TUHAF TÖREN

9K 642 65
                                    

İYİ OKUMALAR...

Ofise gelen telefonla Güney kalan ekibini hızla ayaklandırıp toplantı odasına çağırmıştı. Acil görev çağrısı beklemediği bir durumdu. Tüm ekip Burak'tan gelecek iyi haberlere odaklanmışlardı. " Yarın İşleri bakanı Ankara POMEM'in mezuniyet töreninde olacakmış. Bizi de önceki görevimizden dolayı oldukça beğendiklerinden bu kez de güvenlik için Ankara'ya çağrılıyoruz."

" Ama Burak'ın yardıma ihtiyacı olursa ne olacak?" diye sordu Gizem. Oğuz'da onlarla birlikte olduğu için aklı hep onlarlaydı. Üç kişi Bozkurt'u getirmek için gitmişlerdi. Bu hem kolay hem de bir o kadar zor bir görevdi. Karşılarındaki adam sıradan biri değildi. O da kendileri gibi MGS'de eğitim görmüştü. Normal bir durumda üç eğitimli ajan için birini getirmek oldukça kolay olabilecekken Bozkurt işin içinde olduğu için ne olacağını kestiremiyordu.

Güney anlayışla başını sağa sola salladı. " Endişelenme Gizem. Onların bize ancak Bozkurt'u konuşturmak için ihtiyacı olabilir. O da oldukça düşük bir olasılık" dedi gülerek. Burak'ın öfkesini hatırladıkça adamı buraya sapa salim getirip getiremeyeceğini merak etmiyor değildi.

" Beni de onlarla birlikte gönderseydin Gizem Oğuz için endişelenmemiş olacaktı." dünden beri herkese bozuk atan İnci geleneği bozmamıştı yine. Gidememenin acısını hala içinde yaşıyordu. Oysa orada olmayı ne çok istiyordu. o şerefsizi yakalamak için yanıp tutuşuyordu ancak kocası kendisini bundan mahrum bırakmayı tercih etmişti.

Gözlerini deviren Gizem bu kez arkadaşına katılmadığını açıkça göstermeyi tercih etmişti. " Sen de onlarla gitmiş olsaydın daha fazla endişelenirdim. Şimdi en azından ne yaptıklarını merak ediyorum."

" Demek ben olsam daha çok endişelenirsin öyle mi?" diye sordu çatık kaşlarla. Güney iç çekerek Kobra'ya baktı. İkilinin bakışlarında kavga geliyorum dedi iması vardı. Ancak bu kavgadan çok tartışma olabilirdi. Söz konusu İnci ve Gizem'di. En iyi anlaşan ikili... Bu nedenle çok fazla umursamamışlardı durumu.

Kolunu boynuna dolayan kız oturduğu sandalyeden İnci'ye doğru eğilmek zorunda kalmıştı. " Şimdi eğir oturup doğru konuşalım. Sen ve Burak'ın birlikte olduğu görevlerin akıbetinin hiç de iyi sonuçlanmadığını sağır sultan bile duydu. Senin bu alınganlığın fazla değil mi?"

" Fazla mı? Hiç de bile. Hem sen bizim ne başarısız sonuçlanan işimizi gördün? Burak ve ben her işi gayet başarılı götürüyoruz" diye savundu kendi. Burak olsa daha kolay savunabilirdi kendini. Çünkü ne olursa olsun bu konuşma da kendisinin yanında olacak tek kişi oydu ne yazık ki.

Boğazını temizler gibi ses çıkaran Güney, karısının dikkatini üzerine çekmişti. " Şimdi şunun altını çizmek gerekiyor ki verdim görevleri başarıyla sonuçlandırıyor olsanız da başıma açtığınız sorunları da belirtmek istiyorum. Yanımızda onca kişi çalışıyor ama sizin kadar belalısı da yok."

Kıkırdamalar arasında İnci kendini beğenmiş bir tavırla " Sonuca bakalım biz. Her görevin üstesinden geliyor muyuz gelmiyor muyuz?" diye sordu.

" Geliyorsunuz ama..."

"Amasını duyma istemiyorum" kestirip atmıştı hemen. Güney de daha fazla uzatmamıştı. Konuyu değiştirerek gitmeleri gereken göreve yeniden çevirdi.

Kolundaki saate bakmak için kaldırdı. " Şu an saat sekize on var. Bir saat içinde hazırlanıp yola çıkmamız gerekiyor. Bizim için özel bir helikopter gönderilecek. Toplanma alanımız yine burası. Hadi herkes işlerini halletmeye."

" Benim eve gitmem gerekmiyor. Burada yedek kıyafetlerimiz var. Ben gidip Virüs'ün donanımını hazırlamaya başlayayım. Onu yerini devralmam gerekiyor" dedi Kobra ayaklandığında.

KOD ADI SERİSİ-3 KAN YAĞMURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin