Love To Love Again

LTLA - 16. Bölüm

Şarkılarımızı öğrendikten sonra Chace evden ayrılmıştı. Bende mutfağa girmiştim, Liam da peşimde dolanıyordu.

Buzdolabından, bir tane fıstıklı çikolata çıkarttım ve paketini açmaya çalıştım. Salonda ki büyük kanepeye oturdum ve evin nimetlerinden olan laptoplardan birini kucağıma aldım. Daha kahvaltı yapmadığımız için çikolata yememin midemi bulandıracağını biliyordum ama buna rağmen paketi açmaya çalıştım. Zorlamama rağmen beceremeyince Liam elimden aldı ve paketi açmaya başladı. O paketini açarken bende arama motoruna "Twitter" yazdım ve kendi hesabıma girdim.

Paketi açılmış çikolatayı Liam'ın elinden kaptım ve hemen ısırmaya başladım. Liam da hemen yanımda oturup, benim Twitter'ıma göz ucuyla bakıyordu. Bir tane ısırık daha aldım çikolatadan ve Liam da elime doğru eğildi ve çikolatamı ısırdı.

"Heyy! O benim. Git kendine çikolata al!"

Çikolatamı ondan uzaklaştırmıştım.

"Sadece senin yediğinin tatlı.. Öbürlerinin tadı bu kadar hoş değil."

Liam'a kafa sallamakla yetindim. Twitter'ımın etkileşim tuşuna bastığımda hiçte hoş Tweetler görmemiştim. 

"Ah! Pis sürtük!" yazan bir tweetin üstüne geldim sohbeti gör tuşundan konuşulanları okumaya başladım. Liam da laptopın içine girmiş, tweetleri okuyordu.

Sohbet Harry'e bir kızın "Yarışmacı Millie ile Liam'ın arasında ne var? Sahnede kaç dakika kaldıklarından haberleri var mı?" tweeti ile başlıyordu.

Harry ise kıza cevap olarak şunları yazmıştı. "Ah! Onlar mı? Tanıdığım en iyi çift! Doğru duydunuz çıkıyorlar!" Harry'nin tweetine gözlerimi pörtletmiş bir şekilde bakıyordum. 

"Ah! Liam. Onu öldüreceğim. Bize sormadan yazdıklarına da bak!"

"Sakin ol Millie.. Önemli değil. Sonuçta öğreneceklerdi.."

"Öğrenmeyeceklerdi Liam."

"Millie saçmalama.."

Liam'ı umursamadan aşağıda ki tweetleri okumaya devam ettim. Herkes bana "Sürtük, orospu, çirkin, aptal..." kısaca ağzına geleni yazıyordu.

Liam laptopı kapatıp bana döndü.

"Bir daha twitter açmak yok.. Onları okumakta yok.."

"Okumaya çokta meraklı değilim.. Ama olsun Liam. onları da anlıyorum inan.."

"Nasıl?"

"Yani, belki bunu bir itiraf olarak görebilirsin ama.. Hani sen şu ayrı kaldığımız 3 sene boyunca bir kaç tane sürtükle çıkmıştın ya hani.."

"Millie!"

"Of tamam. Sürtük değiller. Mükemmeller. Neyse onlarla çıktığında onlara nefret tweeti atanların arasında bende vardım. " dudaklarımı büzmüştüm ve başımı yere eğmiştim.

Liam bir anda kahkaha atmaya başladı. Kahkahalarının arasından "Sende mi? Gerçekten mi? Nefret tweeti attığına inanamıyorum.." diyordu.

"Liam kahkaha atmayı kes! Ne yapabilirim? Seni hala seviyordum, ve o kızlarla.. kıskanmış olabilirim.."

Liam durmadan kahkahasına devam ediyordu.

"Liam sus!"

"Liam gülmeyi kes!"

"Liam!!"

Hala gülüyordu. "Peki, Liam." tripli bir şekilde ayağa kalkmış gidiyordum. Kolumdan tutup beni durdurdu.