1 hafta sonra
"Tatlım ben ağacı alırım. Siz süslemelerle ilgilenin." dediğinde "Tamam anne!" dedim. Bu Justin ile geçireceğim 13. Noelimdi. Ancak Justin ile sevgili olarak geçireceğim ilk Noelim. Justinle ağacımızı süslemek için süslemeler alacaktık. Justin arabaya bindiğinde ben de bindim. En yakınımızdaki alışveriş merkezine sürerken "Bugün çok güzel geçecek." dediğinde. "Aynen." dedim. Arabadan indiğimizde Justin elimi tuttu. Alışveriş merkezinden çok şey alacağımız için girdiğimiz marketten bir market arabası aldık. Justin beni kucağına aldığında "Ne yapıyorsun?" diye bağırırken beni market arabasının içine oturttu. "Sadece çikolatayı arabaya atıyorum." dediğinde onu kendime çekip öptüm. Bir sürü yiyecek almıştık. Benden başka bir sürü çikolata da vardı. Hindi alımı da bize düşmüştü ve ben kucağımda bir hindiyle oturuyordum. "Tanrım şuan kusabilirim!" dediğimde Justin kahkaha attı. Kasaya geldiğimizde kasiyer bize ters ters baktığı için gülmemek için kendimizi zor tuttuk. Justin'in yardımıyla arabadan kalktığımda eve gider gitmez Justin'i öldüreceğime dair bir söz verdim. Yiyecek alışverişi bitmiş, hediye alışverişine sıra gelmişti. O mağaza benim şu mağaza senin dolaşıp durduk.
Eve dönerken yolda Justin az kalsın kaza yapıyordu. Ve benim korkudan miğdeme ağrı girdiği için hastaneye gitmiştik. "Selena Marie Gomez!" Justin'in yardımıyla sandalyeden kalkıp çağırıldığım odaya girdim. Merhaba Selena, ben Doktor Henry. Ama sen kısaca Hen de diyebilirsin. Nasılsın?" dediğinde tam cevap verecektim ki konuşmaya devam etti. "Benimki de soru olsa! Hastaneye geldiğine göre kötü olmasın. Neyin vardı?" dediğinde Justinle kıkırdadık. Hen çok eğlenceli ve genç biriydi. "Biz yolda bir trafik kazası atlattık ve korkudan olsa gerek, benim miğdem çok kasıldı. Ve şuan çok ağrıyor." Doktor Henry birden alttan bir yerden bir kumanda çıkartıp kumandayı televizyona uzattı. "Bakın bunlar trafik kazaları yaşamış cesetler. Korkman ve miğdenin de kasılması gayet normal. Eğer benim de böyle olabileceğim aklıma gelseydi benim de miğdem kasılırdı." dedi ve ayağa kalktı.
"Ama yine de uzan bakalım, belki de yapabileceğimiz bir şey vardır." gösterdiği yere uzandım. "Karnını aç lütfen." dediğinde Justin ayağa kalktı ve yanıma geldi. Gülmemek için dudaklarımı bastırırken karnımı açtım. Hen bir kaç yere dokunduğunda neredeyse bağırdım. "Aow! Sakin ol Selena. Bak bitti." deyip kalkmam için elini uzattı ben Henry'nin elini tutup kalkarken Justin'in kafasından alevler çıkıyordu. Eski koltuğa geri döndüğümde Henry'de koltuğuna oturdu. "Imm.. Bilim adamlarıyla yaptığımız araştırmalara göre sana bir ağrı kesici yazabiliriz." dediğinde üçümüz de kahkaha attık. "Evet Sel, bugünlük bir ağrı kesici yeter. Ama eğer akşam ağrı devam ederse beni arayıp söyle. Sana yardımcı olacağım." deyip masadan bir kağıt alıp uzattı. "Teşekkürler Doktor Henr-" Henry ellerini iki yana salladı. "Bunu duymamış sayıyorum." kıkırdadım. Elini uzattı ben de elini tuttum."Peki. İyi günler Hen." gülümsedi. "İyi günler Sel." Doktordan çıktığımızda Justin elimdeki kağıdı alıp cebine attı. "Hey, sen ne yapıyorsun?" dediğimde "Sadece eğer karnın ağrırsa ben onu arayacağım." kahkaha attım. "Jus kıskançlığın hiç de sırası değil! Sağlığım önemli benim." dediğimde Justin başını olumsuz anlamda salladı. "Aramayacağız demiyorum ki! Sadece ben arayacağım." göz devirdim.
.........
"Selena, ben bir arkadaşımla buluşacağım. En geç 1 saate dönerim. Siz o sırada hazırlayın ağacı tamam mı?" dediğinde Justinle kafamızı salladık. "Hoşçakal anne." dediğimde o da "Hoşçakal." dedi. Annemin de gitmesiyle ağaçla baş başa kalmıştık. Justin ile ağacı süslemiştik ve çok güzel olmuştu. "Bu çok güzel oldu." dediğimde gözlerimin içine baktı. "Senin gibi." utancımı belli etmemeye çalıştım. Aklıma gelen fikirle ağaca dökeceğimiz simleri Justin'in suratına attım. "Sen bittin sel!" Justin de torbayı başımdan aşağıya döktü ve bildiğiniz gelinin kız kardeşleriydik. Ağzımız, yüzümüz, her yanımız simdi. "Parlıyorsun Selena!" dediğinde kahkaha attım. "Tabii Jus ne sandın? Nasa beni inceleyebilir çünkü ben bir yıldızım." dediğimde Justin'de kahkaha attı. Üzerimdeki hırkayı çıkardım. "Bir dakika bekle!" deyip odama çıktım. Üzerime ortaokulda giydiğim peri kostümümü geçirdim. O zamankine oranla biraz küçük oldu ama oldu yani. Değneğimi de alıp koşa koşa aşağıya inerken Justin kıkırdayarak gülüyordu. "Gel şuraya benim minik perim!" deyip kollarını kocaman açtı. Ona sımsıkı sarıldığımda o da beni sımsıkı sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE WAY I LOVED YOU |•JELENA•|
FanficBen neler olacağını beklerken Kâhin Halsey, elime bakmaya başladı. "Uzun süre önce bir erkek tarafından çok büyük bir hayal kırıklığına uğramışsın. Bu, genç bir erkekmiş. Bir dakika, bu erkek tarafından iki kişi, iki kadın hayal kırıklığına uğramış...