Changmin'in cenazesinde öylece karşımda duran resme bakıyordum. Gülüsmüyordu; yine beyaz önlüğüyle.
"Özür dilerim."
Dedim uzun bir sessizlikten sonra.
"Hayalleri olan bir gençken şimdi... Beni korumak uğruna feda olmuş bedenini yakacaklar. Benim yüzümden oldu her şey."
Arkadan gelen tıkırtıları duymazdan gelip yaptığım işe devam ettim. Göğsüm parçalanana kadar ağladım.
"Kendini çok yıpratıyorsun, hadi. Cenaze yemeği dağıtılıyor."
"Yemeyeceğim ki zaten hakkım değil."
"Saçmalama Luhan, hadi."
"İstemiyorum Jongin."
Hemen ardından içeri giren Kyungsoo üzgün gözlerle bana baktı.
"Jongin sen git, biz geliriz."
Jongin'in kaşları sorarcasına kalktı ama sonra nedense güvendi ve cenaze odasından çıktı.
"Acını biliyorum, cenazelerden nefret ettiğini de. Şu an tuzlu suyun genzini yaktığını hissediyorsun. Çünkü kendini suçluyorsun ama değilsin. Lanet olsun tamamen benim beyinsiz sevgilimin suçu."
"Chanyeol'ün suçu olsa da... onun bunu yapmasındaki neden bendim. Bu benim suçum Kyungsoo. O benim yüzümden öldü."
Kyungsoo sıkıca bana sarıldığında, cenaze yemeğinin yendigi salonun çıkışının oradaki Chanyeol ile göz göze geldik. Bir gülümseme sundu ve tüm kanımın çekilmesine neden oldu.
"Her şeyi bitirmek istedim. Onu geri getirmek... benim olmam gereken yere gitmem; onun da ait olduğu hastanesine geri dönmesi gerekiyordu."
"Ne yaptın?"
"Onunla buluştum, Chanyeol'le. Ona Changmin'i bırakmasını söyledim. Ama... o... sizin yok oluşunuzu izlememi istediğini söyledi. Beni tanıyor ne yalan söyleyeyim... sizi kaybedersem daha çok yaralanırım. Onun amacı da yaradan yürüyemez hale geldikten sonra beni kendi elleriyle öldürmek değil mi zaten?"
"Senden neden bu kadar nefret ediyor bilmiyorum Luhan... Ona kandığım için şu an it gibi pişman hissediyorum. Hele seni öldürmek istemesi... Beni öyle tedirgin ediyor ki..."
"Chanyeol umutsuz bir aşık, ben de aşık olduğu adamın kalbinde büyük yere sahiptim önceleri."
*
Evde oturuyorduk. Jongin de ben de konuşmuyorduk bile. Ben konuşsam ağlayacaktım, o konuşsa kalbimi kıracaktı. O yüzden susuyorduk belki de. Biraz daha bekledikten sonra
"Neden?"
Diye sordu. Muhtemelen Kyungsoo ile konuşmuştu.
"Neden gittin, onunla buluşmaya?"
"Size zarar verecekti."
"Eğer..."
"Dinle beni Jongin... sana gelmemi istiyorsun. Ben de sana geleceğim. Ama Chanyeol serbest olduğu sürece, ne sana gelebilirim ne de seninle kalabilirim. O seni alacak benden... Onu hapse tıkmadan durmayacağım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean
FanfictionSenelerce tutkunu olduğum o sonsuz mavilik, tüm hayatımı dalgalarına katıp götürdüğünden beri tek korkumdu. Bu korkumu yenmek istesem de o, beni gittikçe bitirmeye devam ediyordu. Şimdiyse tek kurtuluş yolum o sonsuzluğun derinliklerinde kendini bul...