer ikişer merdivenleri çıkarken son basamakta ayağım takıldı ve yere düştüm. Başımı yere yaslayıp gözlerimi tavana diktim ve bileğimin kenarındaki acıyı görmezden gelmeye çalıştım. Sağ bileğimi oynatırken hissettiğim acıyla dudaklarımdan acı bir inleme döküldü. Gözlerimi merdivenlere çevirdiğimde Asal'ın başını gördüm. Göz göze geldiğimizde "Hale!" diye bağırarak yanıma koştu. Kalkabilmek için elimi uzattım ama o uzattığım elimi görmezden gelerek kucağına aldı. Düşmemek için omuzlarına tutundum.
"Neresi acıyor?"
"Bileğim," derken ayağımı oynatmaya çalıştım fakat başarılı olamadım. Canım acıdığı için aldığım titrek nefesi fark etti ve kaşlarını çatarak bana baktı. "Neden koşuyorsun anlamıyorum ki!" Başımı eğip dudaklarımı büzdüm. "Hızlıca geliyordun ama."
Hissettiğim soğukla ürpererek başımı kaldırdım. Biz hangi ara dışarıya çıkmıştık ve dışarıda ne işimiz vardı? "Asal nereye gidiyoruz?" Cevap vermemesi üzerine başımı çevirerek ona baktım. "Asal?" Korumalar arabanın kapısını açtı ve Asal ön koltuğa oturttu. Hemen yan tarafıma geçip arabayı çalıştırdı.
"Hastaneye mi gidiyoruz? Hastaneye gitmemize gerek yok. Burkulmuştur, merdivenlerden düşmedim ki..."
Cevap vermeyip attığı bakış yüzünden olduğum yere sindim ve hastaneye gidene kadar konuşmadım. Hastaneye geldiğimizde yine kucağına aldı ve acile girdi. Bir hemşire yanımıza gelirken "Merdivenden hızlıca çıkarken son basamağa ayağı takıldı ve düştü. Bileği acıyor," derken bana ters ters bakmayı ihmal etmedi. Bir sedyeye oturdum ve hemşire bir doktor çağırmak üzere yanımızdan ayrıldı.
"Özür dilerim. Koşmamam ve merdivenleri hızlıca çıkmamam gerekirdi ama hâlâ alışamadım bu duruma. İkimizi-" Yanıma oturdu ve kolunu kaldırarak sarılmam için yer açtı, beklemeden sıkıca sarıldım ve gözlerimi kapattım. Aldığım nefeslere parfümüyle harmanlanmış kokusu karışırken huzurla gülümsedim. Koşmamam gerekirdi, haklıydı. Ya kötü bir şey olsaydı? "Seni veya seninle ilgili bir şeyi kaybetmeyi göze alamam," demesiyle ondan uzaklaştım ve gözlerinin içine baktım; "Biliyorum... Özür dilerim, hatalıydım," diyerek boynuna sıkıca sarıldım. Ayağımdaki ağrı kendini belli etmek istercesine sızladığında gözlerimi sıkıca kapattım.
"Nerede kaldı şu siktiğimin doktoru?"
Asal benden uzaklaşıp ayağa kalktı ve dışarıya çıkıp etrafa bakındı. Nihayet doktor gelebildiğinde içeriye birlikte girdiler. Doktor gereken kontolleri yapıp sürmem için bir jel verdiğinde Asal beni tekrar kucağına aldı ve arabaya binip eve geldik. Ayağa kalkmamam için uyarırken mutfağa gitti. Salondaki koltukta uzun bir süre oturdum, televizyon kumandası benden çok uzaktaydı ve açıkçası kalkıp almaya üşenmiştim. Bir süre daha oturdum, uykumun gelmesini bekledim ama uykum yine de gelmedi. Lanetlenmiş miydim? Uykum neden gelmiyordu? Halbuki sadece birazcık uyumak istiyordum çünkü çok sıkılmıştım!
