0.1

655 36 32
                                    

Teneffüs zilinin çalmasıyla Taylor ve Demi'yle birlikte bahçeye indim. "Tanrım, matematikten nefret ediyorum." deyip bir banka oturdum. Demi ve Taylor da yanıma oturdu.

"Sanki matematiği seven var Sel!" dediğinde Taylor'a gülümseyerek baktım. Sonrasında karşımızdan geçen Tifanny'yi başımla işaret ederek "İstersen bir daha düşün." dedim. Bu dediğime güldüler.

"Kızlar ben acıktım. Kantine gidelim mi?" dediğinde Demi'yi başımla onaylayarak kalktım ve beraber kantine gittik.

"Çikolatalı süt partisi!" dediğinde üçümüz çikolatalı sütlerimizi birbirine tokuşturarak "Şerefe" dedik ve sütümüzü hüplettik.

"Bugün Niall'ın doğum günü partisi var." dedi Demi gülümseyerek. Bunlar kesin çıkmalılar.

"Gidiyoruz değil mi?"

"Tabii ki Taylor." dediğimde Taylor gülümseyerek "Harry de orada olacak." dedi.

"Sizin için güzel bir gece olacak." dediğimde Demi üzgünce bana baktı.

"Sel, bence artık senin de bir sevgilin olmalı. Neden sevgili olmak isteyenlerden böylesine kaçıyorsun anlamıyorum ki?" dediğinde, Taylor onu başıyla onayladı.

"Bir nedeni yok. Sadece sevmediğim biriyle çıkmak istemiyorum. "

"Peki o zaman. Neyse kızlar sizce bu akşam mavi elbisemi mi giymeliyim yoksa kırmızı minik ve şirin elbisemi mi giyeyim?"

"Kırmızıyı giymelisin Dems. Bilirsin Niall kırmızıyı sever ve dediğim gibi o elbise seni çok güzel gösteriyor."

"Sen ne giyeceksin?" dediğinde Taylor'a baktım.

"Bilmem. Belki şortum ve-"

"Belki şortun ve her zaman giydiğin askılı mor tişörtünü giyersin değil mi?" dediğinde gözlerimi devirdim.

"Hadi ama Sel sana yeni bir şeyler alma zamanı geldi." dediğinde yalvarırcasına Demi'ye baktım.

"İtiraz kabul etmiyorum." dediğinde oflayarak sınıfa çıktım.

Sınıfta Niall, Harry, Louis, Liam ve Zayn'in olduğu yöne doğru gittim.

"Hey Sel, sence bu akşam pastamda hangi resmim olmalı?" dediğinde telefonundan iki resim gösterdi Niall.

"Bence ikincisi." dediğimde Louis "Ben de ikinci demiştim." deyip Niall'a bir bakış attı. İçimden gelen gülme isteğini bastırmak zorunda kaldım.

"Çocuklar Jus nerede? Bugün neden gelmedi?" dediğimde Harry üzgünce "Justin hastalanmış ve Niall'ın doğum günü partisine de gelemeyecek." dediğinde ortamı sessizlik kapladı.

"Neyi varmış ki?" dediğimde Liam "Ateşi çok yükselmiş ve sürekli hapşuruyormuş." dedi.

"Neyse ben gideyim çocuklar. Bu arada Niall yeni gözlüğünü beğendim." dedim ve sırama geçtim.

Acaba Justin neden hastalanmıştı? O benim çocukluktan beri en yakın arkadaşımdı ve onu gerçekten çok seviyorum. Ona bir şey olmasını istemiyorum. Tarih dersi de bitince sonunda okuldan çıkabilmiştik. Demi ve Taylorla bir saat sonra alışverişe çıkacaktık. Ben de hızla eve gittim ve Justin'i aradım.

"Dostum iyi misin?" dedim endişeyle.

"İyiyim Sel sakin ol! Haapşuu!"

"İyi olduğuna emin misin Jus?"

"E-evet. Haapşuu!"

"Jus ben oraya geliyorum ve eğer istediğin bir şey varsa-"

"Selly, gelmene gerek yok. Hem Demi ve Taylor seni alışveriş için bekliyor olmalılar."

"Hey sen bunu nereden biliyorsun?"

"Sosyal medya." dediğinde gülümsedim.

"Öyle olsun ama eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni aramayı unutma." dedim ve telefonu kapattım. Kapri ve salaş bir bluz giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım.

Evde biraz oyalandıktan sonra alışveriş için evden çıktım.

Demi ve Taylor giydiğim her şeyi çok sıradan buluyorlardı. En sonunda elime mavi mini bir elbise tutuşturup beni kabine gönderdiler. Kabinden çıktığımda ikisinin de gözleri parlıyordu.

"Sel, aradığımız elbiseyi bulduk!"

THE WAY I LOVED YOU |•JELENA•| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin