Yeni bölüm yazmış olmanın verdiği mutluluk :') Her gün bölüm atasım geliyor bu hikayeye olan sevgim o kadar büyük. Medyaya da şarkı önerisi koyuyorum. Umarım beğenirsiniz.
Sınırı da : 25 vote diyorum bakalım gelecek mi?
Vote yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. @Ss_Green önerin için çook teşekkür ederim. :')
En çok yazmaya heveslendiğim bölümdü ve bu bölümden sonra dananın kuyruğu kopacak galiba. Bekleyip görelim ~
Yol açtığım grup ayrılığından sonra kendimi suçlu hissettiğim doğruydu. Okulda ders aralarında çocukların yanına gittiğimde alışık olduğum yüzü göremiyordum.
Nereye gittiği de belli olmuyordu açıkçası.
Son zamanlarda çocuklarla hiç konuşmuyordu. Namjoon onun kendi kabuğuna çekildiğini, onlara mesaj bile atmadığını söylüyordu.
Zaten bozuk olan araları daha da bozuluyordu. Suçluluk duygum git gide artıyordu. Bir gün okulda dolaşırken yanında başka bir kız görmüştüm.
Kızın eli jungkook' un saçlarında geziniyordu ama jungkook' un bir tepki verdiği yoktu. Boş bakışlarla etrafı izliyordu.
Onu tanıyordum. Benim bildiğim çocuk bu kadar vurdumduymaz değildi. İçine düştüğü durum onu bu dengesizliğe itiyordu.
Sıramda oturuyorken bir anda kapıdan içeri giren Jaehyo' yu gördüm. Bir hışımla yanıma geldi.
'' Jungkook. '' diye konuştuğunda ayağa kalktım.
'' Jungkook' a ne oldu? '' diye sordum.
'' Birileri iki sokak ötede görmüş. Çok kötü dayak yemiş, Haru. '' diye konuştu. Yüzündeki endişe belli ediyordu kendini. '' Yüzü gözü dağılmış. ''
Bir hışımla yanından koşarak geçip koridora çıktım. Ona bir şey olma ihtimali bile beni korkutuyordu. Ben ona dokunmaya bile kıyamıyorken.
Bahçeye çıktığımda o tanıdık 6 yüzü görüp yanlarına koştum. '' Çocuklar, Jungkook dayak yemiş. '' diye konuştum telaşla. '' Hadi, yanına gidelim. ''
Cevap vermelerini beklemeden bir kaç adım koştum, ama arkamdan adımlar gelmiyordu. Arkamı dönüp onlara baktım.
'' Gelmiyor musunuz? '' diye sorduğumda Namjoon hayır anlamında kafasını salladı. '' Hayır. ''
'' Sen kafayı mı yedin? '' diye bağırdım. Bu ona ilk bağırışımdı. '' Abin ile düzgün konuş. '' diye uyardı fakat onu dinlemedim.
'' Bu sefer değil. '' dedim. '' Birileri onun yüzünü dağıtmış ama siz umursamıyorsunuz. '' diye bağırdım. '' Bu nasıl kardeşlik? ''
Köşede oturan Yoongi kafasını bana çevirip konuştu. '' Başının çaresine bakabilir o. '' diye cevapladı. '' İlk başı sıkıştığında hemen yanına koşarsak bu bir işe yaramaz. '' dedi.
'' O akıllanmadan biraraya gelmeyeceğiz. ''
İçimden yanımda olan insanlara lanet etmekle yetindim. '' Siz gelmeyin. '' diye konuştum sertçe.
'' Ben aşık olduğum adamı yalnız bırakmayacağım. ''
Arkamdan gelen seslere aldırmadan dışarıya çıkıp sokakta koşmaya başladım. Gözlerim telaşla onu arıyordu.
5 dakika koştuktan sonra nihayet sokağın köşesinde onu gördüm. Köşeye oturmuş, öylece yere bakıyordu.
Yanına koşup önüne sindim usulca. '' Oppa? ''
Kafasını kaldırmadığında elimi yavaşça çenesine yerleştirip kafasını kaldırdım. Kaşı, dudağı patlamıştı. Yüzü kan içindeydi.
Yüzünün her santiminde morluklar vardı, elleri bile yara bere içerisindeydi.
Kalbimin binlerce parçaya ayrıldığını hissetmiştim. '' Bunu sana kim yaptı? ''
Cevap vermedi. Elimi eline kenetleyip ayağa kaldırmaya çalıştım. '' Hadi kalk, gidiyoruz. ''
Ne kadar bana engel olmaya çalışsa da onu dinlemeyerek kolunu omzuma atmasını sağladım. Elimi beline sararak benden destek almasını sağladım ve yürümeye başladık.
'' Nereye gidiyoruz? '' diye sessizce sorduğunda '' Bizim eve. '' cevabını verdim.
'' Çocuklar yok. '' diye konuştu. Sesine sinen hüzün içimi titretmişti. '' Sen neden geldin? ''
'' Neden gelmeyeyim? '' diye sordum. Cevabını bildiği soruyu neden soruyordu?
'' Sana bunca zaman eziyet ettim Haru. '' dedi. '' Çocuklar bile gelmiyorken sen neden geldin? ''
O an ağzımdan çıkan cümleye ben de hayret ederek konuştum. '' Çünkü sana aşığım. '' dedim bir anda. '' Sana zarar gelmiş olma ihtimali bile kalbimi parçalara ayırıyor. '' dedim.
Attığımız adımları sonlandırdı, vücudunu ise vücuduma döndürerek yüz yüze bakmamızı sağladı.
Omuzlarıma yerleşen elleri beni kendine yaklaştırdı yavaşça.
Onu bu halde görmekten nefret ediyordum. Her yeri kan, yara bere içerisindeydi. Yüzünü bana yaklaştırmaya başladı. Gözlerime kenetlediği gözleri içimi titretiyordu.
'' Bana hala aşık mısın? '' diye sorduğunda bir süre cevap veremedim. Yakınlığı bedenimi ele geçirmişti.
'' Cevap ver. '' diye sertçe konuştu. Gözlerimi kaçırmaya çalışırken sessizce '' aşığım '' dedim. Bir kaç saniye sonra dudaklarını dudağımın bir kaç santim kenarına bastırdı.
İşte o an nefesim kesilmişti. O da adı gibi biliyordu ki, onun acı çekmesi benim acı çekmem demekti.
O küçük bir yara alsa benim kalbim parçalara ayrılırdı.
Dudağımın kenarına bastırdığı dudaklarını ayırdı ve yüzünü boynuma gömdü. Kolları bedenimi sararken ne yapacağımı bilememiştim.
'' Böyle kalalım. '' diye kulağıma fısıldayan sesini hissettiğimde gözlerimi yumdum.
Ömrümün sonuna kadar onun kollarında kalabilirdim. Beni sevmese bile ona destek olmama izin vermesi, benim için yeterdi.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lover | jungkook
Fanfictionx : sana mesaj atmaktan vazgeçmeyeceğim jungkook, boşuna uğraşma [ 17.02.17 hayran kurgu #7 ] [ 02.03.17 hayran kurgu #7 ] @fromagustd ve @wandormily ' e ithaf edilmiştir.