Çocukluk Aşkı | Hasal

•Doğum Günü Sürprizi•

Öğürerek uyandığım sabahlardan birindeydik. Asal'ın Iron'da olmasına sevindiğim nadir anları yaşıyorduk. Klozetin kapağını kapatarak yerimde doğruldum ve soğuk suyu açarak kendime gelmeye çalıştım. Yüzümü yıkayıp ağzımı çalkaladıktan sonra odaya geçtim. Telefonu alıp saate baktığımda şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Bugün Asal'ın doğum günüydü. Sürpriz yapacaktık ama ben bütün hafta telaştan hediyemi almayı unutmuştum. Elimle yüzümü sıvazlarken zilin sesini duydum. Aşağı inerek kapıyı açtım. Karşımda henüz uyanamamış bir Masal duruyordu.

"Doğum günün kutlu olsun bal böceği," diyerek sıkıca sarıldım. Elinden tutarak üst kata çıkardım. Yatağa oturtup kenardaki dolaptan hediyesini çıkarttım ve ona uzattım. Masal'ın hediyesini haftalar önce almıştım. Daha doğrusu bileti ilk çıktığı zaman almıştım. Justin'i çok sevdiğini ve konserine gittiği halde tekrar gitmek istediğini bildiğim için ona iki kişilik bilet almıştım. Bir de ona yakışacağını düşündüğüm bir elbiseyle ayakkabı almıştım. Hediyelerini açtığındaki surat ifadesini gördüğümde gülümsedim. Koşarak boynuma zıpladı. "Masal," diye uyarırken yine dikkatli olmasıyla ilgili düşüncelerimi sıralamıştım. Gözlerini devirerek yatağa geri yattı.

***

Hazırladığım kahvaltıyı yerken midemde hissettiğim hareketle ağzımdaki lokmayı yavaşça yuttum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Midem bulanıyordu ve midemi düşündükçe yediklerim ağzıma geliyordu. Artık dayanamayacağımı hissettiğimde sandalyeyi geri ittim ve tuvalete koşmaya başladım. Son anda yetişirken klozetin kapağını kaldırdım ve öğürmeye başladım. Neredeyse yediğim her şeyi çıkartırken Masal da peşimden koşmuş ve tuvalete gelmişti. Şu ansa saçımı tutarak bana yardımcı oluyordu. Midemde çıkartacak bir şey kalmadığında ağzımdaki acı tatla sifona basarak yerimden kalktım ve yine soğuk suyu açarak ağzımı çalkaladım, yüzümü yıkadıktan sonra kenardaki havluyla yüzümü sildim.

"Dediğimde bana inanmıyordun. Hadi eczaneye gidelim."

Ona dönüp başımı salladıktan sonra odaya çıktım ve üzerime kot pantolonla tişört giyip ceketimi elime aldım ve aşağıya indim. Kolumu kaldıracak halim kalmamıştı. Kapıyı açtığımda dışarısı esiyordu. Masal gibi ben de üzerime ceketimi giydim. Kapıyı kapattıktan sonra yürüme mesafesinde olan eczaneye yürümeye başladık. Masal'ın koluna girip başımı omzuna yasladım.

"Sence gerçekten şey miyim?"

"Evet bence gerçekten şeysin," dedi ve gülmeye başladı. Hafiften büyümeye başlayan karnına baktım ve yutkundum. Sanırım buna hazır değildim. Anne olamazdım ki ben. Acaba çocuğuma bir şey olur mu diye her anımı endişeyle geçirirdim. Ben düşüncelerimde boğulurken eczaneye girdik ve Masal görevliyle gereken şeyleri konuştu. Beni kenara oturtup halledeceğini söylemişti. Ben de üstelemeyerek oturmuştum koltuklardan birine. Eve döndüğümüzde hızlıca tuvalete girdim ve gereken talimatlara uyup beklemeye başladım. Stresten tırnaklarımı kemirecek duruma gelmiştim ve dediğim gibi hazır değildim. Böyle bir şeye hazır değildim. Masal kapıya vurarak "Gelebilir miyim?" dedi. Başımı salladığımda bunu onun göremeyeceğini fark ettim ve oflayarak "Gel," dedim. Masal içeri geldi ve kenarda duran şeyi eline aldı. Adını bilmiyordum ve bilmek de istemiyordum. Bir oraya bir buraya yürüyordum. Buna hazır değildim. Çığlık sesiyle Masal'a döndüm.

"Hem teyze hem hala oluyorum!"

Boynuma zıpladığında neredeyse ağlayacak duruma gelmiştim. İstemiyordum. Belki içimde Asal'dan bir parça taşıyordum ama benim gibi korkak bir kız, çocuk doğurup büyütecek kadar cesaretli olamazdı. "Hastaneye gidelim," dedim. Masal bana anlamayarak bakarken "Hastaneye gidip bunun gerçek olmadığını öğrenmek istiyorum," dedim. "Hale, sen... İstemiyor musun?" dedi. Gözlerimi kapattım. "Hazır değilim, korkuyorum," diye mırıldandım. Gözlerimi araladığımda birkaç damla yaş süzüldü yanaklarımdan. Masal sıkıca sarıldı. "Korkmanı gerektirecek bir şey yok ki..."