0.3

352 29 13
                                    

Jus okula 5 gündür gelmiyordu. Ne zaman onu ziyarete gitsem annesi, hastalığı bana bulaşmasın diye beni eve almıyordu. Okuldan çıkıp Taylor ve Demi'yle sinemaya gitmeye karar verdik. Bir film seçip biletimizi alıp masalardan birinde beklemeye başladık seansı. Taylor lavaboya Demi de mısır almaya gidince masada tek kaldım. Canım sıkıldı. Keşke Jus da burada olsaydı. Hayal kırıklığıyla masada beklerken birinin omzuma dokunduğunu hissettim.

"Tay-" Sözümü tamamlayamadan kafamı kaldırdığımda Justin'i gördüm. Yaşadığım şoku atlatınca "Justin!" diye bağırıp kucağına atladım. Justin'in kucağında sinema salonunu turladıktan sonra aşağı indim.

"Sürprizimi beğendin mi?" diye sordu Justin elini belime atarken.

"Beğenmek ne demek, bayıldım!" diye bağırdığımda Justin de benim gibi gülümsedi. Biz konuşurken Taylor ve Demi ellerinde üç koca mısırla döndü. Justin'e de bilet almak için gişeye gittik.

"Biz 'Sonuna Geldik' filmine bir bilet alacaktık. Mümkünse 46. Koltuğun yanı olsun." Kadın bir süre ekrana baktıktan sonra burun kemerine düşmüş gözlüğünün üzerinden bize baktı.

"Maalesef istediğiniz koltuk dolmuş ancak bir koltuğumuz var." dediğinde Justin'in kulağına bir şeyler fısıldadı. Justin de kulağına bir şey fısıldayınca ne konuştuklarını fazlasıyla merak ettim. Justin sözü bitince tekrar yanıma geldi. 

"Sadece çift koltuklarımızdan kaldı. Siz ikiniz oturmaya ne dersiniz?" dedi kadın Justin ve bana bakarak.

"Olur." dedim ve Justin bileti alınca salona geçtik. Filmin başlamasına bir dakika kalmıştı. Justin ile sevgili koltuğunda filmin başlamasını bekliyorduk. Justin gülümsüyordu ve bu benim için her şeyden önemliydi.

"Artık iyisin değil mi?" dedim gülümseyen Justin'e. Gülümserken çok tatlı olduğunu söylemiş miydim?

"İyiyim Selly. Sayende.." ben de gülümsedim ve filme odaklandım...

"Hayır Diana, lütfen gitme bebeğim! Lütfen!" Diana uçuruma iyice yaklaştığında kalbim ağzıma geldi ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Selena iyi misin?" diye sordu Justin. Gözyaşlarım akarken fısıldadım.

"Hayır."

"Oh, gel bebeğim." deyip başımı omzuna koydu ve sıkıca sarıldı.

"Thomas, üzgünüm ama gitmeliyim. Beni bekliyorlar."

"Kim? Kim bekliyor seni Diana? Ha?" diye bağırdı Thomas. Thomas bağırırken Diana çoktan uçurumdan aşağıya atmıştı kendini.

"Diana.." Thomas'ın haykırışı tüm salonda yankılandı. Artık ağlamaktan gözlerimin kıpkırmızı olduğuna emindim. Justin'e sıkıca sarıldım.

"Ben de seni bekliyorum Dia, lütfen buraya da gel.." Thomas'ın sessizce acısını, son sözünü fısıldamasıyla ışıklar açıldı. Salon benim gibi ağlayan insanlarla doluydu. Justin'e baktım. Gözü dolmuştu onun da. Taylor ve Demi yanımıza geldi ikisinin de gözleri kıpkırmızı olmasına ramen yüzlerindeki hınzırca gülümsemeye baktım. İlk önce anlamadım ancak Justin ile sarılır pozisyonda olup ellerimizi birbirine geçirdiğimizi ve benim başımın Justin'in omzunda olması.. Kısacası şuan Jus ile her şey sanılabilecek durumdaydık. Bunu hatırlayıp birden Justin'den uzaklaştım ve ayağa kalktım.

Kızlar hâlâ imalı imalı bakıyordu. İkisini de alıp lavaboya gittim. Bir yandan yüzümü yıkıyor bir yandan da kızların sinir bozucu bakışları altında çıldırmamak için zor duruyordum.

THE WAY I LOVED YOU |•JELENA•| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin