LTLA - 6. Bölüm

1.6K 85 8
                                    

Gözleri tekrar gözlerimden dudaklarıma kaydığında o mükemmel dudaklarını dudaklarımın üstünde hissettim. Yumuşacık dudaklarıyla dudaklarımı öpüyordu. Ona karşılık vermeye karar verdim. Bende onu öpmeye başlamıştım. Liam elini belime daha da sıkı sarmıştı. Dudaklarının tadı gerçekten mükemmeldi.. Gerçekten keyif alıyordum..

Ama..

Biz-biz ne yapıyoruz?

Aklım, başıma daha yeni yeni gelirken ellerimi Liam'ın göğsüne bastırdım ve hızla onu geri ittim. "B-bu, bu olmadı.." duraksadım. Ellerimi anlımda gezdirip devam ettim.

"Bunu olmadı say Liam.. Biz böyle bir şey yaşamadık."

Liamla öpüşürken gerçekten aklım neredeydi? Nasıl öpüşüne karşılık verdim? Nasıl bu öpücükten keyif aldım? Nasıl? Aklım ermiyor.. Hızla banyonun kapısını açıp kendimi dışarıya atmış hızla uzun koridorda yürüyordum. Arkamdan gelen adım seslerini duyunca daha da hızlandım ama Liam benden daha hızlıydı. Zaten her sabah koşuya çıkardı.. Hızlı olmamasını beklemek aptallıktı. Liam hızla kolumu tutup beni geriye çekti, yüzümü ona dönmemi sağladığında başımı yere eğdim. Gözlerine bakmak istemiyordum. Eğer bakarsam yine benden beklenmeyecek şeyler yaparım, biliyorum. Liam, bir eliyle yüzümü kaldırıp, gözlerine bakmamı sağladı. Diğer eli ise hala kolumdaydı.. 

"Ya ben unutmak istemiyorsam?"

Yüzümü ekşittim.

"Liam, sende unutmak isteyeceksin, bende. Ve unutacağız." 

Çok kararlı ve kendimden emin bir şekilde söylemiştim.

Tekrar "Unutacağız." diye fısıldayıp arkamı döndüm ve uzaklaşmaya çalıştım. Liam'ın eli, kolumdan elime doğru inmişti ve sımsıkı tutuyor, gitmeme izin vermiyordu. Gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Birazdan ağlamazsam iyi!

"Liam, elimi bırak..." diye fısıldadım. Aslında bağırmak istiyordum ama sesim titriyordu ve bağırmama izin vermiyor, fısıldama olarak çıkıyordu.  "Hayır" dedi otoriter bir sesle..

"Önce beni dinlemelisin!"

Kafamı 'Hayır' anlamında salladım. Elimi Liam'ın elinden kurtarıp, Liam'ı hızla koridorun kolonunun olduğu tarafa doğru, geriye ittim. Buradan uzaklaşmak için bir adım atmıştım ki duyduğum inleme ile yerime mıhlandım adeta... Kendime gelip hızla arkama döndüğümde Liam'ın elinin alnında olduğunu gördüm. Bir yandan da inliyordu.

Liam'ın elini alnından çekmeye çalıştığımda, aslında kaşının patlamış olduğunu gördüm. Hepsi benim suçumdu! Onu-onu itmesem böyle olmayacaktı. Çok fevri davranmıştım, kızmış, üzülmüştüm. O duygularla Liam'ı itmiştim. Çarprazımız da kalan kolona çarpacağını bilemezdim.

"L-liam, Liam ben özür dilerim, çok özür dilerim." 

İşte şimdi gerçekten ağlayacaktım. Gözlerim öyle buğulanmıştı ki önümü göremiyordum. Gözlerimi kapattım ve iki gözümden de yanaklarıma doğru birer damla yaş aktı. Liam'ın kolundan tutup, biraz önce çıktığımız, banyoya yeniden soktum. Klozetin üstüne oturmasını sağlayıp, banyo dolaplarını karıştırmaya başladım.

Gözlerimden yaşlar daha şiddetli akmaya başlamıştı. Arada iç çekiyordum. Dolapların birinde -sonunda- ilk yardım çantası bulmuştum. Hızla Liam'ın yanına gittim ve aynı boyda olmamız için dizlerimin üstünde oturmaya başladım. İlk yardım çantasından tentürdiyot, pamuk, sargı bezi çıkarırken yine mırıldanıyordum.

Love To Love AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin