Kapağı yapıp bana gönderen Aleyna Saltoğlun'a teşekkür ederim. çok beğendim. İyi okumalar...
Saklandıkları ev öyle tenha ve izbe bir yerdeydi ki oraya ulaşmak için iki araç ve yaya gidilen bir patikanın yolunu biliyor olmak gerekiyordu. Güney, sessiz kaldıkları yıllar boyunca harekete geçmek için her yolu düşünmüştü. Bu yüzden düşmanlarının atacağı her adımı her açıdan düşünüp önlem almıştı. Bu evde onlardan biriydi. Sonu iyi bitirmek için öncelikle sevdiklerini koruması gerekiyordu. Bunu başarmıştı. En azından şimdilik görünen bu yöndeydi.
Hareketten önce danışmaları gereken yerler vardı. Artık kendi başlarına değillerdi. Kimse henüz bilmiyor olsa da MGS'ye çoktan geri dönmüşlerdi. Bundan yapacakları şey müdürün koltuğunu hainlerden boşaltmak ve MGS'yi temizlemekti. O yüzden yeniden emir komutaya girmişler ve şimdi üst makamlarla konuşmaları gerekecekti.
" Kim kim gidiyorsunuz?" diye sordu dolaba yaslanmış halde kocasının hazırlıklarını izleyen İnci.
" Eğer öğrenmek istediğin buysa, sen gelmiyorsun hanım efendi." Üniformasının düğmelerini ilikledi. Bunca zaman sonra yeniden MGS üniformasını giyinmek heyecanlandırmıştı onu.
İnci kaşlarını çattı. " Neden ama? Benim size bir zararım dokunmaz."
Bu Güney'i pek inandırmamıştı. " Senin fevri tavırların şu an ki durumumuz için pek sağlıklı değil. Orada ne duyacağımız belli değil. Bu yüzden yanımda mantıklı düşünen birileri olmalı." Dediğinde kaşları daha da çatıldı.
Dolaptan uzaklaşarak kocasının yakalarını kavradı. " O mantıklı kişi Burak değil umarım. Eğer öyle ise bu bir çifte standarda girer ve asla kabullenmem."
Kendini İnci'den kurtardı. " Duymadın galiba. Aklı başında diyorum. Siz ikiniz o sınıfa pek girmiyorsunuz." Çarpık gülümsemesi belirdi yüzünden. İşaret parmağını karısının çatık kaşlarının arasına koydu. " Sinirlendiğinden ne kadar çekici olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
İnci hemen yumuşamıştı. " Çok söyledin. Sen de bu üniformanın içinde ne kadar kışkırtıcı olduğunun farkında mısın? İlk günlerimiz gözümde canlandı. Senin o kendini beğenmiş tavırların, egon ve..."
Dudaklarına bir öpücük bıraktı Güney. " O bay ego güzel bir cadının duvarlarına çarparak dağıldı."
Bunca sorunun içinde küçük bir kız çocuğu gibi cilve yapıyordu ona. Ancak aniden bastıran bulantıyla gülümsemesi yarım kaldı. İstemsiz geri çekilerek ondan uzaklaştı. Güney bu ani duydu değişiminden dolayı şaşırarak karısını dikkatle incelemeye başladı. İnci ise üzerine çevrilmiş bakışları hissederek kendini hızla toparladı.
" O zaman hızla gidip gel." Dedi yeniden ona sokularak ancak o his hala içerlerde duruyordu. Bir anda terlemeye başlamıştı. Her an kusma isteği yeniden gün yüzün çıkabilir ve Güney buna şahit olabilirdi. Bunu istemiyordu.
Karısının saçlarına öpücük bıraktı. " Birkaç saate görüşürüz." Devasa adımlarla küçücük odadan dışarıya çıktığında İnci de hemen ardından koridora fırlayarak tek banyolarına doğru koşmaya başladı. Klozetin kapağını zorlukla açmayı başarmıştı. Neden bu hale gelmişti anlamasa da aklına gelen ilk düşünce soğuk almış olduğuydu. Oradan oraya koşturma ve son olanlar arasında olası bir seçenek gibi görünmüştü.
Ancak yüzüne çarptığı ilk soğuk suyla aklına dolan tarihler bir şok aleti gibi onu sarsmıştı. Hızla parmakları devreye girmiş ardı ardına hareket ettirmeye başlamıştı. Her yeni sayışında gerçeklik bir tokat gibi yüzüne vurup geçiyordu. Bu olamazdı. Olmamalıydı. Şu an ne zamanı ne de yeriydi. Gelecekleri bu denli karışıkken yeni bir tehdidi daha kaldıramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI SERİSİ-3 KAN YAĞMURU
PertualanganYARIM KALAN HESAPLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKTIĞINDA BU KEZ SON OLDUKÇA KANLI OLACAK... Kaybın acısı hala yüreklerdeyken her şey daha katlanmaz hissedilir. Siyah ekip de böyle bir karanlığın içine sürüklenmişti. Hayatlarındaki tek mutluluk aralarına katılan...