Asal'ın uyarısını dinlemedim ve kalktım, mutfağa yürümeye başladım. Bileğim birazcık acıdığı için tam üzerine basmayarak parmak ucumla yürüyordum. Böyle yürüdüğüm için biraz sakat gözüküyordum. Mutfağın kapısına geldiğimde içeriye bakmadan önce derin bir nefes aldım. Burnuma yemek kokuları gelirken kaşlarımı çattım. Asal yemek mi yapıyordu? Başımı kapıdan içeriye uzatınca Asal'ın elinde telefonla bir şeyler kesmeye çalıştığını gördüm. Böyle görmek gülümsememe sebep olurken kapıya gereğinden fazla yaslanmış olmalıyım ki Asal hızlıca bana döndü.
"Senin burada ne işin var?"
"İçeride çok sıkıldım," diyerek dudaklarımı büzdüm. Dikkati bir anlığına dudaklarıma kayarken hızlıca dudaklarımı düzelttim. Yanıma gelip kucağına aldı ve sandalyeye oturtacakken "Hayır," diyerek onu engelledim. "Tezgâhın üzerinde oturmak istiyorum, ilk defa seni yemek yaparken görüyorum ve bu anın keyfini çıkartmak istiyorum," dedim ve gülümsedim. Bir anda dudağımı öptü ve geri çekildi. Tezgâhın üzerine oturduktan sonra Asal'ı izlemeye başladım.
"Ee aşçı bey, bize ne hazırlıyorsunuz?"
Cevap vermeden telefonu uzatmasıyla "Öküz," diye mırıldandım. Başını bana çevirince hızlıca telefona döndüm. Yemeğe bakıyormuş gibi yaparken aslında ona bakıyordum ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Ne dedin sen?"
Ona bakmadan kaşlarımı çatarak "Ne dedim ben?" dedim. Telefonu elimden aldığında ona baktım. "Daha demin ne dedin sen?" Oldukça değişik bakıyordu ve her ne kadar kocam da olsa- Onu kocam diye sahiplenebilmem gülümsememi sağlarken "Hale demesiyle başımı salladım. "Hı?" Gülmeye başlayınca kaşlarımı çatarak ona baktım ve inmek için bir hamle yaptım. Buna izin vermeyerek belimden tuttu. "Az önce ne dedin?"
"Öküz."
Cevap vermeyerek ocağın altını kapattı. Yanma riskini barındıracak bir şey kalmadığına emin olduktan sonra yanıma geldi ve birden kucağına aldı. İnmek için bir hamle yaparken "Asal!" diyerek bağırıyordum. "Ya bırak. İneceğim!"
Bir şey söylemeyerek alt katta bulunan misafir odasına girdi. "Neden buraya geldik? Ya Asal!"
"Çünkü birazdan olacak şeyler yüzünden canın acımasın diye."
Gözlerim büyürken "Ya inmek istiyorum! Acıktım ben!" diye bağırdım. Yatağa yatırdıktan sonra üzerime çıktığında derin nefesler almaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Üzerime eğildi, dudağımı rahatça öpebileceği bir mesafede durdu. Bakışlarım dudaklarına kayarken nefes almayı bile unutmuştum. Bu adamın üzerimdeki etkisini hem seviyordum hem de imreniyordum. Benim birinin üzerinde böyle bir etki bırakabilmem imkansızdı. Tam dudağımı öpecekken beklemediğim bir şey yaptı. Gıdıklamaya başladı!
Çığlıklar atarak gülerken bir an nefessiz kalacağımı sanmıştım fakat öyle olmadı. Asal yorulmadan beni gıdıklamaya devam ederken "Asal yeter!" diyerek çığlık attım. Durdu. "Bir daha böyle bir şey söyleyecek misin?"
"Hayır."
"Emin misin?"
"Söylemeyeceğim."
Yanıma yattığında derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordum. Hiç durmadan gıdıklamıştı yahu! Belimden tutarak kendine çektiğinde nedense uykum gelmişti. Ben bu kadar saat bekleyeyim, uykum gelmesin; ama Asal'ın yanına yatayım, birden uykum gelsin. Gözlerimi devirip esnedim.
"Hale."
"Hı?"
"Seni seviyorum."
"Sübhaneke amin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkı | Hasal
RomanceTuğçe Aksal'ın şu an yayımlamakta olduğu Veliahtlar hikayesindeki Hale ve Asal karakteri için yazılan ve içerisinde birbirinden bağımsız hayal etlerin bulunduğu bir fan kitabıdır. •İzin almadan, etiketlemeden ya da haber vermeden paylaşmayın, al...