LTLA - 23. Bölüm

1.2K 78 7
                                    

"Doydum."

Liam, bardağı tepsiye bırakıp, bana baktı.

"Üzgünüm.. Yani bağırdığım için.."

Tanrım, yine o masum gözlerini kullanıyordu. Dayanamadığım, masum yüz ifadesini, masum mimiklerini, kaşlarını, dudaklarını...

Tanrım, bana yardım et.

Kendimi dizginledim ve ona cevap verme ve hemen üstüne atlama, ona sımsıkı sarılma duygumu bastırdım. 

Bir şey söylememi beklermiş gibi yüzüme bakıyordu. Bu 'Lütfen Millie' bakışları beni kalpten götürecekti. Başımı yan tarafa doğru çevirdim ve göz kontağımızı bozdum. Elini, yanağıma koyup okşadı.

"Mill, seni çok seviyorum. Bu davranışların beni çok üzüyor.. Zaten suçlu hissediyorum sana karşı, kendimi.."

Liam'a doğru döndürdüm kafamı... Tam ona ne kadar zamandır içimde biriktirdiğim o şeyleri, söyleyecekken, hapşırmak gelmişti içimden. Ama hapşıramıyordum. Kendimi, zorlamaya başlamıştım.

Ah, lanet. En zor şeylerden biri hapşırmanız gerekiyorken, hapşıramamanız. Ağzım, bir kaç defa hapşırmak için açılmıştı ama becerememiştim. Liam, bana tuhaf tuhaf bakıyordu.

"İyi misin?"

En sonunda o beklediğim, hapşırma ağzımdan çıkarken, ellerimle ağzımı kapatmıştım. Hapşırma sesim oda da yankı yapmıştı.

Aman. Tanrım.

Hapşırırken, ağzımdan çıkan o- o şey.. Ih, balgam yüzünden -Tamam biliyorum. Lütfen iğrenmeyin. Gerçi nasıl olacaksa o?- elimi yüzümden çekmemiştim. Aman. Tanrım. Bu. İğrenç.

Liam'ın yanında o halde gözükmek istemiyordum. Beni böyle görmesi dünyada isteyeceğim son şey.

"Liam. Çık dışarı. Çabuk çık!"

Heyecanlı heyecanlı Liam'a bağırıyordum.

"Millie iyi misin?"

Bileklerimden tutup, ellerimi yüzümden çekmem için uğraşıyordu. Bense onunla savaşıp, elimi yüzümden çekmiyordum. Tanrım. Kim sevgilisini o halde görüp, iğrenmez ki?

"Hayır. Çıkmıyorum. Sen beni affedene kadar buradayım." dedi otoriter sesi ile.

"Liam. Sana çık diyorum."

"Millie, elini yüzünden çek."

"Çekemem."

"Neden?"

"Ah, Liam. Söyleyemem. Çık sana yalvarırım."

Bileklerime daha da yapıştı. 

"Lanet olsun Liam. Hapşırdım ve elime şey geldi- şey işte. Of. Liam çık. Eğer, şimdi şu lanet odadan çıkmazsan, Tanrı şahidim olsun ki seninle sonsuza kadar barışmam." dedim en sert ses tonumla.

"Tamam. Sakin ol. Çıkıyorum. Ama hemen geleceğim." 

Liam'ın odamdan çıkmasını izledim. Kapıyı kapattığı an kendimi yatağımdan dışarı attım. Odamdaki banyoma girdim ve ellerimi, yüzümü yıkamaya başladım. Tanrım, ne utanç verici ve itici bir durumdu! Gerçekten tek kelime ile açıklanacaksa... İğrençti. 

Ellerimi kurulayıp, odama geçtim ve yatağıma geri yattım. Aklıma biraz önce Liam'ın söyledikleri geliyordu. 'Bu davranışların beni çok üzüyor..' Ben onu üzüyordum. Dünya da ki en sevdiğim insanı üzüyordum. Bende üzülüyordum.. Her şeyi kendi haline bırakmanın zamanı geldi.

Love To Love AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin