2.5

135 10 0
                                    

"Kantinde otururken Zedd bize döndü. 'Neden X Factor'e katılmıyorsunuz?' dedi. Justin'le birbirimize baktık. 'Nasıl yani?' diye sorduğumuzda Zedd göz devirdi. 'İkinizin de sesi güzel ve uyumlu, bence harika bir grup olursunuz. Bence katılın.' dedi onu başımla onayladım. 'Olabilir aslında.' dedi Justin. Ona döndüm. 'Yani ikimizin de sesi güzel, bir şeyler yapabiliyoruz. Hem denemekten kim ölmüş?' dediğinde biraz düşündüm. Aslında doğruyu söylüyordu. Neden olmayacaktı ki? 'Tamam, olur.' dedim ve maceramız öyle başladı. İşte, buraya böyle geldik. Buradan yanımızda olan Zedd'e selamlarımı gönderiyorum." dedim ve oturduğum yerde kıpırdandım. Bugün yarışmamızın olduğu gündü ve en iyi söyleyebildiğimiz şarkıyı söyleyecektik. Locked Away. Sunucu kadının adımızı söylemesiyle sahneye çıktık. Bir sürü insan vardı, gerçekten bir sürü insan vardı.

"Ben, Selena Gomez. 17 yaşındayım." dedim. Ve bir tepki vermelerini bekledim. Ancak Justin devam etti. "Ben de Justin Bieber. 17 yaşındayım." Adam gülümsedi. "Az önce buraya gelme hikayenizi izledik. " dediğinde dudağımı kemiriyordum. "Çok tatlı bir çiftsiniz." Britney araya girdi. "Neyse artık başlayalım." kalbimiz küt küt atarken başladık. İlk bendeydi.

"If I got locked away"
"Eğer kilitlenip kaldırılmışsam"

Bir alkış tufanı koptu.

"And we lost it all today"
"Ve bugün her şeyi kaybetmişsek."

"Tell me honestly would you still love me the same?"
"Bana dürüstçe söyle, beni hâlâ aynı şekilde sever miydin?"

"If I showed you my flaws"
"Eğer sana kusurlarımı gösterirsem."

"If I couldn't be strong"
"Eğer güçlü olamazsam."

"Tell me honestly would you still love me the same?"
"Bana dürüstçe söyle, beni hâlâ aynı şekilde sever miydin?"

Justin devam etti.

"Rigth about now"
"Şu an hakkında."

"If I judge for life, man, would you stay by my side?"
"Eğer hayatı yargılarsam, adamım, yanımda kalır mısın?"

'Or is you gonna say goodbye?"
"Ya da sadece hoşçakal mı dersin?"

"Can you tell me right now"
"Bana şuan söyleyebilir misin?"

"If I couldn't buy you the fancy things in life"
"Eğer sana süslü şeyler almazsam."

"Shawty, would it be alright?"
"Kızım, iyi olur mu?"

"Come on show me that you know"
"Gel ve bana bildiklerini göster."

Sıra bendeydi.

"Now tell me would you really ride for me?"
"Söyle bana, benim için sürer misin?"

"Baby tell me would you die for me?"
"Bebeğim söyle bana, benim için ölür müsün?"

"Would you spend your whole life with me?"
"Bütün hayatını benimle harcar mısın?"

"Would you be there to always hold me down?"
"Üstesinden gelmek için her daim orada olur musun?"

THE WAY I LOVED YOU |•JELENA•| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin