Bölüm 12

273 31 6
                                    

"Luhan'dan nefret ediyorum."

Chanyeol cümleyi yaklaşık bininci kez tekrar ederken. Elimdeki bardağı inceledim, içindeki sıvıyı hafifçe salladım.

"Onun da seni pek sevdiği söylenemez hyung."

Sehun konuştuğunda Chanyeol tüm barı inletecek bir kahkaha sundu.

"Beni sevmemesi normal. Onun hayatını kararttım."

İçimden "iyi bok yedin." Diye geçirdim. İkili gevşek konuşmalarına devam ederken planımı işletmeye başladım.

"Park Chanyeol... Nereden geliyor bu Lu Han nefreti?"

"Tamamen Kyungsoo ve geçmişimizden kaynaklı... Luhan onun aklını karıştırıyordu. Ben ona aşıktım ama o Luhan'a ilgi duyuyordu. Ben de onu ona karşı doldurmakta buldum çareyi. Biraz araştırınca her şeyin daha da mükemmelleştiğini gördüm. O, çaresizdi ve ben çaresizlerin hayatını daha da acınası hale getirmeye bayılırım... Luhan'ı mahvetmek için başka her yola başvurabilirdim ama onun zayıf noktasını bildiğim halde başka yollara ihtiyacım neden olsun ki?"

Yumruklarımı sıktım.

"Yani babana söyledin ve onu hastaneye tıktı."

"Aynen öyle zeki çocuk."

"Doktor Song, bunu fark etmişti çok önceden... Ona ne oldu peki?"

"Ayağımıza bağ oluyordu. Ben de onu ortadan kaldırdım."

"Öldürdün mü?"

"Hayır ben öldürmedim."

İş sandığımdan daha karışıktı. Chanyeol'ün bir adamı ortadan kaldırmasından bahsediyorduk, zevk için, ayağına bağ olduğu için masum birini öldürmesinden. Telefonumu çıkardım ve ayağa kalktım.

"Gitmem gerek beyler. Siz de arkanızı kollayın, pek güvende değilsiniz gibi."

Arkamdan saçmaladıkları şeyleri dinlemedim. Bayan Kim'i nasıl aradım, Joonmyeon'un evine nasıl koştum bilmiyorum, o kadar heyecanlıydım ki. Luhan'ı kurtaracaktım. Onun bana olan güvenini boşa çıkartmayacaktım.

"Alo? Bayan Kim."

"Jongin... sorun ne bu saatte niye aradın?"

"Olayı çözdüm efendim. Üstelik ses kaydım da var!"

"Luhan ile ilgili mi?"

"Evet efendim."

"Sabah erkenden gel. Öğlene kalmadan işi bitiririz. Ama sakın Joonmyeon veya Yifan'a yakalanma."

"Peki efendim."

***

Sabah saat altıya on kala evin önünde Bayan Kim'i bekliyordum. İçimdeki kıpırtıları dışarı yansıtıyordum. Bayan Kim'in de dikkatini çekmiş olacak ki merdivenlerden inerken gülerek,

"Bu ne mutluluk Jongin?"

"Sonunda onu kurtaracağımız için seviniyorum. Kim bilir ne kadar korkmuştur."

"Ona karşı hislerin mi var?"

"Hayır efendim... sadece manevi annem Haneul, onu bana emanet etti."

Bayan Kim son derece ciddiydi. Nedenini bilmiyorum, ama gerçekten az sonra patlayacak bir volkan gibiydi. Sinirlendiği apaçık ortadaydı. Kulakları kızarmıştı ve dudaklarını sıkıca kapatmıştı.

"Luhan... Joonmyeon'la evlenecek. Buna karar verdim. Eğer böyle bir düşüncem olmasa onu aklamak istemezdim. Anladın mı Jongin? Yani... Eğer ona karşı duygular besliyorsan. Vazgeçmen için geç değil."

OceanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin