sixty five

10.2K 843 156
                                    


Siz sınırı geçmediniz ama ben yayınlıyorum. Bir önceki bölüme oy vermeyenler lütfen açıp oy versin. Niye böyle oldu bu defa..

Sınır: 100 vote (lütfen dolsun)

Okuyan herkes basarsa hemen dolar. İyi okumalar.

Bu arada yeni bir fice başladım. Jimin fici. O da bu fic gibi uzun olacak, ve bu tarzda olacak. Bu hikaye bittiğinde boş kalmayasınız diye yeni bir taneye başlayayım dedim. Göz atarsanız sevinirim.

Jungkook' un ağzından.

'' Biraz yavaş olur musun, Haru?

'' Sen hareket ettikçe rahat işimi yapamıyorum Jungkook, lütfen sabit dur. ''

'' Ah! ''

'' Bağırmasan olmaz mı? '' dediğinde ona gözlerimi diktim. '' Acıtıyorsun ama. ''

Bir şey söylemeden işine devam etmeye koyuldu. Olaylı kavgadan sonra evime gelmiştik, ama benim canım fazla yanıyordu. Aynaya baktığımda kendime hak verdim, çünkü yüzüm gözüm kan içerisindeydi.

Bir günde iki kişiyle kavga etmek fazla akıllıca değildi.

Haru da düştüğüm hale dayanamayarak, yaralarımı temizlemek için ısrar etmeden duramamıştı. Ben olur diyene kadar rahat da bırakılmamıştım.

Koltuğa çöktüğümde o da ıvır zıvırlarını alıp yanıma çöktü. Yüzümü temizlemeye çalışırken ben de öylece onu izliyordum. Bu tablo biraz tanıdık geliyordu.

Aynı olayı eskiden de yaşamıştık. Ben dayak yemiş bir şekilde köşede beklerken karşımda Haru' yu bulmuştum.

İtiraz etmeme fırsat vermeden beni eve kadar taşımış, sonra da yaralarımı sarmaya başlamıştı. O gün ondan en çok etkilendiğim gündü. Yanımda kimseyi bulamayacağımı hissettiğim anda karşımda o bitmişti.

Aramızda geçen onca şeye rağmen hala gözlerindeki sevgiyi görebilmiştim o gün. Ben onu yerden yere vurmuştum, ama o hala benim yanımdaydı.

Çocukların beni sevdiğini biliyordum, ama onlar bile gelmemişti. Haru ise koşarak beni bulmuş, ben iyi olmadan beni yalnız bırakmamıştı.

Yüzü o kadar güzel, o kadar masum bakıyordu ki. Tanıdığım insanların hepsinden farklıydı. Beni sevdiğini, değer verdiğini her dakika hissettiriyordu.

Kurtarıcımmış gibi.

Hatırladığım şeylerle gülümsediğimde bana bakarak '' neye gülüyorsun? '' diye konuştu. O kadar güzeldi ki.

'' Aklıma bir şey geldi. '' diyerek konuştuğumda '' ne olduğunu söyleyecek misin? '' diye cevabı yapıştırdı.

'' Bu tabloyu bir kez daha yaşamıştık. '' diye konuştuğumda gözlerini boşluğa dikti. Muhtemelen ne olduğunu hatırlamıştı, ve o günü düşünüyordu.

Geçmişi düşünüp canının yanmasını istemiyordum. Onun canını geçmişte yeterince yakmıştım, aynılarının tekrarlanmasını istemiyordum.

'' O gün de bu kadar kötü görünüyordun. '' dediğinde canım acımıştı. Ama onu üzgün gördüğüm içindi bu.

'' Yine yaralarımı sen sarıyorsun. '' derken gözlerimi gözlerine kilitledim, ve gülümsedim. Canımın acısını göz ardı etmeye çalışıyordum ama dakikalar geçtikçe daha da artıyor gibiydi.

'' Bu hoşuna gitmemeli, Jungkook. '' eli yüzümde gezinmeye devam ederken ben gözlerimi yumdum kısa bir süreliğine. Sonrasında gözlerimi açarak onu izlediğimde yarım bıraktığı konuşmasını tamamladı.

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin