Bölüm 18

186 26 1
                                    

JONGIN

Karşımda duran adamın amcam olmamasını umdum. Ama kanlı canlı amcamdı ve aksiliğe bak ki Luhan bize doğru yaklaşırken onu fark etmişti.

"Arkadaşınlasın herhalde."

"Hayır, hayır tanışmıyoruz. Amca neden biraz ileriye doğru  gitmiyoruz."

Luhan'ın kaşlarının çatıldığını fark ettiğimde ona doğru döndüm ve gülümseyip ilerideki kafeyi işaret ettim. Kafa salladı ve dudaklarını oynatıp çabuk ol dedi. Amcam bana baktı; ve gülümsedi. O gülümseyince midemin bulandığını hissettim.

"Hiç arayıp sormuyorsun Jongin."

"İşlerle meşgulüm amca biliyorsun."

"Ah... Kardeşimin şirketindeki işlerin."

"Hayır, kendi şirketim. Biliyorsun babamınki battı; bazı kumar meseleleri yüzünden. Hatırladığını varsayıyorum."

Yüzündeki ukala gülümseme solarken, benim yüzümdeki gülümseme büyümüştü.

"Yuna ve ben seni bir gün bekliyoruz. Seni soruyor hep."

"Eh, yaşıtı birilerini arıyordur."

Gereğinden fazla sesli tiksinç bir kahkaha bıraktı.

"Hiç kardeşime benzemiyorsun."

"Bugün yaşayıp, şükrediyorsam ondandır amcacığım."

"Bir gün yine görüşelim. Arkadaşınla beraber."

Dediğinde yumruklarımı sıktım.

"Edinirsem, getiririm."

*

Luhan'ın yanına gittiğimde tek başına oturmuş parmaklarıyla oynadığını gördüm. Bunu genelde bir şeyler hakkında endişelendiğinde yapardı. Muhtemelen benim ona yaptığım saygısızlık onu kırmaktan çok, endişelendirmişti.

"Özür dilerim, burada konuşmayalım olur mu? Ben arabayı almaya iniyorum. Sen de benden hemen sonra orada ol."

"Eve geçince lütfen bir açıklama yap. Aksi takdirde aklımı yitireceğim. Neden... Neden beni tanımamazlıktan geldin? Eşcinsel olduğun için utandın mı? Yoksa... erkek arkadaşının benim gibi biri olması seni endişelendirdi mi?"

"Lütfen o taraflara girme bile. Çünkü nedenini dinleyince bana hak vereceksin. Hadi, gidelim. Lütfen. Şu an kesinlikle bizi izlemeye çalışıyor."

"Tamam. Git sen, geliyorum."

Arabaya ilerledim ve Luhan için kapıya kadar gittim. Amcamı görebiliyordum. Kapıda durmuş etrafı inceliyordu. Tahminimce beni arıyordu, veya Luhan'ı. Kapı açıldı ve sevgilim arabaya bindi.

"Bize bakınıyor. Hadi, gidelim."

Eve gidene kadar konuşmadık çünkü öyle geçiştirilecek bir konu olmadığını ikimiz de biliyorduk. Bu yüzden evde enine boyuna konuşmak istiyordu Luhan. Ben de anlatacaktım elbette.

"Başlasan iyi edersin."

"Leeve şirketleri kimin biliyor musun?"

"Lee Min Seung diyorlardı hep. Eski sahibinin olaylı ölümünden sonra şirketi eskisinden de popüler bir hale getirmişti ama."

"Lee Min Seung aslında var olan birisi değil. Lee Min Seung benim."

"Nasıl ya... Ama Kim... Jongin?"

"Gerçek ismimi kullanmak istemedim çünkü diğer aile bireylerim beni o zamanlar öldü biliyordu. İlk çabaladığım zamanlarda, amcam beni fark etmiş sonra tüm herkese duyurmuştu. Aslında bakma sevimli bir insan gibi duruyor. Ama değil. Kurnaz tilkinin teki. Kumarbaz bir alkolik... Tıpkı babam gibi. Neyse... Böyle olunca ben de kendimi daha rahat hissettim ve daha çok çabaladım. Haneul ve ben şirketi bu hale getirdik. O şirket benim şirketim oldu."

OceanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin