Bölüm 20

202 24 5
                                    

Sehun'a olan bakışlarımı nihayetinde Joonmyeon'ların olduğu tarafa çevirdiğimde bana onların da bana tuhaf bakışlarla baktığını fark ettim. Elimde değildi. Sehun gereksiz bir şekilde Shi Xun'a benziyordu ve bu benim kalbimi sıkıştırıyordu. Jongin'e doğru döndüm ve gülümsedim. 

"Refakatçın kim?" 

"Haneul... bırakmadı beni. Ona tek yaparım demiştim." 

"Bu tek yapıyor halin zaten." 

güldü. Gözüm Sehun'a kaydı tekrardan. Joonmyeon tuhaf bir bakışın ardından ayaklandı. 

"Yifan ve ben süpermarkete gidiyoruz Jongin. Eğer ihtiyacın olursa ara. Hemen gelirim olur mu?"

"Tamam hyung. Tao ve Yixing'e de söyle endişelenmesinler... Gelemedikleri için mesaj atıyorlar."

onlar konuşurken koltuğa oturup Sehun'u izlemeye devam ettim. Nasıl oluyordu, nasıl benziyordu tıpa tıp Shi Xun'a? Bakışlarımı yakalamış olacak ki, bana doğru döndü ve gülümsedi. Jongdae bana doğru geldi ve kolunu omzuma koydu.

"iyi misin Luhan? Sana bir şey olmadı öyle değil mi?"

"Yok... iyiyim. Jongin'e bir şey olacak diye çok korktum ama sana güveniyordum sonuçta."

"Baş komiser Oh olmasa yetişemezdik." 

Sehun'a doğru döndüm ve yüzümdeki gülümsemeyi genişlettim.

"Size de teşekkürler." 

dedim tam gözlerinin içine bakıp. Neden böyle derin bakıyordum ona bilmiyorum, belki de Shi Xun'un gözlerindeki ışıltıyı arıyordum. Hoş koskoca adamın gözlerinde, benim minik kardeşimin parıltıları ne gezsin? 

"Jongin, eski dostum. Kendine iyi bakman gerek."

Sehun bakışlarını nihayetinde benden çekip, Jongin'e döndü. 

"Chanyeol'ün arkadaşı olduğunu sanıyordum. Neye inanacağımı şaşırmış haldeyim."

"Evet... Chanyeol ve ben çok yakınız. Ama, o benim polis olduğumu; ben de onun katil olduğunu bilmiyordum. Açıklamak gerekirse, onun hala masum bir çocuk olduğuna inanıyorum. Çünkü ben... Park Chanyeol'ün ruhunu biliyorum."

az önce hasretle bakan gözlerim, şimdi hasret yerine sorgularcasına Sehun'u süzüyordu.

"Biliyorum farkındayım, o çok kötü biri. Özellikle Luhan'a zarar vereceği düşüncesi beni deli ediyor ama... O benim arkadaşım. En yakın arkadaşım ve öylesine silip atamıyorum anılarımızı."

gülümsedim. Söyledikleri beni etkilemişti. Ona neden böyle hissediyordum bilmiyordum, ya da... Chanyeol'e yardım edebileceği gerçeğini göz ardı ederek nasıl ona güvenebiliyordum bilmiyorum ama...

Bildiğim tek bir şey vardı, o da Jongin'e giden yolumda; karşıma geçmişimden bir duvar örülmeye başlanmıştı ve bu duvarı bizzat Sehun örüyordu.

***

Yerleri silerken belimden gelen çıt sesiyle yavaşça doğruldum. 

"Sanırım kırdım belimi." 

diye mırıldandım. Sonra viledayla mutfağa doğru ilerleyip, yerleri silmeye devam ettim. Bugün Jongin taburcu oluyordu ve o eve gelmeden önce evi tertemiz etmek istiyordum. Bunu neden yaptığıma dair en ufak bir fikrim yoktu ama sonuç olarak yararlı bir şey yapıyordum. Kapı çaldığında elimdeki viledaya kısa bir bakış attıktan sonra

"şimdi gelmemeliydin Jongin-ah..."

diye mırıldandım. Hızlı adımlarla kapıya yürürken daha yeni sildiğim koridorda ayağım kaydı ve dizlerimin üstüne sert bir iniş yaptım. Yavaşça kalktım ama dizlerimi pek hissettiğim söylenemezdi. Yavaşça kapıyı açtım, karşımda duran kişiyi görmek adına acıdan iki büklüm olmuş bedenimi hafif dikleştirdim.

OceanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin