thirty five

14.2K 1.2K 634
                                    

Yeni bölüüm! Bu arada hepinize çok teşekkür ediyorum, verdiğiniz vote' lar ve attığınız yorumlar beni çok mutlu ediyor. Ben alışık değilim ve bu kadar beğenildiğini bilmek çok iyi hissettiriyor. 

Bu arada bölümde ben bile feels geçirdim iyi değilim.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalaar. :)

Elimi tutarak kafenin kapısına doğru yürürken kalbimin yerinden çıkacağını düşünüyordum, zira bu olanlar mantığıma sığan şeyler değildi. 

Jungkook' un eli elimi sararken ben kendimde değildim. 

Kapıdan çıkıp bir kaç adım attıktan sonra kafeye doğru baktım, insanların gözü camdan dışarıyı yani bizi izliyordu. 

Ben hala inanamıyordum. Şaşkın bakışlarımın arasında onun sesini duydum.

'' Tüm gün burada mı duracaksın? ''

'' Ha? '' diye ona döndüğümde hafifçe güldü. Bu gülüşün samimi mi, yoksa alaylı mı olduğunu inanın ben de anlamamıştım. 

'' Zamanımı burada geçirmek istemiyorum. '' dedi sabit bir ses tonuyla. '' Gidelim. '' 

Bir süre yürüdük. Birbirini tutan ellerimiz bir süre ayrılmamıştı, ama sonrasında ben daha fazla dayanamayarak elimi çektim. 

İçimdeki heyecanı tutamıyordum çünkü. Sanki elim ayağım birbirine karışıyordu ve her anımda saçmaladığımı düşünüyordum. 

Yürürken arada bana dönen gözlerini hissedebiliyordum. Muhtemelen tepkimi ölçmeye çalışıyordu. 

Jungkook biraz, kendini beğenmiş bir çocuktu.  Ve üzerimde bıraktığı etkinin farkındaydı. Uzaktan bana baksa bile elim ayağım birbirine dolaşır ve ne yapacağımı şaşırırdım. Sonra gözlerimi kaçırırdım. 

Onun da çok hoşuna gidiyordu. Böyle sevilmek egosunu tatmin ediyordu, bu gayet açık bir şeydi. 

Şimdi ise yaptığı marifetin etkisini keyifle izliyordu. 

'' Bana aşıksın işte bebeğim. Etkimden kurtulamazsın. '' diyordu sanki bakışlarıyla. 

Adımlarımız evimin önünde durduğunda vücudumu ona doğru döndürdüm, ve yüzüne baktım. 

'' Yol boyunca bir şey söylemedin. '' dedi. Bunun üzerine söylediğim şey;

'' Teşekkür ederim. '' olmuştu. 

Sonrasında o da, ben de konuşmayınca gözlerimi kaçırmak istedim, ama ortamdaki hava beni ele geçirmişti. 

'' Neden yaptın? '' diye sorduğumda güldü, alayla. 

'' O kız sinirlerimi bozmaya başlıyor. '' diye konuştu. '' Seninle aramız kötü olsa bile, o kızın seni rezil etmesine izin veririm mi sandın? '' 

Söylediğine tepki olarak gülen ben olmuştum. Ama gözlerimdeki acıyı gördüğüne kalıbımı basabilirdim. 

Ama umurunda değildi. 

'' Bunu daha önce yapmadın mı? '' diye sordum. '' Bu halim sizin eseriniz. Bütün okulun gözleri benim üzerimde. ''

Bir anda bakışları sertleşti. '' Bunun suçlusu sensin. '' dedi.

Gözlerimi gözlerine kilitlediğimde, içimden geçen garip hisse engel olmaya çalıştım. Heyecanım tavan yapıyordu. '' Ne yani? ''

'' Beni taciz eden kızın sen olduğunu öğreniyorum, Haru. '' dedi sert bir tavırla. '' Ne yapmamı bekliyorsun? '' 

Bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım, çünkü gözyaşları '' ben geliyorum '' diyordu. Ama engel olamadım. 

'' Bu sana beni okula rezil etme yetkisi vermez ki. '' diye konuştum. Sonrasında gözümden bir iki damla yaş düştüğünde onları silmeden cümleme devam ettim. 

'' Sanki yaptığım suçmuş gibi hissettirdin. Seni sevmem, aşık olmam sanki yaptığım en kötü şeylerden biriymiş gibi. Gelip heyecandan sana söyleyememem, sırf bu yüzden gizliden gizliye seninle konuşmak istemem dünyanın en büyük suçlarından biriymiş gibi hissettirdin bana. ''

'' Bir zavallı gibi hissediyorum. ''

Gözyaşlarına daha fazla engel olamadığımda kendime sinirlenmekle yetindim. Jungkook' un karşısında yapılacak şey miydi bu? 

O da kendisinden beklenmeyecek bir hareket yaptı, ve adımlarını bana yaklaştırdı. Aramızdaki mesafeyi kapatarak dibime geldi ve ellerini yanaklarıma yerleştirdi. 

Parmaklarıyla göz yaşlarımı teker teker silmeye başladı, gözleri gözlerime kilitlenirken. 

Sanki ona bakmayı kesmeyeyim diye gözlerimizi birbirine mühürlemişti. 

'' Ağlama. '' dedi gözlerime bakarak. Sesi şiir gibiydi. 

Ben şaşkın bakışlarımı ona kilitlediğimde göz yaşlarımı silmeye devam etti. Sonrasında bana sarıldı. 

Kollarını bana doladı, sımsıkı hem de. 

Bir süre tepki veremesem bile bu sıcaklığı ilk defa hissediyordum. İçim bir tuhaf olmuştu. Sonra dinen göz yaşları tekrar akmaya başladı.

Daha fazla dayanamayacağımı biliyordum. Parmak uçlarımda yükseldikten sonra kollarımı sımsıkı ona doladım.

Kafamı onun vücuduna gömdüm. Kokusu beni mest etmeye yetiyordu.

Sonrasında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım ve ağlamam duracak gibi durmuyordu. 

O ise her defasında kulağıma '' Yanındayım. '' diye fısıldıyordu. '' Endişelenme. Geçti. ''

Ama geçmiyordu. Bu yaptıkları ona daha fazla bağlanmama sebep oluyordu. Ben duygularıma engel olacak gücü kendimde bulamıyordum. 

Bu neyin nesiydi böyle?

BÖLÜM SONU

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin