BİTMEK BİLMEZ SORUNLAR

8.2K 624 50
                                    

Yakalandığım soğuk algınlığı nedeniyle gelmeyen bölüm için üzgünüm. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar....

Güney ve Kobra ile birlikte bakanın yanına doğru ilerlerken aklında onlarca soru vardı. Burada tam olarak neler olduğunu merak ediyordu. Kendilerine böylesine tehlikeli birinin peşlerinde olduğu bilgisi geçilmemişti. Bu bilgi geçilseydi koruma konusunu biraz daha ileriye götürebilir, kırmızı alarm da hizmet verebilirlerdi. Ancak onlar hiçbir şey söylememişti. Bu nedenle de böyle bir sorun ortaya çıkmıştı.

Eğer şans eseri kurşunun önündeki kendisi olmasaydı bakanın durumu hiç de iyi sonuçlanmazdı. Bunun nedenlerini öğrenmek istiyordu. Neden böylesine bir tehlike bilgisinden maruz kalmışlardı?

Bakanın kendi korumalarının koruduğu kapıya vardıklarında, kapı kendilerinin yeltenmesine gerek kalmadan açılmıştı. Bakan ise camdan uzak bir köşede oturmuş dışarıdan gelecek bilgiler ışığında hareket etmek için bekliyordu. Gelenleri gördüğünde sadece başıyla kapıya doğru dönmüştü. Duruşunda hiçbir değişme olmamıştı.

" Bakanım" diye seslendi Güney ön tarafına gelip durduğunda. Kobra da hemen yanına gelip emre hazır bir asker edasıyla bekliyorlardı. Bu alışkanlıkları onlara MGS'den kalmıştı elbette. Aradan uzun zaman geçmişti ancak hala değişmemişti.

" Dışarıdaki durum ne?" diye sordu bakan rahatça.

" Suikastçıyı yakalayamadık. Nasıl olduysa kaçmayı başardık. Onun dışında kimse de bir yaralanma veya olağandı bir durum söz konusu da değil. Sorunsuz şekilde herkesi tahliye ettik. Ama..."

" Ama?"

" Bir sorum olacak bakanım. Eğer izin verirseniz tabi." İzin almaktan hoşlanmıyordu ancak bir bakanın karşısında agresiflik yapmak kendisine pahalıya patlayacağını bildiğinde uysal bir şekilde sormak istemişti.

Başını sallayarak onayladı onu bakan. " Nedir sorun?"

Bakandan gözlerini ayırmadan elini Kobra'ya uzattı elini. Ne istediğini bildiğinden telefonu çıkararak çekilen resmi bulup Güney'in eline verdi. Telefonla birlikte bakana birkaç adım daha yaklaşan Güney telefonu kaldırıp bakanın görmesini sağladı.

" Bu işareti biliyor musunuz?" gözlerini kırpmadan bakanın yüzünü izliyordu. Yüz hareketlerinden tanıyıp tanımadığını anlayabilirdi. Bu nedenle dikkatle ağzından çıkacak kelimeleri beklerken aynı dikkatle de onu izlemeyi de ihmal etmiyordu.

Bakanın gözleri gördüğü işaretle biraz kısılmış ve yüz kasları gerilmişti. Ekrandan ayırdığı bakışlarını önünde duran adamın üzerine birkaç saniye odaklandıktan sonra yanındaki korumalardan birini eliyle yanına çağırdı. Bakana doğru eğilen korumanın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra koruma şaşkınca geri çekilmiş ve bu kez ekrandaki işarete o da başlamıştı.

İşlerin tuhaflaştığını iki adam da farkındaydı. Ancak ses çıkarmayacak kadar da akıllıydılar. Burada ne işler dönüyorsa bilindik bir şeyler olduğunu artık anlamışlardı. " Bu resmi nerden buldunuz?" bakan sessizliğini bölmüştü sonunda. Şaşkınlığını biraz olsun üzerinden atmıştı.

" Bunu olay yerindeki kovandan aldık. Bize oldukça tuhaf göründüğü için sormak istedik. Çünkü bu durum hiç de normal bir suikast girişimi değildi."

" Yani"

" Yani, bu kişi her kimse oldukça profesyonel biri ve siz bu kişinin kim olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Ekrandaki bakışlarınızdan bunu anlamak zor değil. Ancak şöyle bir sorun var ki, neden bunu gizleme gereği duydunuz? Eğer böyle bir tehdit olduğunu bilseydik böylesine bir durumla karşılaşmazdık. Gereken önlemi alırdık." Sesinin biraz sert çıkmasına engel olmamıştı. Kendilerinden bir şeyler saklandığını bilmek sinirlenmesine neden oluyordu. Korumanın en etkili yolu her şeyi bilmektir. Şu an ki durum bunun tam tersiydi.

KOD ADI SERİSİ-3 KAN YAĞMURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin